Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >7 - DİĞER KÜLTÜR VE SANAT DALLARI > Sinema
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli ForumSinemanın Başlangıç Serüveni

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
terapist Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1803
  Alıntı terapist Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Sinemanın Başlangıç Serüveni
    Gönderim Zamanı: 20.Mart.2009 Saat 09:44

Sinemanın Başlangıç Serüveni

Sinemanın%20Başlangıç%20SerüveniSinemayı isterseniz eğlence, vakit geçirme aracı olarak görün, isterseniz yaratıcı bir sanat dalı. Şu bir gerçek ki başlangıç tarihi sayılan 1895'den beri, sinema hepimizin hayatında büyük ya da küçük bir “yer” kaplıyor. Sinema artık üniversitelerde eğitim verilen bir akademik alan, bazı ülkelerin en önemli ihraç ürünü. İşte, kocaman video kasetlerden, teknolojinin gelişmesiyle DVD, VCD, dijital dosyalara giren sinemanın serüveni.

Kim Buldu? İlk Kez Kim İzledi

Almanlar her ne kadar önceliği Fransızlara kaptırmayalım, sinemayı biz bulduk diye serzenişte bulunsalar da, sinemanın mucitleri akademik çevrelerce Lumiére Kardeşler olarak kabul ediliyor. Evet, şu bir gerçek ki, Almanyalı iki kardeş Max ve Emil Sklandowsky yaptıkları ilkel bir cihazla, Lumiére Kardeşler’den yaklaşık iki ay önce 1 Kasım 1895’te çalışmalarını insanlara sunmuşlardı ama bu icat bir projeksiyon makinesinden daha çok hareketli resim ve görüntüleri kabaca art arda gösteren bir aygıttı. Sinemadan anladığımız şeyin çok gerisinde olan bu buluş, sinemanın başlangıcı kabul edilemezdi.

İlk sinema gösterimine yalnızca otuz kişi tanık oldu. Tarih 28 Aralık 1895’ti. Bu biletli otuz kişi, Paris’in Capucines Meydanı’nda bulunan binanın bodrum katında, Lumiére Kardeşlerle birlikte tarihe geçeceklerinden habersiz, yirmi dakikalık filmi izlediler. Lumiére Kardeşler, "L’Arroseur Arrousé" isimli kendi hortumuyla kendisini sulayan bahçıvanın yanı sıra fabrikalardan çıkan işçilere kadar, komik ve ilginç olaylardan oluşan bu filmi izleyicilerine sundu. Tabii ki daha sesli sinema icat edilmemişti. Duyulan sesler, izleyicilerin kahkahaları ya da yürüyen işçilerin kendilerini ezeceğini ya da hortumdan çıkan suyun kendilerini ıslatabileceğini düşünen izleyicilerin korku dolu mırıldanmalarıydı. Bu icat çok geçmeden kulaktan kulağa yayılacak, Lumiére Kardeşler sadece film gösteren ilk sinema salonunu açacaklardı.

Sinemanın%20Başlangıç%20SerüveniKurgu ve Hikâye Sinema Salonlarına Giriyor

Çok geçmeden birileri bu eğlenceli görüntüler arasında neyin eksik olduğunu bulacaktı. Sinema, edebiyat ve tiyatro gibi alanlardan beslenecek, sinemaya hayal gücü, oyunculuk, karakter gelişimi, hikâye unsurları eklenecekti. Bu noktada 1903 yapımı The Great Train Robbery (Büyük Tren Soygunu) isimli filmin önemi büyük. Filmde, on dakika boyunca tek konu anlatılıyordu; tren soygunu, kaçış ve suçluların yakalanışı. Bu yapımın ardından filmlerin süreleri git gide uzayacak, konular ve karakterler daha etkileyici hale gelecekti. Sinemanın bu “Sessiz Dönem”i bu gün bile izlediğimizde bizi etkileyen çok sayıda yapıtı doğurdu. Bu dönemin izlemenizi tavsiye ettiğimiz başyapıtları Birth Of A Nation, The General, The Battleship Of Potemkin, The Passion of Joan Of Arc, Intolerance, Gold Rush, Metropolis ve The Cabinet of Dr. Caligari

Sinemanın%20Başlangıç%20SerüveniFilmler Sesleniyor

1927 yılına gelindiğinde ilk sesli film vizyona girdi: The Jazz Singer. Bu filmi başka filmler kovaladı ve sinema daha cazip bir kitle sanatı haline geldi. Amerika'nın film kasabası Hollywood altın dönemini yaşamaya başladı. Jazz Singer aynı zamanda bir müzikaldi. Filmin başarısı müzikaller furyasını da başlattı. Sinema sektörününün gelişmesine yol açan bu devrim, aynı zamanda kimilerinin kapı önüne konulmasına yol açtı. Sesli sinema mantık olarak, sessiz sinemadan farklıydı. Sessiz sinemanın abartılı mimiklerinin sonu, yeni sinemaya uyum sağlayamayan oyuncuların ve karga sesli aktrislerin de sonunu getirdi. Şöhreti bir gecede yerle bir olan yıldızlar arasında delirenler bile oldu. Bu dönemi en iyi anlatan filmler Singin’ In The Rain ve The Sunset Blvd. Singing In The Rain, sinemanın seslenişini ve buna uyum sağlayamayan oyuncuların komik hallerini konu edinirken, The Sunset Blvd.’da kendini hala ünlü bir yıldız sanan deli bir sessiz sinema oyuncusu ve çevresindekilerin dramını izliyoruz.

Sinema Renkleniyor

Daha sesli sinemaya geçilmeden, Technicolour teknolojisiyle 1923 yılında "The Ten Commandments" filminde kimi ilkel renkli film teknikleri denenmişti bile. Tamamıyla renkli sinemaya geçiş 1935 yılında Becky Sharp filmiyle oldu. O tarihten bu yana çok sayıda teknik, efekt ve sistem geliştirildi ve günümüze kadar gelindi.

Bu yazıda sinemanın başlangıç serüvenini okudunuz. Peki günümüz sinemasında sistem nasıl işliyor? Sinemayı diğer sanat dallarından ayıran, onun görselliği tabii ki, bu yüzden sorunun cevabını bulabileceğiniz iki film önerip, iyi seyirler dileyeceğiz. İlk filmimiz Robert Altman imzalı The Player. Aradığınız cevapları fazlasıyla bulacağınız bu filmden sonra Barton Fink’e de bir göz atınız.

 
 
iştegençeteşekkürler
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,130 Saniyede Yüklendi.