Emay: Bakır üstündeki cam |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: Emay: Bakır üstündeki cam Gönderim Zamanı: 04.Ocak.2009 Saat 22:54 |
Emay: Bakır üstündeki cam Baktık ki geleneksel sanatlarımızdan ebru ile ilgili yazıya tahminimizden de çok ilgi gösterdiniz, biz de onun kadar zarif ve hoş bir başkasına yer verelim dedik: Emay ya da daha bilinen adıyla mine sanatı. Bakalım bununla ilgili neler diyeceksiniz... Aslında emayın tarihi oldukça eski. Taa milattan önce camın keşfinden sonraya, eski Mısır ve Mezopotamya’ya kadar uzanıyor. Yunanistan, Kafkasya, Uzakdoğu ve Avrupa’da da yayıldığı, sanatın kalbinin attığı Fransa’da iyice popüler hale geldiği biliniyor. Emayın ne olduğunu bilmiyor olabilirsiniz, bu gayet normal. En basit tanımıyla emay için bakırın üzerine uygulanmış cam diyebiliriz. Bakır üzerinde kullanılan emay boyası tıpkı cam gibi kumdan yapılır ve çeşitli metaloksitlerle renklendirilir. Bu rengârenk boyalar bakırın üzerinde çok yüksek ısıdaki fırına verilince pişerek sabitlenir ve ortaya birbirinden güzel eserler çıkar. Bakır dedik ama onun yanında çelik, gümüş hatta altın bile emay zemini olarak kullanılabilir. Yine de en yaygın olarak bilinen ve kullanılanı bakırdır. Her sanatta olduğu gibi emayda da çok çeşitli teknikler kullanılır. En temel tekniği anlatalım ki olayı gözünüzün önünde canlandırabilin. Bir parça bakırınız var. Bu önceden istendiği şekilde kesilmiş, temizlenmiş ve hazırlanmış bir parça. Elinizde minik bir çay süzgeci, sevdiğiniz renkteki emay boyasını seçip düzgün ve her yere eşit miktarda denk gelecek şekilde bakırın üzerine elersiniz. Özel maşa ve eldiven yardımıyla bakır parçasını dikkatlice emay fırınına koyup birkaç dakika boyanın erimesini beklersiniz. Çıkardığınızda bakırın pırıl pırıl güzel bir renkle kaplandığını görürsünüz. Bundan sonra minicik renkli cam parçalarıyla zemini istediğiniz gibi süsleyebilir ve tekrar fırına verebilirsiniz. Bu en temel ve kolay tekniktir. Bu şekilde çok hoş takılar, aksesuarlar yapabilirsiniz. Bakırı önceden hazırlamaktan kastımız şu: Önce bir parça bakır tavlanır; yani bir süre alevde kızdırdıktan sonra soğuk suyun altına tutulur. Sonra istediğiniz boyda kestiğiniz ve kenarlarını eğeleyerek düzelttiğiniz parça, üzüm sirkesi ve tuz konmuş su dolu kapta bekletilir. Bunun ardından alüminyum telle iyice ovuşturarak bakırı tertemiz yapmanız gerekir. En son adım da kenarlarından tutup suyun altından geçirmek ve hafifçe kurulamaktır. Tekrar süslemeye dönelim. Genellikle zemini anlattığımız eleme tekniğiyle oluşturursunuz. Bunun üzerine dilerseniz fırça yardımıyla da boya uygulayabilirsiniz. Suluboyanın kâğıda dağılması gibi bir şey olmayacak bu; kaygan bir zemine suyla karıştırdığınız boyayı koyacak ve kuru fırçayla boyayı ince ve düzgün bir şekilde dağıtacaksınız. Yanına bir başka renk koyduğunuz zaman karışma tehlikesi var ama birkaç denemeden sonra işin tekniğini anlamak çok kolay. Püf noktası, boyaları bakırdan kalın tutmamak. Bu her teknik için geçerli. Aksi takdirde fırından çıkınca boyalar çatlayarak kendilerini yere atarlar. Bir diğer teknik, ebru eserlerine benzer şekiller ortaya çıkarmanızı sağlar. Eleme ile istediğiniz rengi kaplayıp bakırı pişirdiniz, elinizde renkli bir yüzey var. Üzerine özel, incecik kesilmiş renkli camları zevkinize göre dikkatlice koyarsınız. Bu kez fırından başka bir de şalümo denen araca ihtiyacınız var. bildiğiniz piknik tüpüne bağlanan, cevval bir şekilde alev fışkırtan bir cihaz bu, dolayısıyla çok dikkatli olmak gerek. Bir maşa ile alevin üzerine tuttuğunuz bakırınızın üzerindeki boyalar erimeye başladığında özel ve yine ucu ısıtılmış bir çubuk ile ince camları dikkatlice çekersiniz. İşiniz bittiğinde ebruya benzer bir parçanız olur. Bir diğer kolay teknik de şu: Eleme faslını artık biliyorsunuz. Çıkarıp soğuttuğunuz parçanın üzerine bu kez başka bir renk elersiniz. Fırına vermeden önce bir kürdan ya da kalem ucuyla tozların üzerine şekiller çizebilir ve böylece alttaki boyanın görülmesini sağlarsınız. Fırınlayıp çıkardığınızda istediğiniz şekil iki renkli olarak ortaya çıkmış olur. Bir de şunu hayal edin: Tamam, boyayı elediniz, çıkardınız, soğudu. Kâğıt üzerine istediğiniz bir şekil çizip kenarlarından dikkatlice kestiniz. Örneğin bir kuş. Zeminin üzerine kuşu koyup üzerine başka bir renk eler ve cımbız yardımıyla kuşu kaldırırsanız ne olur? Alttaki renkte bir kuşunuz olur. Fırına sokup çıkardığınız zaman işlem tamam. Bunların dışında böyle pek çok teknik daha var. Bunların en çok bilinen ve en zor olanı, telle çalışma. Bu, tüm dünyada “cloisonné” tekniği olarak biliniyor. İşin özü, incecik bakır telleri elenmiş ama fırına daha girmemiş boyanın üzerine özenle koymak ve fırına öyle vermek. Teller zemine yapışıyor ve gerisi hangi süsleme tekniğini seçeceğinize kalıyor. Elbette daha anlatacak çok şey var bu zarif sanat hakkında. Ebru gibi emayın da ilgiye ve genç dokunuşlara ihtiyacı var ki ortadan kaybolmasın. Biraz hayal gücü, sabır ve özenle ortaya harika şeyler çıkacağından emin olabilirsiniz... Bakın şurada ve şurada da örneklerini görebilirsiniz. iştegençeteşekkürler |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |