Küresel Isınma ve Türkiye |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: Küresel Isınma ve Türkiye Gönderim Zamanı: 22.Şubat.2009 Saat 22:22 |
Küresel Isınma ve Türkiye İklim değişikliğinin ciddi tehdit oluşturmaya başladığı son dönemde küresel ısınmanın Türkiye’ye etkileri ve yapılması planlananlar hakkında çok ciddi açıklamalar yapılmadı. Yöneticilerden bu konuda ciddi atılımlar görmemek gerçekten üzücü. Maalesef Türkiye’de küresel ısınmaya karşı alındığı belirtilen önlemler su ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik planlardan öteye gidemedi. Daha global bir bakış açısıyla konuya yaklaşılması son derece önemli. Yöneticiler, su sıkıntısının küresel ısınmanın sonuçlarından yalnızca bir tanesi olduğunu biliyor olmalı. Bunun aksini düşünmek hepimizi büyük bir karamsarlığa sürükleyecektir. Ne yazık ki Türkiye açısından şu anki durum itibariyle karamsarlığa kapılmamak oldukça zor. Bir sonraki bölümde ayrıntılı olarak değinilecek olan Kyoto Protokolü’nü imzalamayan ülkelerden biriyiz. Acilen yapmamız gereken, bu protokolü bir an önce kabul edip karbon emisyonları konusunda hem diğer ülkeler üzerinde baskı kurmak, hem de Türkiye için gerekli önlemleri almak olmalı. Fakat ülke gündemindeki gelecek hedefleri arasında buna rastlayamıyoruz. Dünya çapında gerçekleşen bir ısınmadan sadece su ihtiyaçlarıyla ilgili önlemler alarak Türkiye’nin etkilenmeyeceğini öne sürmek maalesef hiçbir bilimsel gerçekle bağdaşmıyor. Küresel ısınmanın etki ve sonuçlarından izole olabilmek hiçbir ülke için mümkün değil. Türkiye karbondioksit salınımında %1.3’lük payla 13. sırada yer alıyor. 1990 yılında atmosfere yıllık olarak 200 milyon ton karbondioksit bırakırken bu salım 2004 yılında yaklaşık 350 milyon tona yükseldi. 2010 yılında ise bu miktarın 400 milyon tonları aşması bekleniyor. Şu anda %72.6 oranındaki karbon salınımı artışıyla OECD ülkeleri arasında en yüksek salınım artışına sahip ülkeyiz. Peki, Türkiye’yi bekleyen tehlikeler ne? Küresel ısınmanın sebep olduğu pek çok etkiyi hâlihazırda yaşamaktayız. Verimli ovalarımız gitgide çölleşmekte, nehirlerimiz ve göllerimiz kuruyup su kaynaklarımız azalmakta, Türkiye fauna ve florasında bulunan pek çok canlı türü yok olmakta, her yıl “en sıcak yaz”ı yaşamaktayız. İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü’nün hazırladığı bir senaryoya göre, küresel ısınma aynı şekilde devam ederse, 2070 yılında Türkiye’de yaşanan sıcaklıkların 6 °C’ye kadar artması söz konusu. Buna göre yaz aylarında Türkiye’nin batı ve kuzey bölgelerinde sıcaklıklar 5 ilâ 6 °C, Orta ve Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu’da ise 3 ilâ 4 °C kadar yükselecek. Kış aylarında da sıcaklıklarda 2 – 3 °C arasında bir yükselme bekleniyor. Türkiye’nin ekosistemi değişiyor ve pek çok canlı türü yok olma tehlikesi yaşıyor. Genel bir bakış ile, küresel ısınma aynı şekilde sürmeye devam ederse ülkemizin aldığı yağış miktarı daha da azalacak ve başta GAP bölgesi olmak üzere Türkiye’deki tüm nehirlerin taşıdığı su miktarı düşecek. Bu durum barajların su seviyesini azaltacak ve hidroelektrik enerji üretimini ciddi şekilde engelleyecek. Yüksek basınç kuşağının kuzeye kaymasıyla birlikte Türkiye’de hâkim olabilecek tropikal benzeri bir iklim düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortum, kasırga, heyelan ve erozyona neden olacak. Isınmayla birlikte denizlerimizdeki su akıntıları ve sıcaklık rejimleri iyice değişecek ve bu durum balıkların göç yollarının bozulmasına neden olacak. Şimdiden denizlerimizde tropikal iklim balıklarını görmeye başladık bile. Yüksek sıcaklıklarla beraber orman yangınları artacak, tarımsal hastalıklar ve tarım zararlılarının miktarında önemli yükselişler gözlenecek. Kuraklık, Türkiye’de üretilen tarımsal ürünlerin hem çeşidinin hem de miktarının azalmasına neden olacak. Çok daha sık ve uzun süreli kuraklıklar yaşanacak. Kar yağışı giderek azalacak, kış mevsiminin tamamen ortadan kalkması söz konusu olabilecek. İklim değişikliği göçlere de sebep olacak; insanlar kuzeydeki bölgelere yerleşmeye çalışacak. Bu arada dünya çapındaki buzulların erimesinin etkisiyle Türkiye’deki deniz seviyesi de yükselecek. Kıyı şeridi ve deltalardaki tarım alanları, plajlar, yat limanları kullanılamaz hale gelecek. Türkiye ve dünya gitgide daha yaşanmaz bir hal alıyor. Bu durumu çeşitli sebepler öne sürerek umursamayan insanlar, kurumlar ve hükümetler moral bozuyor olsa da; bir şeyler yapmaya çalışan insanların ve kurumların varlığı umudumuzu kaybetmememizi sağlıyor ve bizim de kendi çapımızda bir şeyler yapmamız gerekliliğini hatırlatıyor. kaynakiştegençteşekkürler |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |