Yeni nesil Türk sineması: Derviş Zaim |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
Ceyda
Yeni Üye Kayıt Tarihi: 22.Eylül.2008 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 35 |
Alıntı Cevapla
Konu: Yeni nesil Türk sineması: Derviş Zaim Gönderim Zamanı: 18.Aralık.2008 Saat 13:57 |
selamlar hocam araştırmaktan ,öğremekten ,öğretmekten hiçmi usanmıyorsunuz?ne kadar uğraşıp yine nekadar güzel şeyler hazırlamışsınız bize teşekkürlerr |
|
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 18.Aralık.2008 Saat 11:40 |
Yeni nesil Türk sineması: Derviş Zaim Derviş Zaim, sinemamızın yüz akı yönetmenlerinden biri. İlk olarak “Tabutta Rövaşata” filmiyle tanıdığımız yönetmen, bu filmi takip eden diğer filmleriyle de çizgisini koruyarak sulu komediler yapmadan da izleyiciye ulaşılabileceğini kanıtladı. “Filler ve Çimen”, “Çamur” filmleriyle de sinemanın toplumsal olaylara duyarlı olabileceğini gösterdi. 1964 Kıbrıs doğumlu yönetmenimiz, Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme okuduktan sonra İngiltere Warwick Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında master yaptı. Yönetmen, Boğaziçi Üniversitesi’nde geçirdiği yılların, arkadaşlık ilişkilerinin, üye olduğu kulüplerin ilerideki yıllarda sanat hayatına önemli katkıları olduğunun altını çizmeden geçemiyor. İşletme mezunu yönetmen, sinemaya geçişini ise şöyle anlatıyor. “Öyle bir günde olan bir şey değildi, çok uzun bir süre zarfında oldu. Deyim yerindeyse damlaya damlaya birikti. Önce kısa film senaryoları, sonra uzun metrajlı film senaryoları. Edebiyatla böyle haşır neşir olmak sinemayla olan ilişkimi pozitif etkiledi. Yüzme öğrenmek gibi bir şey bu. Nasıl ki yüzme öğrenmek için suya girmeniz gerekiyor, bizim de sinemayı öğrenmek için film yapmamız gerekiyor. Biz de hantal video kameralarla film çekmeye başladık; sinema kulübünde çektiğimiz orta metrajlı bir film vardı. Kendime ait deneysel filmlerim oldu. Denemek istediğim birçok şeyi o platformlar altında denemeye çalıştım, kendimi geliştirme şansım oldu. İngiltere’den dönünce de baktım yapımcılara götürdüğüm projeler pek ilgi çekmiyor, acaba ben kendi göbeğimi kendim kesebilir miyim diye düşünmeye başladım. ‘Tabutta Rövaşata’nın yapım serüvenine başlamış olduk.” Derviş Zaim, daha ilk filmi Tabutta Rövaşata ile izleyiciye farklı olduğunu, farklı bir sinema anlayışına sahip olduğunu kanıtlamıştı. 1996 yılında vizyona giren ve Ahmet Uğurlu’nun başrolde yer aldığı filmde İstanbul’u ve dünyayı farklı bir gözden izlemiştik. Kleptoman bir şarapçının gözüyle... Filmin başarısı biraz da buradan geliyordu. Hayata bir kere de düşkünlerin gözüyle bakmıştı seyirci. Filmin bir güzel yönü de Yansımalar ve Baba Zula gruplarının filmin ruhu ile bütünleşen müziklerinin en güzel sahnelere eşlik etmesiydi. Yönetmenin 2000 yılında vizyona giren bir sonraki filmi “Filler ve Çimen” ise ülkemizin yakın geçmişine politik pencereden bakan kurgusal bir filmdi. Küçük küçük hikâyeler iç içe geçiyor, karakterlerin hayatları ortak bir çizgide kesişiyor ve ortaya karmaşık bir tablo çıkıyordu. Film, işlediği konunun doğası gereği içerdiği aksiyon öğeleriyle, yönetmenin filmografisinde ayrı bir yerde duruyordu. 2002 tarihli Çamur’da ise Ahmet Uğurlu bir kez daha Derviş Zaim’in kamerasının karşısına geçmişti. Kıbrıs’ta çekilen film, aynı coğrafyada yaşayan, benzer kültürel özellikleri paylaşan, aynı müzikleri dinleyen iki toplumun neden barışamadığını sorgulamıştı. Savaşın ve düşmanlığın anlamsızlığı bir kez daha beyaz perdeye yansımıştı. Zaim’in filmlerinde mekânın büyük önemi olduğu ortada. Diğer Derviş Zaim filmlerinin arasında görselliğiyle öne çıkan filmin mekân seçimlerini de, kendisi de Kıbrıslı olan yönetmenimizden başkası yapamazdı herhalde. 2006 yılında ise son Derviş Zaim fimi “Cenneti Beklerken” vizyona girdi. İşlediği konuları genellikle günümüzden seçen yönetmen, bu kez bize 17. yüzyıldan bir minyatür ustasın hayatından bir kesiti izleyiciye sunuyordu. Derviş Zaim için Türk Sinemasının en duyarlı yönetmenlerinden biri dersek yanlış olmaz. Kendisi de sinemasını anlatırken “Ben filmlerimi zenginleşmek için yapıyorum. Bundan başka benimle birlikte, filmlerimi seyreden insanların da zenginleşmesini bekliyorum naçizane. Hem kendimi değiştirmeye hem de başkalarını değiştirmeye çalışıyorum. Bu da benim sinema sanatından niye zevk aldığımı açıklamaya yetiyor sanırım.” diyor. Bol ödüllü yönetmenimizin ayrıca “Ares Harikalar Diyarında” isimli bir romanı bulunmakta. kaYNAKİŞTEGENÇSİNEMA |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |