Bisiklet ve heykel şehri: Eskişehir |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: Bisiklet ve heykel şehri: Eskişehir Gönderim Zamanı: 22.Aralık.2008 Saat 11:38 |
Eskişehir’in ulaşım aracı bisiklet. Ve evet siz bisikleti olmayanlardan birisiniz orada. Dağ-bayır bir şehir olmaması sayesinde, genci yaşlısı herkesin bisiklete bindiği şehirde sizin ulaşım aracınız tramvay. Şehrin içindeki toplu taşıma araçlarının başında tramvay geliyor. Çok ihtiyacınız olduğunda otobüsü de kullanabilirsiniz ama şehir merkezinde otobüs çalışmıyor. Bu saydıklarımızdan da anlayabileceğiniz gibi trafik derdi olmayan bir şehirle karşı karşıyayız. Trafiği bir türlü algılayamayan ve bu yüzden her yere ya çok geç ya da çok erken varan büyük şehir çocuklarına inanılmaz gelen bu sakin şehir trafiğiyle, bir yerden bir yere varmanız en fazla 15 dakika sürüyor. Porsuk’tan sonra sırada Adalar var diyoruz ve bir yandan da “burada deniz yok, göl yok, ne adası ki acaba” diye mırıldanarak yürüyoruz. Efendim, Adalar öyle bambaşka bir yer değil. Porsuk’u takip etmeye devam ettiğinizde Adalar’da oluyorsunuz ve bunu da son yol sorduğunuz insan size “e gelmişsiniz siz, Adalar burası” dediğinde anlıyorsunuz. Şehrin dikkat çeken ve gelmeden önce bilmediğimiz bir yönü de heykelleri. Adım başı rastladığımız bronz heykeller, Eskişehir’in “temiz” ve “yeni” görüntüsüne bir de “süslü” sıfatını eklememize sebep oluyor. Porsuk Nehri’ni boydan boya gezdik, dereboyunda bir şeyler atıştırdık, tramvay yolunu takip ederek şehir merkezini de çözdük, şimdi listemize tekrar bir göz atalım. Çiğ börek ve lüle taşı unutmamamız gerekenler arasında. Şehir gezimizde lüle taşıyla ilgili ilginç şeylere rastlamıyoruz ve gönlümüzde özel bir yeri olmadığı için –tabii bu tamamen bizim ilgi alanı problemimizden kaynaklanmakta -birkaç vitrinde gördüğümüz lüle taşından yapılmış pipoları birbirimize göstererek bu maddenin de hakkını verdiğimize kendimizi inandırıyoruz. Gelelim, yol planlarının başından beri gözümüzü alamadığımız son maddesine: Çiğ börek. Nerede yenir sorularının cevabı bir tane: Papağan Çiğ Börek Salonu. Yine tramvay yolundan ayrılmadan kolayca bulduğumuz mekânda çiğ börek dışında başka bir yemek yok. Fast food olarak algılanan çiğ börek, ısmarlamanızın ardından gözünüzün önünde hemen yapılıp yağa atılıyor ve elinizle tutamayacağınız bir sıcaklıkta sunuluyor. Bir porsiyonuyla tıka basa doyduğunuz, üstelik de çok ucuz olan bu şehrin sembolü yemeği yedikten sonra artık evimize dönebiliriz. “Gece bir yerlerde müzik dinleseydik, böyle eve mi dönülürmüş” fikrini savunanlar için bir kaç mekân adı sayalım hemen: Hayal Kahvesi, The Doors, Carpe Diem bizim dikkatimizi çeken gece takılmalık yerlerden bazıları. Dönüş Yorgunuz, bir şehri daha dere tepe gezmişiz ve evimize dönüyoruz. Gezinizi günübirlik tuttuysanız dönüş yolunuz uykuyla geçecek. Yok eğer gece kaldıysanız ve güzel bir kahvaltı ardından yola düştüyseniz şehir hakkında binbir yorum ve atıp tutma fasılları yol keyfinizi oluşturacak. Gittiniz, gördünüz ve artık Eskişehir’den rahat rahat bahsedebilirsiniz, değil mi? Biz de işte tam bunu yaptık bu yazıda ama buradan Eskişehirli arkadaşlara selam ediyoruz ve “elbette hâlâ görmediğimiz, bilmediğimiz yerler var, onlar da bir dahaki sefere artık” diyerek, bahsetmediğimiz veya eksik anlattığımız noktalar hakkında kendimize bir çıkış kapısı bırakıyoruz kaynakıstegenç |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |