Melek- Yaaa arkadaşlar şuraya bakar mısınız
yine kocaman bir tahta düşmüş
Yiğit- Kalas o kalas tahta diiil
Melek- Ay ben ne biliiim tahta... kalas neticede vaktiyle odun olan bişey Hem
her ne ise sürekli buraya bişeyler düştü ya da atıldı... Bence atıldı... Caaanım okulumuzun oyun
bahçesine apartman yaptılar hem oyun alanımızı hem güneşimizi kaybettik.
Sevde- Arkadaşlar annem bana anlattı
aslında orası okulun diiilmiş... Orası sahipli sahibi de çok tatlı bir
ihtiyarmış... Notere giderek
Doğu- Noter neee?
Sevde-Yaa Doğu bir de bi lafa
karışma noolur... Yine sözümü böldün.
Allahtan Sinan Hoca gibi unutmuyorum da...
Doğu- Noter neeee
Sevde- Of Allahım anlatmadan da
susmaz... Bak şekerim insanların sözlerini resmi belge haline getiren devlet
görevlisine Noter denir.
Doğu- Örnek veriniz anlaşılmadı...
Melek- Of Yaa of yani of bak küçüğüm şimdi bu arsanın sahibi demiş ki ben ölene
kadar arsamda çocuklar oynasın...
Doğu- E buna kimse inanmaz ki kim
söylemiş kime söylemiş
Elif- Kim demiş kime demiş eeee niye
demiş
Sevde- Kızlar abarttınız... Konu
dağıldı İşte arsanın sahibi amca Notere giderek bu isteğini belirtmiş... Yani
kanuni belge olmuş
Elif- Kanuni neeee ... Tamam sustum
Doğu- E peki bu binayı buraya nasıl
yaptılar öyleyse??
Yiğit- Bak ufaklık demin Sevde
söyledi ya... Ben ölene kadar çocuklar oynasın diye belge hazırlatmış ya amca
Doğu- Belge ne...
Yiğit- Oooof sıkıldım dalga mı
geçiyorsun Doğa
Doğu- Bilmemek ayıp değildir...
Bilmemek ayıp değildir
Elif- öğrenmemek ayıptır... Öğrenmemek ayıptır
Melek- Tamam kabul kibar kızlar cici
kızlar ... o amca vardı yaa
Elif- Eeeee
Doğu-Benden de eeee
Melek- İşte o amca ölmüş
Elif- Yaaa amca ölmüş mü aaaaaa amcaaaa sen niye
öldüüüüün
Sevde- Kızım sen bu amcayı tanır mıydın...
Elif- Hayııııır uuuuuoooööö
Yiğit- bakın arkadaşlar samimi
söylüyorum bu iki ufaklık bizimle dalga geçiyorlar bana bakın kızlar şimdi
sinirleneceğim haaa
Elif- Hadi sinirlen sinirlen hadiiii
si nir leeeeen si niiir leeeen
Doğu-Sinirlenince çok tontiş
oluyorsun
Yiğit- Şimdi evet çok ciddiyim
şimdiiii tüm ciddiyetimle sizi de ciddi olmaya davet ediyorum...
Elif- Ben gelemem... Özür
Doğu- Ben hiç gelemem ... Özür
Yiğit- Ya bu ne yaaa.. özür ne yaaaa
neden gelemiyorsunuz nereye gelemiyorsunuz
Melek- Şimdi Yiğit sakin ol
sinirlenme ben usul usul sorayım ne de olsa biz de kocaman ablayız işi
biliriz... Ben şimdi kibar kibar... NEREYE GELEMİYORSUNUUUUUUZ
Doğu- Bi yere davet ediyorsun ya...
Yiğit- Evet ciddiyete davet
ediyorum...
Elif- İşte her neyse annem tembih
etti bensiz bir yere gitme dedi...
Doğu- Bu yüzden bu davete
katılamıyooooruuuuuz...
Sevde-Kesin be kesin...
Melek- Evet tamamen kesin çıt yok...
Soru soranı...
Sevde- Dalga geçeni...
Melek- Anlaşıldı mı?
Sevde-Anlaşıldı mıııı?
Elif- Bi şey söyleyebilir miyiiiiim
Sevde- Söyleeee
Elif- Anlaşılmadı...
Yiğit- Tamam arkadaşlar biz bu
ufaklıkların oyununa geldik ciddi ciddi
eğlendiler bizimle şimdi Kuzey sen söyle senin dedenin.... hop Kuzey nerde
Kuzeyi gören var mı...
Melek- Ben biliyorum ben biliyorum
Kuzey nerde Güneşin doğduğu yöne sağ kolunu uzatırsan yüzün Kuzeye bakar...
Yiğit- Aferin melek sende ufaklıklar
gibi beni alaya aldın. Ben arkadaşımız Kuzey'den bahsediyorum sen biliyor musun
Sevde
Sevde- Tabii biliyorum... gitmiş
Yiğit- Nereye
Sevde- Kuzey kutbuna
Yiğit- Yaaa sen de mi Sevde
Sevde- Yok valla bende değil bıraktım
Yiğit- Aaaaghghghr Kuzeeeeeey
Kuzey- Durun sakin olun geldim
yetiştim Ben Kuzey
Doğu- Ay meraba bende Doğu
Kuzey- Ne güzel adınız var öyle
coğrafya kitabından kaçmış gibi
Doğu- Sizinki de öyle sanki ...
Kuzey- Neyse kendimi tanıştırayım...
Ben Kuzey Sağım Doğu Solum Batı Arkam
Güney...şakaydı pardon... Kusura bakmayın geciktim... bana sesleniyordunuz
bişey mi vardı...
Melek- Kuzey bu koca binanın
yapıldığı arsa senin büyük dedenin değil miydi...
Kuzey-Haklısınız Babamın dedesini
arsasıymış... Ben de tanıdım kendisini bizim tonton dedemizdi Çok değerli bir
insandı bana öyle güzel hikayeler anlatırdı ki neredeyse hepsi hem aklımda hem
gözümün önünde...
Sevde- Böylesi tontiş bir dede
arsasına nasıl oldu da apartman yaptırdı acaba
Kuzey- Arkadaşlar bu bina iki haftaya bitiyormuş hatta yavaş yavaş
taşınanlar bile var nerden aklınıza geldi bugüne kadar hiç sesiniz çıkmıyordu...
Yiğit- Bilmem sanki kaybettiğimizi
yeni yeni fark ediyoruz... Sahi deden nasıl izin verdi bina yapılmasına
Kuzey- Büyük dedem bu arsayı
kaptanlığı bıraktığı zaman çocukları torunları için almış... kendisi de geç
evlendiği için çocukları da küçükmüş zaten... Kendi kendine demiş ki uzunca bir
süre ihtiyaçları olmaz O halde ben ölene kadar okulun çocuklarına ait olsun
sonrası kim ne isterse yapsın diye düşünmüş... Herhalde biliyorsunuz dedem
öleli iki yıl bitti... Geçen sene büyüklerim birleşip sattılar... Yerine de bu
beton yığını geldi
Yiğit- Ben Dedenin öldüğünü hatırlıyorum... köyde herkes
üzülmüştü.
Sevde- Tabiii iyi insanlar arkalarında iyilikler bırakırlar
bu çok güzel bir şey... Keşke dünyada herkes iyi olsa... Kimse kimseyi üzmese,
kırmasa... Savaş, patlama, bomba, böyle şeyler hiç olmasa...
Melek-Haklısın Sevde keşke bu
dediklerin mümkün olsa... Bir de şu canavar yok mu
Elif- Annecim canavar mı geldiii...
Annnnee zaten annem yalnız gitme dediydi annneeee
Doğu- Canavar neeee... Ben korkmalımıyım
korarmeli mıyım mıyıum ay kafam karıştı
anneeee
Melek- Yok arkadaşlar yavrular
bebecikler canavar derken öyle masallardaki çixgi filmleri gibi demedim trafik
canavarı diyecektim...
Yiğit- Haklısın gerçekten trafik
canavarı savaşlardan daha çok zarar veriyor. Ben yetişkin olup trafiğe
çıktığımda kesinlikle bütün kurallara uyacağım...a
Sevde- İyi de yiğit en çok gençler
kural ihlali yapıyorlarmış...
Doğu- İhlal ne demeeeeek
Sevde- Valla kaçırmadı bravo... 'İhlal'
eski dilde bir söz, Zarar verme, bozma
demek.. kurala uymamak demek. Bu sorularını seviyorum Doğu... Bence sen devam et
Melek- Arkadaşlar biz dans yarışması
için parça araştıracaktık az zaman kaldı haydi bizim eve gidelim...
Ahmet- Ne bakıyorsunuz ya n'oluyor herkes bana
bakıyor...
Naz-
Yok canım niye sana bakalım Asıl sen bize bakıyorsun zaten canım sıkkın
nerden geldiysek böyle Allahın köyüne Şuraya bak bi tarafta muhteşem bir
apartman bir tarafta uyduruk bahçeli evler
Bu arada ben Naz Aslında Adım
Ayşe ama çok nazlı olduğum için adımı Naz yaptım
Duru- Ben de Duru
Dup duru güler yüzlü duru
Ahmet - Ben de Ahmet... Adımı ne ben koydum ne de ben istedim Zaten bana
sormadılar ayrıca çok da küçükmüşüm...
yani Öylece Ahmet
Melis- Ben de Melis tanıştırayım Kendim...
Ece- Veee ben Ece yaniii piii ren seeeees memnun oldum köleler
Ahmet- Haydaaa arkadaşım sen çok dizi film
izliyorsun galiba
Ece- Ev veeeet ben de baba zengiiin
odamda koccaman ti viii
Naz-
Kardeşim sen cins misin artiz misin bu ne biçim konuşma Bize ne senin
babanın parasından odandaki tiii viii den
Ece- Ay hava atmak iyi bişiii... İnsanı
rahatlatıyooo neyse şakaydı tabii ki
merhaba ben Ece 6 sınıfa gidiyorum sanırım tiyatro eğitimi alıcam onun için
böyle arada alıştırma yapıyorum. hey sen dupduru ne şeker şeysin sen öyle
Duru- Ay teşekkür ederim abla evet kendim pek bi
şekerimdir beni seven herkesin elleri yapış
yapış olur
Melis- O neden öyle yapış yapış oluyooo
Duru- Şeker bulaşıyoo ablam şeker hani ben çok
tatlıyım ya...
Naz-
Ay tamam tamam sıkıldım bu tanışma faslından o ne öyle çocuk tiyatrosu
gibi... Ben basit şeylerle uğraşamam kendim hem dansçıyım hem ses eğitimi
alıyorum ayrıca acayip öğrenciyim... Burası da ilginç bi yer hani bi tarafta
muhteşem bi apartman bi tarafta küçük evler bakın ne diceem buralarda kümes te
vardır eminim ayyy umarım kokmaz hiç dayanamam.
Ece- Tavuk muuu iğreeeeenç hiç
dayanamam
Melis- Ay ben tavukları olmasa da civcivleri çok
severim bizim temizlikçi teyze hep bana pazardan civciv getirirdi balkonda
beslerdim...
Ahmet- Pardon sonra nolurlardı o civcivler küçük hanım...
Melis-
Bi müddet sonra ölüyorlar tabii ki balkonda civciv mi büyür...
Ahmet-
Küçük hanım bir tür katil sayılır mısınız?
Melis- Aaa ben neden katil
oluyormuşum sonuçta bana hediye edilen civciv ben bakmasam zaten ölecekler...
Benim ne suçum var....
Ahmet- Aslında sen de haklısın suçun
tamamı senin değil ama bu seni suçsuz da yapmıyor.... Bir kere bir canlıya
bakmak önemli bir sorumluluktur. Buna asla oyun eğlence gibi bakamayız. Evet
başka canlılarla tanışıp onlara destek olmalıyız ama bu büyüklerimizin yardımı
ve yol göstermesiyle olmalı birisi bize
neyi nasıl yapacağımız öğretmeli en önemlisi onların da canlı varlıklar
olduğunu canlarınız acıyabileceğini üşüyüp acıkabileceklerini tabii ki
susadıklarını hasta olabileceklerini unutmamak lazımdır.
Naz- Bakın hayvan mevzusu bizleri de
dostluğa doğru götürüyor... Benim de arkadaşımızın pardon adınız neydi
Ahmet- Ahmet benim adım
Naz- Benim adım da Naz
Ahmet- Biliyorum
Naz- Ay nerden biliyorsunuz
Ahmet- Arkadaşım ilk bir araya geldiğimizde söyledin
ya adım Naz nazlıyım falan
Naz- Hatırladım hatırladım ama
gerçekten nazlıyımdır... Ahmet doğru söylüyor arkadaşlar,
Pek çocuğumuz heves edip evcil hayvan aldırıyoruz sonra hevesimiz geçiiyor
haydiii sokağa bu haksızlık
Ece- Ay bizim yazlıkta her sen başka
hayvan aldırıyorum babama... Beni hiç kırmazlar biliyor musunuz geçen sene bana
babam dört tane tavşan aldı hepsi de
bembeyazdı... Çok pahalıymışlar ama benim babam zengin hep alır nolcakki
Duru- Tavşaaaan ben tavşanları çok
severim ama elleyemem korkarım
Melis - Peki o zaman nasıl
seviyorsun pek anlayamadım...
Duru- Ay ben çizgi filmlerde
seviyorum tavşanları
Melis- Bişey sorucam... Bakın biz de yavaş yavaş dost oluyoruz sanki bu iyi
bişey tabii... ne diyordum... O yazlığa aldığınız tavşanları yaz bitiminde ne
yaptınız... Bırakıp geldiniz mi yoksa
Ece- Yoook canıııım benim babam
zengin kışın orada bakıcılar bahçıvanlar var onlar bakıyorlar... Eee zengin
olmak iyi bişiiii
Ahmet- Arkadaşlar dost olmak iyi
birşey tabii ki ama ben öyle her önüme gelenle dost olamam...
Naz- Pardon Ahmet bey sizin arkadaş
olma ölçüleriniz nedir bi bilsek ... yok yani biz de uymuyorsak hemen olayı
kapatıp kısa keselim..
Ahmet- Ben arkadaşlık yapacağım
insanların bana uygun olmasına önem veririm.
Naz- Biraz daha bilgi lütfen...
Ahmet- Mesela benim kadar çok okumalı çok şey
bilmeli e haliyle zeki olmalı müzik zevkimiz uymalı aynı şeylerden
hoşlanmalıyız... Mesela ben bu bahçeli evlerde asla yaşayamam... nebiliiim
korkarım
Duru- Ama abi ben daha okumayı yeni öğreniyorum
senin kadar çok okuyamam kiiii şimdi siz benimle arkadaş olmayacak mısınız
Naz- Yok şekerim. O öyle anladığın gibi diil
üzülme... Sevgili Ahmet bu söylediklerin bana çok da doğru gelmedi... Yani sen
arkadaş olmak için senden bi tane daha olmalı diyorsun... e böyle her şeyiniz
benzer hatta ortak olacaksa...
Ahmet- Belki de tarif edemedim belki
de öyle olmalı
Naz- Hayır arkadaş öyle şey olmaz arkadaşlar
birbirlerinden farklı olabilirler farklı beğenileri olur yetenekleri de farklı
niye olmasın... Önemli olan bu farklılıklara rağmen dost olabilmek bu
özellikleri paylaşmak aktarmak başkalarına öğretmek... Böyle şeyler olmalı
arkadaşlıkta... Mesela ben çok iyi satranç oynarım sizlere ileri satranç
öğretmek isterim Ayrıca çok da iyi dans ederim
Melis-Aaa ne güzel ben de ev çiçeklerini çok severim.
Menekşelerim var nasıl yetiştiğini öğretmek isterim
Duru- İşte ben bu işi çok sevdim sanırım sizlerden
çok şey öğreneceğim yaşasın. Ay birileri geliyor...
Ahmet- Şöyle arkama geç Duru önce kim olduklarını
anlayalım... Pardon siz kimsiniz Yiğit-
Merhaba... Afedersiniz ama insanlar birbirlerine karşılaştıkları zaman 'Siz
kimsiniz ' diye mi başlar söze
Naz- Ay ilk karşılaşmada hayat dersi... merak ettik
biraz da telaşlandık o yüzden Siz kimsiniz dedi Ahmet... Ne diyecektik ki
Sevde- Bir 'merhaba' daha şık olurdu sanki... Ama
şöyle yapalım Bizden size 'Merhaba' Sanırım siz yeni komşularımız olacaksınız
Ece- Evet biz yeni taşınanlarız ama hemen öyle
komşular falan havalara girmeyin... Benim babamın çok parası var bikere
Melek- Allahallaaaah çok ilginç... Demek babanın çok
parası vaaaar... Bu yaşıma geldim ilk defa böylesi bir durumla
karşılaşıyorum... Arkadaşım... Pardon düzeltiyorum siz sanırım arkadaş
kelimesini de sevmeyeceksiniz ... Ne desem ki... hah buldum... Leydim bizim
bildiğimiz insanlar birbirlerinin ne kadar parası olduğunu bilmesi gerekmez...
Hem sorulmaz... sorulsa bile söylenmez. Hele böyle sizinki gibi merhaba
demeden... bence... bence bu çok ayıp.
Melis- Buyrun bir de nasihat aldık... Bakın şimdi
şöyle yapalım...
- eeeeee
Naz- Biz size bildiğimiz güzel şeyleri öğretelim...
- eeeee
Naz- Böylece sayemizde bilmediklerinizi öğrenir
kendinizi geliştirirsiniz kim bilir belki zaman içerinde arkadaş olma şansı
bile bulabiliriz...
Ece- Ay
bişeyi çok merak ediyorum şimdi sizin bahçeniz var ya... orada tavuklarınız da
var mıııı... Ayyy amma iğrenç kokar onlar ha nasıl dayanıyorsunuz parfüm mü
sıkıyorsunuz... Ama sizin babanız zengin de değil nereden bulup parfüm
alacaksınız... yazııık
Yiğit- Arkadaşlar... pardon
arkadaşlar demeyecektik ... ama söze nasıl başlanır yahu... adınızı da
bilmiyoruz ki... sahi biz niye tanışmadık ki...
Duru- Meraba ben Duru Dupduru...
Ahmet bi dakka Duru sen dur... Söyledik ya hemen tanışamayız biraz zaman
geçsin belki soora...
Yiğit- Sadece isimlerimizi
söylesek demiştim... Elif- Evet benim adım Elif Yiğit- Tamam Elif bi dakka dur
Doğu- Farkında mısınız kim
olursa nerede olursa hep küçüklere sen sus... Of yaaa Duru- haklısın
arkadaşım... nerede yaşarsan, kim olursan ol küçüklere sus... Ben bu duruma
itiraz ediyorum ve arkadaşlık adına ilk adımı da ben atıyorum. Merhaba benim
adım Duru... Dupduru
Kuzey-
Vaaay işte örnek alınacak bir davranış... sizi kutluyorum Duru Hanım Duru- Ay ne hanımı be ... Dalga geçer
gibi biz arkadaşız adımızla hitabetmek yeter. Doğu- O zaman Barış dünyasını
gençler kuracak ben de kendimi tanıştırayım adım Doğu... çok akıllıyım ve
herkese merhaba
Ece- Pardon yaa demin soramadım
sizin şimdi tavuklarınız vardır di mi
Melek- Evet elbette bahçesi olan
herkesin tavuğu olur
Ece- Siz onlara isim de
koymuşsunuzdur
Melek- Ay evet tabii ki isimleri
var... Kediye köpeğe isim konuyor da tavuklara niye konmasın
Ece- Ay nolur beni onlarla
tanıştırır mısın bir gün... isimleri neydi demiştin
Melek- Dalga geçiliyor gibi geldi
ama ben seni ciddiye alıcam üç tavuğum var birisi bembeyaz adı kraliçe...
Diğeri kahverengi gibi o kadar iyi dostum ki adını uysal koydum...
uysaaal
deyince nerede olursa olsun koşar gelir.Bir tane daha var o aslında horoz ve
adı tonton çok babacan tavırları var
aynı bizim Sinan Hoca gibi
Melis- Pardon nüfus kağıtları da
var mı... Kaç yaşındalar
Sevde- Aaa arkadaşlar siz işi
gerçekten dalgaya aldınız... Ayıp ama Evcil hayvanlar insanların özellikle
çocukların en iyi dostlarıdır. Onlar sayesinde sorumluluk duygularımız gelişir
ben tavuklarımın beslenme saatini hiç atlamam... Zaten onlar da atlamazlar
acıkınca etrafımda dolaşmaya başlarlar
Yiğit- Tanışma öneriyoruuuum
katılanlar ellerini kaldırsın... eee niye herkes kaldırmıyor... ya bu çok ayıp
arkadaşlar pardon daha arkadaş olamadık... ama olalım bakın bir süre sonra bu
yaptıklarımızdan utanıcaz... Haydi gelin Ben Yiğit Merhaba Ve sizlere zahmet olmasın diye bizim guruptaki
arkadaşlarımı ben tanıtayım... işte arkadaşım Melek... çok iyi bir arkadaş ve
iyi bir öğrencidir. İşte Sevde adı çok güzel değil mi kendiside bir
hanımefendidir. Bir kere sinirlendiğini görmedim. Bu bıcırıklarımız Doğu... Çok
meraklı hep soru sorar ve bu da Elif... Çok ağır başlıdır. Ve diğer canavar
arkadaşım Kuzey... Çeşitli bilgi yarışmalarında dereceleri vardır
Naz- Biz daha yeni tanışıyoruz o
yüzden herkes kendini tanıtsın diyorum... Ben Naz farkındaysanız çok güzel ve
nazlıyım ...
Ahmet- Bendeniz tek erkek Ahmet
Duru- Ahmet abi denizmiş ben yüzme
bilmiyoruuuum ayyy
Ahmet- İyi espriydi Duru
Duru- Bu arada ben Duru Hatta
DupDuru... Espri neee
Ahmet- Tamam Durucum geri aldım...
Melis- Sanırım ben de kendimi
tanıtmalıyım Adım Melis herkese merhaba
Ece- Veee karşınız daaaa Ecceeee
yani ben ... Yani pi... Ren...
Seeees zengin bir babanın zengin bir kızıyım ve ben elbette ki parayı
seviyorum...
Yiğit- İlginç bir dostluk olacak
sanki... Tabii bizi dostluğa kabul ederseniz...
Sevde- Yiğit o ne demek... İnsanlar
özellikle çocuklar bir araya gelince çok kolay arkadaş olurlar neden 'Bizi
kabul ederseniz...' gibi bir söz sarf ettin...
Yiğit- Ne bileyim babası zengin
falan sanki aşağılanıyormuş gibi hissettim...
Melek- Yok canım ben sanmıyorum...
Ece arkadaş bunu bilerek yapmıyor bence ... Öyle alışmış, kimse de bu yanlıştır
böyle konuşmamak gerekir dememiş... Benim en ufak bir yanlışımda annem hemen
yakalar, Kızııııım o ne demek... diye öyle şiddetli düzeltir ki bir daha asla
unutmam .
Ahmet- benim annem de böylesi bir
tarzı asla affetmez...
Ece- Pardon ama sanki babası zengin
olmak suçmuş gibi davranıyorsunuz... Babam ne istersem alıyor ne güzel işte
çözemeyeceği sorun alamayacağı şey yok oh ne güzel...
Ahmet- Ece tamam yeter sana
katılmıyorum neyse şimdi arkadaşlar
bizim canımız dans etmek istiyor size uyacağını pek sanmama ama acık şöyle
kenara çekilseniz de bir iki minik
çalışma yapsak Eski semtimizde her bahar şenlik olur dans yarışmaları yapılırdı
Belki bir tane de burada organize ederiz ama sizi uyacağını pek sanmam ne de
olsa siz...
Sevde- Ne de olsa biz... sen ne
demek istiyorsun arkadaş Bizim sizlerden eksik olacağımız düşüncesine nereden
kapıldın...
Melis- Ay şimdi bana, biz de dans
ediyoruz deme nooolur...
Melek- Elbette biz de dans ediyoruz
bunda şaşıracak bir şey ...
Kuzey- Bir dakka Melek pardon
arkadaşlar biz danstan pek anlamayız hani şöyle bir gösterseniz de .... ne
biliiim belki yaparbiliriz.
Ece- Yapamazsınıııız hem sizin
babanız...
Eeeeceeeee....
Ece-Tamam sustum
Naz- Ece, Melis, Duru, Ahmet gelin
arkadaşlara şöööyle bir gösteri yapalım...
Gösteri yapılır..
Naz- Çok şaşırdığınıza eminim... Bizi kutlayabilirsiniz.
Üstelik ilk kez bir arada yaptık bir iki kez daha yaparsak çok iyi olabilir...
Sevde- Çoook ilginç bizim böyle bir
şey yapabileceğimizi sanmıyorum...
Ece- Evet bence denemeyin bile...
Hem sizin .... tamam sustum.
Melek- Evet bizim başarmamız çok
zor... ama bir denesek diyorum. Ne olabilir ki
Duru- Ay siz yapmayın bence bir
tarafınız incinir falan
Kuzey- Vaaay küçücükler bile dalgaya
alıyorlar haydi arkadaşlar bir deneyelim
Elif- Yaaa ben denemek
istemiyoruuuum
Yiğit- Artık yapmak şart oldu
arkadaşlar şimdi ciddi ciddi... Melek sen planla Sevde sen de yerleşimi
oluşturun... Doğu senin annenin müziklerinden bir tanesini kullanalım olur mu
Doğu- Ay benim annem çok
beceriklidir evde nefis bir arşivi var hemen bir parça hatta telefonunu kapıp
geliyorum.
Sevde- Bizim yaşımızda elde telefon
hiç sevmiyorum doğrusu
Ece- Ay ben telefonum olmadan
yapamam... Hem babam en iyisinden aldı... üstünde GPS de var kaybolursam falan
bulsun diye...
Sevde- Şaşırmadım şekerim...
Naz- Bravo Doğu ne çabuk gittin
geldin uçtun mu naaptın...
Doğu- Ay ben kuş muyum uçayım koştum
sadece...
Sevde- Haydi Melek, Haydi Yiğit,
arkadaşlar biz de bir deneyelim...
Bahçeli evlilerin gösterisi de
yapılır
Naz- Hiç fena değil...
Ahmet- Yani bence de oldukça iyi
şaşırmadım desem yalan olur...
Doğu- Siz bizi çok hafife aldınız
sanki o ablanın babası varsa benim de annem ohooo
Sevde- Evet arkadaşlar küçük bir
ders olsun istedik
Melek- Evet neredeyse hepimiz aynı
yaşlardayız... Benzer okullara gidiyoruz, Benzer teknolojiyi kullanıyoruz...
Birimizin diğerinden çok da farklı olması pek mümkün olamaz
Sevde- Gönlümden ne geçiyor biliyor
musunuz...
Naz- hayırdır arkadaşım transfer mi
düşünüyorsun...
Melek- Yani neden o yakındaki
yarışmaya birlikte katılmayalım hepimiz çok başarılıyız pekala güzel olur...
Naz- Olabilir tabiii ama önce bir
arkadaş olalım da... Birinin telefonu çalıyor ve tahmin yürütüyorum... Tabii ki
Ece'nin çünkü başka kimsede telefon yok
Ece- tabii benim telefonum
çünküüü... tamam sustum ama bakın kimbilir bana ne müjdeli haber verecekler yaşasın
babam kim bilir bana neler almıştır... Alooo babişcim
He babişim... Babaaa baba sen Emre'yi en
büyük, en pahalı hastaneye yatırırsın ama diiil mi? Hadi babacım yaptım de...
Hallettim de... Ama nasıl olur babaaa... Nasıl bulunamaz uygun kan... Altı üstü
kan... Senin çok paran var... Babaaa yapma nolur baba... Babacım babacım nolursun hallet babacım...
Sevde- Nooldu arkadaşım ters bir şey
mi var?
Melek- Evet sen çok üzüldün biz de
çok üzüldük nooldu anlatırmısın...
Ece- Sıra arkadaşım Saniye canım arkadaşım Saniye ilginç bir
hastalığa tutulmuş çok acil kan lazımmış bulunamamış... Bir iki saat vaktimiz
kalmış
Melek- Baban da bulamamış mı?
Ece- Babam en büyük hastaneye
yatırmış en büyük doktorlar başındaymış ama kan bulunamamış... Allahım ben
napıcam Saniyee canım arkadaşın iyi ol n'olursun iyi ol...
Naz- Merak etme Ece hepimiz yayılır
eşe dosta haber verip çare ararız... Sakin ol
Kuzey- Arkadaşlar Ece ben bir
babamla görüşeyim bildiğim kadarıyla onun kan gurubu 0 rh negatif
Melis- Bu ne anlama geliyor?
Kuzey- Umarım doğru biliyorumdur ama
0 Negatif tüm kan guruplarına kan verebiliyor
hemen babama ulaşmalıyız... telefon telefoooon... Hah senin telefonun
Ece ilk defa sanırım işe yarayacak...
Yiğit- Telefon numarasını ezbere
biliyor musun?
Kuzey- Hayır ama akıllı annem bütün
ayakkabılarımın astarının altına benimle ve ailemle ilgili bilgileri yazmıştı.
Şimdi işe yarayacak... Hah çalıyor... Babaaa hemen sana ihtiyacım var ... merak
etme baba kan ile ilgili yardımın lazım... yaşasın hemen Kavacık hastanesine
gider misin sanırım işyerine çok yakın... Ece kimi görecek babam Salih bey hah
Salih beymiş baba seni kapıda bekleyecekler şimdi onlara da haber vericez
telefon numarasını da atıyorum. Ece babana haber ver babamı beklesinler on
dakikaya kalmaz iş çözülür...
Sevde- yaşasın ne güzel bir çözüm
oldu umarım hemen iyilik haberlerini alırız...
Doğu- Nooldu ben bir eşy
anlamadım...
Duru- ben de tam olarak anlamadım
ama iyi bir şey olduğuna eminim arkadaşım...
Elif- ben de kan gurubumu öğrenmek
istiyorum...
Naz- Arkadaşlar bir şey söyleyebilir
miyim....
Melek-Söze arkadaşlar diye
başladıysan istediğini söyleyebilirsin çok da seviniriz...
Naz- Hani şu dans etkinliği vardı
yaaa işte ona hep birlikte bir
koreografi hazırlayıp katılsak ya çok güzel olmaz mı...
Melek- tabii ki çok güzel olur iyi
haberi alır almaz hemen başlayalım çalışmaya...
Telefon çalar iyi haber gelir
Ece- Arkadaşlar çok
kibarsınız hak ettiğim halde bana hiçbiriniz sevimsiz bir şey söylemediniz...
Ama ben söylenilmesi gerekeni kendim söylemek istiyorum... Evet para
hayatımızda her şeyi çözer düşüncesi tamamen saçmalıkmış hem acı öğrendim hem
tatlı dostluklara ulaştım... Ama inanın bir daha asla para ile ilgili bir şey
söylemeyeceğim... aslında Melek senden bir isteğim var...
Melek - Hayırdır Ece elimden gelen
bir şeyse elbette ki...
Ece- O tavuğun Uysal ile ben de dost
olabilir miyim...
Melek_ Uysal... Tavuk... Sen... çok
ilginç ama elbette Melekcim neden olmasın... Haydi dansa da başlayalım...