HASAN PULUR'DAN
8 Ağustos 2010
Tavuk, çayırda otlayan ineğe gitmiş: “Merhaba inek hanım!”
İnek, tavuğun kendisine, merhaba demesini
yadırgamış:
“Hayrola?”
“Size, ortaklık teklif etsem, ne
dersiniz?”
İnek, ne kadar inek olsa da, bir işi reddedecek kadar inek
olmadığından, inekleşmemiş:
“Söyle bakalım, ne iş bu?”
“Sizinle sucuklu
yumurta yapalım, insanlar sucuklu yumurtaya bayılır!”
İneğin aklı yatmış, tavuk ortaklık şartlarını
sıralamış:
“Bana münasip bir yerde folluk gösterin, gidip yumurtalarımı
folluğa doldurayım!”
Birkaç gün sonra, tavuk, bir küfe yumurtayla çıkagelmiş,
inek memnun, yalnız tavuğun yanındaki eli bıçaklı adamı gözü
tutmamış:
“Ortak, bu adam kim?
“Kasap, sucuklu yumurta için… Sizi kesecek,
sucuk yapacak, benim de yumurtalarım var, ortaklık tamam!”
İnek ayılır gibi
olmuş:
“Bu ortaklık benim canıma mal olacak galiba!”
“Maalesef inek
hazretleri, amacımız, insanlara bol, lezzetli ve şişmanlatmayan sucuklu yumurta
yedirmek, değim mi? Hadi, lütfen kendinizi sayın kasaba teslim ediniz!”
Şimdi buna, kalkınmış ülkelerle, kalkınmamış ülkeler
arasında, ekonomik işbirliği anlaşması diyebilir
misiniz?
* * *
“Cambaz”ın
değişik anlamı vardır, at üstünde, tel üstünde gösteri yapanlara da cambaz
denir, özellikle hayvan pazarlarındaki pazarlıkçılara da cambaz,
denir.
Cambazın biri, eşeği yularından çekip gelmiş, bir cambaz
yanaşmış:
“Kaça bu eşek?”
“Bin lira!”
“Aldım gitti, ver elini
helalleşelim!”
Birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış:
“Yahu görmüyor
musun, bu eşek topal; onun için ucuza verdi!”
“O eşek topal değil, tırnağının
arasına taş kaçmış, topal sanıp ucuza elden çıkarmağa bakıyor!”
Eşeği satana
koşmuşlar:
“Yahu bu topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış!”
Satıcı
gülmüş:
“Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben
koydum!”
Alıcıya koşmuşlar:
“Yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı o
koymuş. Seni de kandırdı, parayı aldı!”
Alıcı dövünmeğe başlamış:
“Vay
namussuz; eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı!”
Bunun adına serbest piyasa da “alışveriş” diyorlar
mı?
* * *
Aslan, eşek
ve tilki ava çıkmışlar; bir geyiği vurup gelmişler. Aslan emretmiş:
“Şunu pay
edin!”
Eşek avı üç eşit parçaya bölmüş, herkesin payını vermiş; ama aslan
beğenmemiş:
“Hani benim aslan payım!”
Eşek, eşekliğinden olacak
anlamamış:
“Ne demek aslan payı!”
Aslan bir pençede eşeği parçalamış,
sonra, tilkiye dönmüş:
“Hadi, sen pay et!”
“Efendim sizin olduğunuz yerde
pay etmek ne demek? Hepsi sizin, buyurun afiyetle yiyin!”
Aslan hayretle
sormuş:
“Sen bunu kimden öğrendin?”
Tilki cansız yatan eşeği
göstermiş:
“Adına da sosyal adalet
diyorlar…”