Joan Miró: Ressam, heykeltıraş, seramikçi |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: Joan Miró: Ressam, heykeltıraş, seramikçi Gönderim Zamanı: 14.Ocak.2009 Saat 13:21 |
Joan Miró: Ressam, heykeltıraş, seramikçi Resimlerinin tıpkıbasımlarını en sık gördüğümüz sanatçılardan biri olarak aslında bilinçaltımızın bir yerlerinde Joan Miró’ya dair fikrimiz vardır. Modern sanatın en önemli temsilcilerinden biri olarak o bundan fazlasını hak eder; işte bu sebepten kendisini buraya daha fazla gecikmeden konuk ettik. Öncelikle ismi sizi yanıltmasın, kendisi bir erkek. 20 Nisan 1893’te İspanya, Barselona’da doğan Joan Miró i Ferrá, Katalan’dır. Küçük yaşta sanata tutkusu ortaya çıkmış, babasının isteği ile klasik eğitimini sürdürürken bir yandan da diğer ünlü İspanyol ressam Picasso’nun da gittiği Lonja Güzel Sanatlar Akademisi’ne devam etmiştir. Bazı dış sebepler nedeniyle buradan ayrılmak ve memur olarak çalışmak zorunda kalması onu ruhen çökertmiş ama sanatçı olma hayalinden vazgeçirememiştir. Bu üzüntülü halinden etkilenerek oğullarına destek olmaya karar veren ailesinin de yardımıyla sanat eğitimine devam edebilmiştir. Barselona gibi sanatsal yönü güçlü bir şehirde yaşamak, Miró’ya her zaman ilham vermiştir. İlk dönemlerinde Van Gogh, Cezanne, Matisse ve haliyle yurttaşı Picasso gibi büyük ressamlardan etkilenen Miró, çok geçmeden kendi tarzını oturtmaya başlamıştır. Fovizm akımına dahil edilebilecek resimlerini 1917 yılında ilk kez sergileme olanağı bulmuştur. Village, sanatçının ilk dönem resimlerinden biridir. Sanatın kalbinin attığı Paris’e gitmekte gecikmeyen Miró’ya Picasso kol kanat germiş ve onu önemli sanatçılarla tanıştırmıştır. Kübizm ve dadaizm akımlarına da yakınlık duymaya başladığı belli olan Miró’yu en iyi tanımlayacak olan akım sürrealizm olmuştur. Kendisi bu sınıflandırmalara resmen dahil edilmek istemese de Fransız sürrealist yazar ve şair André Breton, onun için “hepimizin içinde en sürrealist olan o” demiştir. Sürrealizm etkilerinin ilk hissedildiği resimlerinden bir tanesi The Bottle of Wine' dır. Paris ile Barselona arasında mekik dokuyan Miró, artık kendi yaklaşımını resimlerine iyice oturtmuştur. Soyut yaklaşımlı, sembollerden oluşan, sade tasarımlı, deforme olmuş izlenimi veren nesnelerle dolu resimler yapmaktadır. Bu arada sahne dekorları hazırlamak gibi yeni bir deneyime adım atmış, kolaj tekniğiyle çalışmalar yapmaya da başlamıştır. Resimlerini uzun süre, ince ince çalışarak yapan Miró, tıpkı Picasso gibi İspanya İç Savaşı’nın etkilerine maruz kalmıştır. 1936-1940 yılları arasında süren savaş nedeniyle ülkesine gidemeyen sanatçının resimlerine de savaşın ve acının izleri düşmüştür. Man and Woman in front of a Pile of Excrement isimli çalışmasında bunu görmek mümkündür. II. Dünya Savaşı ile birlikte İspanya’ya dönen Miró, 1944’te seramik ile iyice haşır neşir olmuş, İspanyol seramik sanatçısı Jose Artigas ile birlikte üretime başlamıştır. Onun yardımıyla 1958 yılında UNESCO için seramik “Wall of the Moon” ve “Wall of the Sun” duvarlarını ortaya çıkarmış, bununla Uluslararası Guggenheim Ödülü’nü kazanmıştır. 1970’te Barselona Havaalanı için bir duvar çalışması yapmıştır. Heykel sanatına da uzak durmayan Miró, bu alanlarda da kayda değer eserler ortaya koymuştur. Yetinmemiş, tahta üzerine çalışmalar, mozaikler, grafikler ve hatta duvar halıları bile yapmıştır. 1960’lı senelerde sık sık Amerika’ya gidip gelince, soyut dışavurumcu akımdan etkilenmekle kalmamış, kendisi de bu akımı etkilemiştir. Joan Miró, savaştan sonra yurduna döndüğü zaman yerleştiği Mallorca’da 25 Aralık 1983’te kalp rahatsızlığı sonucu ölmüştür. 1929’da yine Mallorca’da evlendiği Pilar Juncosa ile birlikte, Dolores ismini verdikleri bir kızı vardır. Kesin ve net çizgilerle birbirinden ayrılan yassı formlardan oluşan resimleri imzası haline gelmiş olan Miró, sanat eleştirmenlerinden hoşlanmadığını, onları filozofluk yapmaya çalışmakla suçladığını söylemiştir. Yaşamının son yıllarında heykel ve dört boyutlu resim üzerine düşüncelerini yazıya da döken sanatçının pek çok eseri, bugün 1976’da kendi adına açılan Fundació Joan Miró (Çağdaş Sanat Araştırmaları Merkezi)’da sergilenmektedir. 1954’te Viyana Bienali’nde grafik tasarım ödülünü, 1980’de İspanya Kralı Juan Carlos’tan Güzel Sanatlar Altın Madalyası’nı alan sanatçının eserlerinin ilk ve en önemli alıcılarından biri de ünlü yazar Ernest Hemingway olmuştur. “Kelimelerin şiirleri, notaların müziği şekillendirmesi gibi ben de renklerle resmi şekillendiriyorum” diyen sanatçı, soyut resim kavramına da şu sözlerle kendi yorumunu katmıştır: “Bana göre hiçbir form soyut değildir, her zaman bir şeyin işaretidir. Bir insan, kuş ya da başka bir şey olabilir. Bana göre resim hiçbir zaman formun hatırına yapılmaz.” iştegençöeteşekkürler |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |