Sinemanın Klasik İsimleri- Paul Newman |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: Sinemanın Klasik İsimleri- Paul Newman Gönderim Zamanı: 18.Aralık.2008 Saat 10:52 |
Sinemanın Klasik İsimleri – Paul Newman Paul Newman, sinema tarihinin gelmiş geçmiş en yakışıklı ve karizmatik aktörlerinden biri. Elbette ki sadece bu özellik onu klasik isimler sınıfına sokmaya yetmeyeceği için, Newman’ın dış görünüş açısından sahip olduğu üstünlüğe çok gelişmiş oyunculuk yeteneğini de eklediğini söyleyelim. Kendisini, film kariyerini bitirmeden sayfalarımıza konuk etmediğimiz için pişmanız. Paul Newman, yakın zamanda sinemaya veda ettiğini açıkladı. Gerekçesi de yaşlanması: “Yaşlandıkça hafızanızı kaybetmeye başlıyorsunuz, kendine güveninizi, yaratıcılığınızı kaybetmeye başlıyorsunuz.” Paul’ü görmek isteyenler, bundan sonra restoranına gitmek zorundalar. Paul Leonard Newman, 26 Ocak 1925, Ohio doğumlu. Spor mağazası işleten bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş. Ohio Üniversitesi’nde başladığı eğitimi, II. Dünya Savaşı’nda deniz kuvvetlerinde görev yapmak üzere askere alındığı için kesintiye uğramış. Savaş sonrası Yale Üniversitesi’nde oyunculuk okumuş, New York’ta Actors Studio’da eğitimini geliştirmiş. Daha öğrencilik yıllarında Broadway’de sahneye çıkmış; 1953’te sahnede “Picnic” isimli bir oyunda rol almış. 1954 tarihli ilk filmi “The Silver Chalice” sanatsal değeri açısından pek ciddiye alınacak bir yapım olmasa da Newman’a Hollywood kapılarını açmaya yaramış. Yine de Newman bu filmdeki halinden pek utanç duymuş ve izleyenlerden özür dilemiş. Çok yetenekli olduğu ortadaymış; rolüne kendini kaptırıveriyor ve doğal bir oyunculuk sergiliyormuş. Buna bir de delici mavi gözleri ve yakışıklı yüz hatları da eklenince dönemin jönleri arasına katılarak birden parlayıvermiş Paul Newman. 1956 yapımı, bir boksörü canlandırdığı “Somebody Up There Likes Me”, ilk deneyimi gibi fiyaskoya dönüşmemiş. Bu rol aslında James Dean için düşünülmüş olsa da onun film çekimlerinden önce ölmesi üzerine yapımcılar Paul Newman’ı seçmişler. Gişede daha ele gelir sonuçlar alan “The Hustler” (1961), “The Prize” (1963) gibi filmler onu giderek daha tepeye taşımış. Özellikle 1969 yapımı, başrolü Robert Redford ile paylaştığı “Butch Cassidy and the Sundance Kid”, Newman’a kariyerinde yepyeni kapılar açmış. Aktörün en iyi bilinen filmlerindendir bu aynı zamanda. Yönetmenlik anlamında da kendini çok geliştirmiş Newman. 1968’de yönettiği “Rachel, Rachel” filmi ona hem bu alanda bir Oscar adaylığı getirmiş hem de ikinci eşi Joanne Woodward ile tanışmasını sağlamış. Yönetmen olarak değilse de asıl işi aktörlükle Oscar’ı kucaklamış Paul Newman. Kolay olmamış; beş ayrı on yıllık dönem içinde tam dokuz defa “en iyi erkek oyuncu” dalında Akademi Ödülü’ne aday gösterildikten sonra 1986’da Tom Cruise ile birlikte oynadığı “The Color of Money” filmindeki performansıyla mutlu sona ulaşmış. Son dediysek, yaşı ilerlemiş olmasına rağmen ununu eleyip eleği duvara asmaya niyeti yok deneyimli aktörün. Hala kendi başına sürüklediği filmlerde rol almaya devam ediyor. Son dönem diyebileceğimiz filmleri arasında en önemli olanlardan bazıları, “The Hudsucker Proxy” (1994), “Twilight” (1998), “Message in a Bottle” (1999) ve “Road to Perdition” (2002). Pixar’ın 2006 yapımı süper eğlenceli animasyonu “Cars”ta ise sesini duymak mümkün Paul Newman’ı sevmeyene pek rastlamak mümkün değil. Eli açık, iyiliksever, barış yanlısı bir insan olduğu söyleniyor. Uzun yıllardır Joanne Woodward ile evliliği süren Newman’ın toplam 6 çocuğu varmış ancak ne yazık ki tek oğlunu 1978 yılında uyuşturucu sorunu nedeniyle kaybetmiş. Empire dergisinin meşhur “sinema tarihinin en çekici 100 starı” listesinde 1995 yılında 12., aynı dergisinin “tüm zamanların en başarılı 100 sinema oyuncusu” listesinde ise 1997 yılında 19. sırada yer alan, 1990’da People dergisinin ünlü “dünyanın en güzel 50 insanı” arasına da giren aktör, araba yarışı ve hız tutkusuyla da biliniyor. Hızlı araba motoru sesini müzik gibi algıladığını söyleyen Newman, çeşitli yarışlarda başarılı dereceler elde etmiş. Örneğin 1979 yılı Le Mans yarışlarını Porche marka otomobiliyle 2. sırada tamamlamış. 1993’te Akademi tarafından kendisine bir “ömür boyu başarı”, 1994’te ise yardımseverliği dolayısıyla bir onur Oscar’ı takdim edilen Paul Newman, 2002 yılında tiyatro sahnelerine de dönüş yapmış ve eşinin sanat direktörülüğünü yaptığı “Our Town” isimli oyunla Westport Country Playhose sahnesinde 35 yıldan sonra ilk defa canlı seyirci karşısında oynamış. Renk körü olan aktör, 2002 yılında “Road to Perdition” filmindeki rolüyle Oscar’a, “Our Town” ile Tony ve Emmy ödüllerine aday gösterilmiş. Damarlarında Macar ve Polonyalı kanı da akan Newman, Entertainment Weekly dergisi tarafından tüm zamanların en iyi 13. sinema oyuncusu seçilmiş. Empire dergisinin “sinemanın tanrıları” olarak belirlediği dörtlü arasında yer almış. Diğer isimler ise Al Pacino, Marlon Brando ve Jack Nicholson imiş. Oyunculuğa yeni başladığı yıllarda Marlon Brando ile karıştırıldığı, hatta bazen onun adına hayranları için fotoğraf imzaladığı bile söylenir. Bir süre sonra böyle bir şeye ihtiyacı kalmamış olduğu ortada tabii. Newman’ın Oscar adaylıkları ile ilgili bir ilginç özelliği daha var: Aynı karakteri iki ayrı filmde iki ayrı defa canlandırıp da ikisinde de Oscar’a aday olan dört oyuncudan biri. Fast Eddie Felson rolünde hem "The Hustler” hem de “The Color of Money”de rol alarak Akademi Ödülü’ne aday olmuş. Diğer üç isim ise Peter O’Toole, Al Pacino ve Bing Crosby. iştegenç |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |