Ah şu "ilk"ler... |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
hazal_c
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 16.Eylül.2008 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 127 |
Alıntı Cevapla
Konu: Ah şu "ilk"ler... Gönderim Zamanı: 05.Ekim.2008 Saat 22:41 |
Hayatımızın en önemli anlarıdır "ilk"ler... Ben en çok "ilk" i nerede yaşadım? Cevabı biliyorsunuz: Tabii ki Beykoz Vakfı'nda, o sahnede ve sevgili hocacığımız Sinan Amcamız sayesinde...
İlk geldiğimiz gün hepimiz aynı heyecanı,aynı sevinci yaşıyorduk.Hepimiz orada "Çin işkencesi" dediğimiz ama hayatımızın aslında dönüm noktası olan tanışma faslını yaşadık.Bütün ışıklar yüzümüze vurmuşken, herkesin yüzüne bakıp senin hakkında ne düşündüklerini anlamaya çalışırsın ama ilk sıra dışında kimsenin yüzünü net göremeyeceğini (hatta çoğunun yüzünü hiç göremeyeceğini) bilmezsin... Bir yandan kendini rahatlatmaya çalışırsın ; "Çekinilecek bir şey yok.Niye heyecanlanıyorsun ki?Sorulara cevap ver bitti bu kadar!" Öööyle değil işte! İçinden bunları söylüyorsun ama aynı zamanda elini ayağını zor tutuyorsun. Sonra sıra şarkı söylemeye geliyor. Ben iki şarkı söylemiştim.Artık kendime ne kadar çok güvenmişsem (iç sesim galip gelmiş,aslanım benim ) yabancı bir şarkı da söyledim(Artık ne kadarı doğruysa o sözlerin...) ikinci olarak da izel'in o zaman popüler olan şarkısını söylemiştim:Bebek.. Ben başlayınca oturanlar da tempo tutmuşlar bir süre sonra da bana eşlik etmişlerdi. O an ki rahatlamamı anlatamam...(Hele Tülay'ın sert sorularından sonra )
Bir de Sinan Hocamı ilk gördüğüm an var tabii...Tanışmamız yani...
Annem tutturmuştu "Ya folklor ya da tiyatro" diye.Benim folklore okuldan dolayı bir gıcığım vardı.Tek seçeneğim kalmıştı:Tiyatro. Yani aslında annemin gazına geldim. Biz kayıt yaptırıp aşağı indiğimizde içeride çalışma vardı."Fuayede Sinan Bey'i bekleyin" dediler. Oturduk bekliyoruz.Bir yandan da ben aklımda öyle bir "Hoca" hayal ediyorum ki... Hani tiyatrocu,oyuncu üstelik bir de yönetmen,senarist,(..) denilince ne bekler ki bir çocuk? Boynunda bir fular, gömleğin üç-dört düğmesi açık içinden sarkıyor. Ben böyle biri beklerken kapı açılıp da içeriden dünyalar tatlısı,şirin mi şirin,samimi mi samimi,güler yüzlü bir amca çıkmasın mı? Annem beni dürtüp "Hadi ben de gelebilirmiyim? diye sorsana" dedi de ben de kalkıp yanına gittim.Bir kolunu benim küçük omzuma atıp adımı sordu o tatlı amca.Ben de söyledim.Ardından da "Provanızı izleyebilir miyim?" diye sordum. Mayıs ayıydı ama nerden bileyim prova olmadığını.
O zaman iki grup vardı.Küçük yaştakilerin olduğu grupta yaşıtım yoktu ama büyük gruptakilerle aramda daha fazla yaş farkı vardı. Ben abi-ablalarımla olmak istedim. Hala neden olduğunu bilmem...
Sahneye ilk çıktığımda yaş farkının getirdiği bir korku da vardı.Ama sonradan hepsini yendim.Kimin sayesinde olduğu açık: Sinan Hocacım...
İlk oynadığım oyun, Sevgiyi Biz Başardık'tı.Mavistan çocuklarındandım. İki repliğim vardı
Biri :"Ayyy fenalık geldi şu dedemin dedesinin dedesinden!"
Diğeri : "Dünyada olmaz!"
Kolkola dans ederdik, ne güzeldi... Perde aralığından sahneyi izlemek...Becerebilirsen seyirciye bir göz atmak... En ilginci de kendi okulundan,kendi sınıfından arkadaşlarının karşısına çıkıp oynamak... Ardından hepsini dansa çağırıp birlikte hoplamak zıplamak...
şimdi haftasonları dersaneye gitmektense,bütün gün o sahnede olmayı,hoplayıp zıplamayı isterdim... İçimde o 10 yaşındaki çocuk hiç büyümedi, anlaşılan hiç büyümeyecek de...
Geçen sene okulumun tiyatro klübündeydim.O sahnenin beni etkilemediğini gördüm..Çünkü ben oraya ait değilim.Sıcak değildi orası, herşeyi eksikti..Kulisinde rutubet kokusu eksikti, Hülya Teyzesi,Nurten Teyzesi,Tuğhan Abisi eksikti, asıl rol arkadaşlarım eksikti... Karanlık odasında Eren Abisi eksikti,İlhan Abisi eksikti...Bir de Sinan Hocası eksikti oranın... Aslında orası bir hiçmiş değil mi?
|
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |