Beykozlu Orhan Veli |
Yanıt Yaz | Sayfa 123 4> |
Yazar | |
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla
Konu: Beykozlu Orhan Veli Gönderim Zamanı: 16.Temmuz.2010 Saat 10:31 |
BİR DE RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLSAM.
|
|
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 15.Kasım.2009 Saat 14:10 |
Emeklerimiz hiç bir zaman boşa gitmedi ve gitmeyecek. Bir kişiyi bile aydınlığa ulaştırabilirsek, bizden daha mutlu insanlar olamaz. Muhteşem bir geceydi ve sanki orada sadece biz yoktuk.
|
|
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 15.Kasım.2009 Saat 07:52 |
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 08.Kasım.2009 Saat 10:31 |
Ben Orhan Veli
Ben ORHAN VELi. 1914'te doğdum. Bir yaşında kurbağadan korktum.
Iki yaşında gurbete çıktım. Yedisinde mektebe başladım.
Dokuz yaşında okumaya, on yaşında yazmaya merak saldım. On üçte Oktay Rıfat'ı on altıda Melih Cevdet' i tanıdım. On yedi yaşında bara gittim. On sekizde rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim. On dokuz yaşından sonra da avarelik devrim başlar. Yirmi yaşından sonra para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. Yirmi beşte başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok aşık oldum. Hiç evlenmedim. Ben ORHAN VELi...
Ben ORHAN VELi...
"Yazık oldu Süleyman Efendiye" Mısra-i meşhurunun yazarı.. Duydum ki merak ediyormuşsunuz, Hususi hayatımı, Anlatayım: Evvela adamım, yani Sirk hayvanı falan değilim. Burnum var, kulağım var, Pek biçimli olmamakla beraber. Bir evde otururum, Bir işte çalışırım. Ne başımda bulut gezdiririm, Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet. Ne İngiliz kralı kadar Mütevaziyim, Ne de Celâl Bayar'ın Sabık ahır usağı gibi aristokrat. Ispanağı çok severim Puf böreğine hele Biterim Malda mülkte gözüm yoktur. Vallahi yoktur. Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir En yakın arkadaşlarım. Bir de sevgilim vardır pek muteber; İsmini söyleyemem Edebiyat tarihçisi bulsun. Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım, Meşgul olmadığım ehemmiyetsiz Sadece üdeba arasındadır. Ne bileyim, Belki daha bin bir huyum vardır. Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya? Onlar da bunlara benzer. ORHAN VELİ KANIK
|
|
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 19.Ağustos.2009 Saat 11:00 |
Konuyu unuttunuzmu..
|
|
Ceyda
Yeni Üye Kayıt Tarihi: 22.Eylül.2008 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 35 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 06.Mart.2009 Saat 15:47 |
tuğhan teşekkürler ve tebrikler cevabın muhteşem
|
|
hazal_c
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 16.Eylül.2008 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 127 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 05.Mart.2009 Saat 18:30 |
Tuğhan Abi harikasın
|
|
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 05.Mart.2009 Saat 08:41 |
Size katılıyorum Hocam.
|
|
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 04.Mart.2009 Saat 22:17 |
söylenecek söz yok yapılacak tek şey
|
|
Tuğhan Akbaşak
Yönetici Kayıt Tarihi: 16.Eylül.2008 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 30 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 04.Mart.2009 Saat 14:45 |
Birkaç gündür yazılanları merakla takip etmeme rağmen, MustafaT’nin son yazdığı yazısı rahatsızlık vermeğe ve üzmeğe başlamıştır. Öncelikle, MustafaT, sana belki de iyi bildiğini düşündüğün eleştiri kavramından ukelalık yapmadan bahsetmek istiyorum. Eleştirinin, hakim olduğun, özümsediğin ya da uzmanlığın olan bir konuda, yine çok iyi derecede bilgi sahibi olduğun, özümsediğin fikir,kişi, kişiler eser veya çalışma hakkında yapılması eleştiriyi gerçek ve güvenilir bir eleştiri yapar. Bu noktada Orhan Veli ile ilgili bilgilerine ve bahsetttiğin şeylere inanarak Orhan Veli'yle ilgili sevgini takdir ediyor ve saygı duyuyorum. Ancak, forumumuz, sitemiz ya da grubumuz hakkında çok az bilgi sahibi olduğun ya da hiç bilgi sahibi olmadığın, (ki, söylediklerinden anlaşılıyor) seni bazı noktalarda eleştiri yaparken bir kez daha düşündürmesi gerektiğine inanıyorum. Evet sana bir noktada katılıyorum; projeleri açıklamak kolaydır, onlara hayata geçirmektir zor olan ve yeri gelince herkesin bir projesi vardır, hatta memleket bile kurtarırlar bu projelerle... Ve zaten bizi tanımadığını düşündüğüm nokta burada başlıyor. Burası ve grubumuz varlığını sürdürdüğü 11 yıldan beri, kimsenin gerçekleştiremediği, altına imzasını atmaya cesaret edemediği, başarmak için becerisine ve çabasına güvenemediği, herkesin "Olmaz böyle şey" dediği, "Hadi canım sen de" diyerek dikkate almadığı projelerle başta Beykoz olmak üzere, tüm İstanbul ve Türkiye'ye sınırsız katkıları olmuştur. Sadece birkaç tanesini örnekleyeyim: 1998 yılında oluşturulan çocuk tiyatro grubu, tüm oyuncuları "çocuk"lardan ibaret olan kadrosuyla, Türkiye'nin ilk "Kadrosunun Tamamının Çocuk Olduğu İlk Çocuk Tiyatrosu" olmuş ve bu “ilk” daha sonraları tüm ülkeye yayılmıştır; bu güne kadar belki de hiç düşünülmeyen "İşitme Engellilere İşitme Dili Çevirisiyle" tiyatro oyunu bizim tarafımızdan oynanmıştır; oynanan her oyuna ücretsiz olarak tüm il ve ilçeden, hatta otobüs tutularak köylerden okullar çağrılmış çocuklar ilk defa evet ilk defa tiyatroyla tanışmışlardır; yine hiçbir yerde görülemeyecek bir proje olarak, gelen izleyici çocuklar oyun sonrasında yaşıtları oyuncular ile aynı sahnede oyunlar oynamış, dans etmişler ve onların da ulaşılamaz olmadığını, kendilerinin de birşeyler yapabileceğini görme şansı bularak imrenme hissini sadece çocuksu bir isteğe bırakmışlardır; daha sonraları büyük ve küçük grubu tarafından sergilen sayısız oyun, müzikal, gösteri, resital, unutulmaya yüz tutmuş 27 Mart'ı yaşatma etkinlikleri, heyecanla kutlanan 29 Ekimler sadece görünür izleyici olarak onbinlere, çeşitli ülke çapındaki festival, etkinlik, yazılı ve görsel medyanın da katkılarıyla milyonlara ulaşmıştır. Bunlar sadece şu anda aklıma gelen yüzlerce paylaşımımızdan birkaç tanesidir. Şimdi bunları niye mi anlatıyorum? Amacım salt bir övünme isteği değil, zaten bir sanatçı mütavaziliğiyle anılmalıdır ilk önce. Ancak “Bilgi Eksikliği” kişileri yanlış yönlere götürüyorsa, bu noktada gerekli bilgiler verilmelidir. Anlatıyorum, çünkü "Biz, bekleyerek insanları olgunlaştırmaya çalışmıyoruz". Hayatında ilk defa tiyatroyla tanışan, tiyatronun katkısıyla hayatına yön veren, onu sınırsızlığı içerisinde çeşitlendiren, kişiliğini doğru fırça darbeleriyle şekillendiren, sadece sahneye çıkanın bileceği sahne heyacanını küçücük yaşlarında yaşayan, yıllardır perdelerini kapatmayan sahnemiz, yıllardır canla başla, sağlık sorunlarıyla savaşan hocamız, değerli teknik ekibimiz, yardımcı ekiplerimiz "BEKLEMEMENİN" en büyük kanıtıdır. Çünkü, biz kimseye "Sınıfında kaç kişi tiyatroyu biliyor, sınıfında kaç kişi sanheye çıkmış demedik". Biz "SINIFINDA KAÇ KİŞİ DAHA TİYATROYU ÖĞRENEBİLİR, KAÇ KİŞİ DAHA BU ZEVKİ, ÖĞRETİYİ TADABİLİR" dedik. Onları tiyatroyla tanıştırken nasıl daha fazla “Hayatlarına, Kültürel ve Sanatsal Yaşamlarına Katkı Sağlayabiliriz” dedik. BİZ MED-CEZİRLE KIYIYA SÜRÜKLENEN DENİZ YILDIZLARINI TEKER TEKER OKYANUSA ATARKEN, SADECE OKYANUSA ATTIĞIMIZI DÜŞÜNÜP, BİR SONRAKİNİ DE NASIL SUYLA BULUŞTURURUZ DEDİK. BİZ, AMA ONLARDAN MİLYONLARCA VAR, YAPTIĞIMIZ NE İŞE YARIYOR DEMEDİK, BİLDİK Kİ, SUYLA KAVUŞTURDUĞUMUZ HER BİRİ İÇİN BİR İŞE YARIYORDU. İşte bu noktada birisi "Hayal Projelerimizden" bahsederse işte asıl komik olan bu olacaktır. Lisedeyken arkadaşlarına şiirin zevkini tattırdığını yazmışsın, gerçekten takdir ettim. O zaman bizi daha iyi anlıyor olman lazım, ama öncelikle sana tavsiyem önce bu oluşum, bu grup ve bu insanlar hakkında fikir sahibi olman, eğer düşüncesini eleştirdiğin kişiyi tanımıyorsan o eleştiri olamaz ve diğer çevrelerce de güvenilir bir kaynak oluşturamaz. Burası, bizim kendimizi aktif göstermek için, ya da birşeylere farkındalık göstermek uğruna sıradan konular hakkında birkaç cümle yazdığımız bir forum sitesi değildir. Burası yıllardır, cahillikle, bilgisizlikle, zevksizlikle, kültürsüzlükle savaştığımız; tükenmeye yüz tutmuş estetik beğenilerini yaşatmaya çalıştığımız; sanatı, sanatçıyı, kültürü, tiyatroyu, resmi, müziği onu anlayarak yaşatmaya çalıştığımız; insanları etkilemek uğruna sanatımızın, kültürümüzün seviyesini düşürmediğimiz, insanlarımızın beğenilerini, sanatsal ve kültürel zevklerini geliştirmeye çalıştığımız, sahne çalışmalarımızın, grubumuzun, yuvamızın sadece sanal bir koludur. Burayı sadece kültür ve sanat hakkında konuşulan, konuşulanların havada kaldığı, insanların sadece kendi kültürel ve sanatsal egolarını tatmin ettiği bir yer gibi görmek büyük bir bilgisizlik ve cahillik olacaktır. Kaldı ki, sitemiz sayesinde hergün bizi yüz yüze göremeyen yüzlerce, binlerce insana ulaşıp projelerimizin daha da hayat bulmasını sağlıyoruz. Dipnota dipnot: Hayat bir besin zinciri gibidir. Eğer insanları iyi eğitirsen, kültür ve sanat aşılarsan, insan bilinçlenir, farkındalaşır; bilgisini, becerisini, öğrenme güdüsünü tatmin etmek ister, gelişmek ister, öğrenmeyi öğrenmek ister. İşte o zaman, yani sen insanları eğittiğin, kültür ve sanatı aşıladığın zaman da işte o zaman “Sokakta Esrar İçen Mahmut” olmayacaktır, “Tiyatrodan, operadan çıkmayan Mahmut”, akşam sevdiği işinden evine gelirken eşine bir çiçek, çocuğuna bir oyuncak olan Mahmut, arkadaşlarıyla kimi zaman maç izlediği gibi sanat tartışmalarına da katılan, şiirlerini paylaşan Mahmut, ve işte o zaman sanat sitelerinde gezinen ve yorum yapabilen “Mahmut” olur. Yeter ki, biz karanlığa “Burası ne kadar karanlık” diyerek değil, karanlığa bir ışık yakmaya çalışarak karşı duralım... Düzenleyen Tuğhan Akbaşak - 06.Mart.2009 Saat 16:13 |
|
Yanıt Yaz | Sayfa 123 4> |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |