Sulhi Dölek |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: Sulhi Dölek Gönderim Zamanı: 23.Kasım.2008 Saat 13:45 |
Karamizahın Mütevazı Üstadı: Sulhi Dölek "Mizah, küçük ya da sıradan diye tanımladığımız, aslında ne küçük ne de sıradan olan insanların hayatta kalma yolu sayılabilir. Büyük hikayecimizin sözünü çarpıtarak söyleyeyim: Gülmeseydim ölecektim!" Sulhi Dölek Bunaldığımız, birçok şeyin anlamını yitirdiğini sandığımız, gülümseyemediğimiz zamanlarda imdadımıza çok kolay gibi görünen bir kavram yetişir: Mizah. Güldürdüğü için ciddiyetsiz gibi görünüp "Peh mizah mı, o da iş mi?" eleştirilerine maruz kalır. Gerçi tüm bunlar hiç de umurunda değildir mizah denen mucizenin. Bir de renklisi vardır bu mizahın, nam-ı diğer "kara mizah". Büyük ustaların elinde o denli incelikli işlenir, o denli durudur ki anlatım ve bu büyük ustalar öylesine bizdendirler ki sanki yazar olmak sıradan bir iştir. İşte artık edebiyatın samimi, sıcak, içten ve "doğuştan yazar" -düşünüyoruz taşınıyoruz bir olumsuz sıfat için, ama nafile yok yani, olmuyor- denilen büyük üstadlarından Sulhi Dölek'e dair bildiklerimizi sizlerle paylaşmazsak içimiz rahat etmeyecekti. 20 Eylül 1948'de İstanbul Fatih'te doğar Sulhi Dölek. Deniz Harp Okulu'nu ve Michigan Üniversitesi'ni bitiren Dölek'in 1989'a dek yazarlığın yanı sıra Deniz Kuvvetleri'nde yüksek mühendis olarak çalışması, yazar olmak isteyenlerimize büyük cesaret verebilir; birbiriyle ilgisi olmayan mühendislik ve yazarlık Dölek için birbirini engelleyen değil; birbirinden beslenen uğraşlardır. Yazarlığa uzanan yol okumaktan geçer; ilkokuldan sonra sadece biçki dikiş kurslarına devam eden annesinin zengin kitaplığı ve aşıladığı "okuma sevgisi" sayesinde daha lise yıllarındayken öyküleri Milliyet gazetesinin ekinde yayımlanır. İlkokuldayken bir yandan bir saracın yanında çıraklık yapan Dölek daha bu yıllarda yazar olacağının belli olduğunu, ajandalara günlükler tuttuğunu, hayal gücünün çok gelişmiş olduğunu söyler. Çocukları ve duyarlılıklarını çok iyi anlayan Dölek bunu kendi çocukluğuna borçlu olduğunu, kendi çocukluğunu ve hayal kırıklıklarını düşündükçe çocuklara daha anlayışlı davranmaya çalıştığını söyler. İlk romanı Korugan'da bir çocuğun ağzından yetişkinlerin dünyasını anlatır. Kahramanlarının kendilerini yabancılaştıkları, aynaya baktıklarında bambaşka birilerini gördükleri dönüm noktalarını anlatan "Aynalar" ile Sulhi Dölek, Yunus Nadi Öykü Ödülü'nü alır. Aynalar'da "sıradan insanın sıra dışı" öyküsünü anlatmayı tercih eder. Görkemli hayatların, farklı ve ayrıcalıklı görünen kimliklerdense toplulukta ayırt edilemeyecek kadar diğerlerinden farksızmış gibi görünen insanların farklılığını; görünenin ardındaki daha "büyük gerçeği" vurgular. Komedyen olmak isterken hastanede çalışmak zorunda kalan Nebati, aynalarda yitirdiği görüntüsünü nasıl kazanacağını düşünen bir ayna koleksiyoncusu, torunlarının ve çocuklarının yanında yalnızlık çeken emekli Muharrem Bey; hepsi bir dönüm noktasındadırlar. Bir şeylerin ters gittiğini fark ederler, Dölek'in mizahı da tam bu noktada devreye girer; sorgulamak hiçbir işe yaramasa bile "en azından eğlencelidir". Aynalar, tam gülecekken kahkahanın boğazımıza takılıp kaldığı, ya da tam ağlayacakken güldürmeye başlayan hınzır bir ayrıntılar bütünü. "Zurnanın zırt dediği yer" olarak tanımladığı öykülerin ortak noktası, insanı kafasında soru işaretleriyle bırakıp hayatın büyük tantanalar, görkemli olaylarla değil günlük kaygılarla sanata dair olduğunu göstermesi. Yazmak, ayna koleksiyoncusunun görüntüsünü tekrar elde edebilmesinin tek yoluyken hastanedeki işinden kovulan Nebati kişiliğine daha yakın bir iş bulacak olduğu için yine de umutludur. Aynalar okuyanın kendini de seyrettiği kara mizahla örülü bir sorgulama. Yazarın en başarılı yapıtlarından biri olan Kirpi, 1996 yılında İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü'nü alır! Kirpi'nin kahramanı Reşat, kendine yapılan en ufak kötülükleri unutmayan, günlerce planlar yapıp öç almaya çalışan kendi gibi dünyası da küçük bir adamdır. Birisi yanlışlıkla ayağına bassa bunun kasten yapıldığına inanıp günlerce pusuya yatar. Reşat'ın kuruntuları tam da kara mizahla örtüşür. Kirpi'ye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan ulaşabiliriz. Varlık dergisinde uzun süre yazı dizisi olarak yayımlanan "Habis'in Serüvenleri" ise Dölek' e neden büyük bir mizah ustası demiş olduğumuzun yanıtı. Fırsatçı, çıkarcı, günün moda mesleğine hemen bürünebilen bir tip olan Habis, kısa yoldan para kazanma, kimsenin kendine ilişmediği tembel, rahat, olabildiğince lüks bir hayat peşinde koşar. Diplomasız bir psikolog, televizyonun T'sinden anlamayan bir tamirci olabilir bir anda. Kurnaz olmaya çalışıp karşısındakini avlamaya çalışırken sürekli eli boş dönen kurt postuna bürünmüş bir koyundur Habis. Sabit bir işi olmayan Habis'in neyine yardım ettiği merak konusu olan yardımcısı Haldun ise'sa dünyada olup bitenlerden habersiz, hırsları olmayan, sakin, sesini yükseltmeyi bilmeyen bir gençtir, sağır teyzesi ve yaşlı köpeğiyle yaşar. Habis Yozyürek'in Harikalar Diyarı'ndaki maceraları gündeme de dokundurmadan geçmiyor. Fakat hiçbir Sulhi Dölek öyküsünde öğreticilik ve eleştirel olma kaygısının zerresini görmek mümkün değil. Eleştiri onu mizaha ulaştıran bir araç. Mağrurluk, sanatçı kibirliliği, gündelik hayatı küçümseme gibi durumlar kendisine pek uzak olan Sulhi Dölek popüler kültürün en kaliteli örneklerinin de gizli kahramanı: Süper Baba, Yabancı Damat, İkinci Bahar gibi dizilerin senaryolarını hazırlamış. Elinin değdiği tüm dizilerin ekranların en sevilenleri olmaları, izleyenlerin ortak bir paylaşım noktası bulabilmeleri bir rastlantı olmasa gerek. Roman ve öykülerindeki sıcaklığı, gülünçlükleri senaryolarında da yakalayan usta yazar kenar mahallelerle şehirlerin ayrıntılarını, manav, mezeci, taksi şoförü, kahveci gibi sıradan hayatları duygu sömürüsüne çevirmeden aktarır. Küçük hayatlar samimiliklerinden ötürü hep tercihidir. Ödüle doymayan eserlerini toplu bir listesini verelim de kafalarımız karışmasın:. Öyküleri şöyle: Aynalar(1994 Yunus Nadi Öykü Ödülü), Vidalar(1983 Sabahattin Ali Öykü Ödülü), Habis'in Serüvenleri (1994-97 Varlık dergisinde öyküler toplaması). Romanları da şöyle: Korugan (1974 Milliyet Roman Yarışması 3.lüğü), Geç Başlayan Yargılama, Kiracı (1982 Madaralı Roman Ödülü), Telim Ol Küçük, Truva Katırı, Kirpi (1996 İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü), Küçük Günahlar Sokağı... Düzenleyen Terapist - 23.Kasım.2008 Saat 13:47 |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |