keşanlı Ali Destanı ..Açıklamalar |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: keşanlı Ali Destanı ..Açıklamalar Gönderim Zamanı: 25.Aralık.2008 Saat 14:30 |
Keşanlı Ali DestanıTürü: Müzikli Oyun Oyuncular: Engin Alkan (Keşanlı Ali),
Tuğrul Arsever (Çakal Rüstem),
Can Ertuğrul (Hidayet),
Hikmet Körmükçü (Şerif Abla),
Murat Garibağaoğlu (İzmarit Nuri),
Berna Oğuzutku Demirer (Hafize),
Serdar Orçin (Temel),
Münir Kutluğ (Derviş Dayı),
Hakan Arlı (Beşvakit Niyazi),
Meriç Benlioğlu (Zilha / Nevvare),
Osman Gidişoğlu (Şişman Polis),
Ali Gökmen Altuğ (Zayıf Polis),
Çağlar Yiğitoğulları (Teke Kazım),
Eraslan Sağlam (Kürt Sabri),
Savaş Barutçu (Sipsi Selim),
U.Arda Aydın (Gazeteci),
Sükan Kahraman (İhya Onaran),
Tuğrul Arsever (Sarhoş Rasih),
Çağrı Hün (Bir Kadın),
Rozet Hubeş (Madam Olga),
Ali Gökmen Altuğ (Şoför),
Ceren Kaçar (Filiz Onaran),
Çağlar Yiğitoğulları (Bülent Onaran),
U.Arda Aydın (Profesör),
Ertuğrul Postoğlu (Politikacı),
Aslı Aybars (Suhandan Gülperi),
Sanem Özcan (Nevvare),
Eraslan Sağlam (Tarçınzade Ahsen),
İskender Bağcılar (Manyak Cafer)
Kondulular ve Zenginler: U.Arda Aydın – Ertuğrul Postoğlu, İskender Bağcılar - Çiğdem Gürel, Tuğrul Arsever – Eraslan Sağlam, Çağlar Yiğitoğulları – Aslı Aybars, Çağrı Hün – Özge Midilli, Volkan Ayhan – Reyhan Karasu, Sanem Özcan – Serkan Bacak, Murat Güreç – Murat Üzen, Hamit Erentürk – Ali Gökmen Altuğ, Sükan Kahraman – Kahraman Acehan Yardımcı Yönetmen: Rozet Hubeş Asistanlar: Çağrı Hün, Aslı Aybars, U.Arda Aydın, Çağlar Yiğitoğulları Sineklidağ, büyük bir kentin eteklerinde yer alan, gecekondulardan oluşmuş, ezilen, yoksul insanların yaşadığı bir varoştur. Keşanlı Ali, Çakal Rüstem’i öldürmekten hapse düşmüştür ve hapisten bir kahraman olarak çıkagelir. Ali ‘Destan’ı kullanmaya karar vermiştir. Çünkü “Bu toplumda sessiz, sakin, efendi olursan her zaman dayak yer, ezilirsin. Ama terbiyesiz, güçlü, zalim, ne dediğini bilmeyen biri olursan, o zaman saygı görürsün”. Ali, hapiste bunu öğrenmiş ve yeni bir Ali’yi fark etmiştir. “Morgol gömlek giyerdi / Gümüş köstek takardı / Hafif şehla bakardı / Yaktı mı kalpten yakardı Türk Tiyatrosu’nun kilometre taşlarından biri “Keşanlı Ali Destanı” adlı oyun bugünlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda Yücel Erten rejisiyle seyirci karşısında. Kendi adıma adını duyduğumda bile heyecanlandığım çok güzel bir eserdir Haldun Taner‘in eseri. “Sineklidağ burası / Şehre tepeden bakar / Ama şehir ırakta / masallardaki kadar Bakın Zehra İpşiroğlu “Tiyatroda Devrim”(*) adlı araştırma kitabında oyun metni hakkında ne demiş: “Geleneklerden kaynak olarak yararlanma, onları çağdaş bir anlayışla yoğurma, biçimlendirme anlamına geliyor. Taner de bu yapıtında halk tiyatrosunun göstermeci özelliklerinden özellikle gülmece, taşlama ve türlü söz oyunlarından oluşan geniş kapsamlı bir güldürü anlayışından yola çıkarak çok güncel, çok çarpıcı bir sorunu gündeme getiriyor: Otoriteye bağımlılık. Bir gecekondu ortamının kapalılığı içinde kendilerine bir kahraman miti yaratan insanlar bizim halkımızı simgeler. Gerçekleri göremeyen ya da görmek istemeyen kurtuluşu boş düşlerde arayan halkımızı.Oyundaki yan temalar, Yusuf ile Zilha’nın aşkı, gecekondu ortamıyla zengin kesimin karşılaştırılması, bürokrasi, rüşvet, hile, dolandırıcılık temeli üzerine kurulmuş çarpık bir politik çarkın gösterilmesi, bireysellik bilincinin gelişmemiş olduğu bu kurak ortamın göstergeleridir.” “İnsanoğlu böyledir / Kendini birşey sanır / Kıl aldırmaz burnundan / Böbürlenir kabarır Haldun Taner’in, Bertolt Brecht’in Epik Tiyatro anlayışı ile geleneksel Türk Tiyatrosunu harmanlayarak yaratığı bu eser, gülmece öğesini biraz fazlaca ve başlı başına güldürme amacıyla kullanımı sonucu “kahraman yaratma mitosu ve otoriteye bağımlılık” olan asıl temasını birazcık belirsizleştirmiş de olsa Türk tiyatrosunda epik oyun tarzının en güzel ve canlı örneğidir. “Memur terfi düşünür / Amir prim sezinir / Doçent kürsü aranır / Fakir pis pis kaşınır oyun üzerine: Türk Tiyatrosu adına bir kilometre taşı niteliği taşıyan Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı”, adlı oyunu epik tiyatronun da en güzel örneklerinden biridir. Oyunumuzda, toplumun kendine ille de bir kahraman yaratma ve ona tapınma ihtiyacı trajikomik bir açıdan ele alınmaktadır. Büyük kent ölçeğinde pek farkına varamadığımız bu olay, bir gecekondu ortamına aktarılınca bütün sivriliği ile belirmekte ve gülünçleşmektedir. Bu yadırgama üslubu içinde yapılan toplum eleştirisi ön plana çıkmaktadır. Toplumların kahraman yaratma ihtiyacı tarihin her döneminde varolagelmiştir. 1960′larda ülkemiz gerçeklerine göre yazılan bu metnin, 1980′lere, hatta 2000′li yıllara geldiğimizde ne denli güncel olduğunu görmek bizim için maaledef trajik bir durumdur. Taner’in toplumumuzu ne kadar da doğru analiz ettiğini şu sözleri özetlemektedir: “Bir düne bak Zaman ilerliyor, toplum yeni kahramanlarını yaratmaya devam ediyor…
Galileo, Engizisyonda dünyanın yuvarlak olduğu iddiasından vazgeçmiştir ve ardından evine dönmüştür.Evde bekleyen öğrencisi (ki Galileo’nun fikrini sonuna kadar savunacağına, inkar etmeyeceğine inanmıştı) ile arasında şu diyalog geçer : Öğrencisi : “Ne yazık o ülkeye ki kahramanları yoktur” Haldun taner'in ince espirilerini ve geniş tahlillerini oyun boyunca müşahade etmek gerçekten zevkli.oyunun ilk yazıldığı tarihten bu yana pek bir şey değişmemiş şeklinde bir yorum okumuştum geçen günlerde.gerçektende bu yorum doğruluk içeriyor. Araştırma ve yorum
R.Sinan Akbaşak |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |