Kendi yaşlı, ruhu genç şehir: Bursa

   Kendi yaşlı, ruhu genç şehir: Bursa
İyi vakit geçirebileceğiniz şehirlerimizden biri de isminin önüne “Yeşil” eklemenin hâlâ mümkün olduğu Bursa. Uludağ Üniversitesi’nin de varlığıyla gençliğin ağırlığı iyiden iyiye hissediliyor. Buna bir de şehrin güzelliği, Osmanlı’ya başkent olmuşluğunun da zenginleştirdiği tarihi, eğlenceli mekânları, dağa ve denize yakınlığı eklenince tadına doyulmaz bir şehir demekte sakınca görmüyoruz.
Bursa’Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri ulaşım, bulunduğunuz yere göre değişir elbette ama son derece büyük ve modern bir otobüs terminali bulunduğu için ilk seçenek bu olsa gerektir. Hatta bu terminal, Avrupa’nın yekpare camla kaplı en geniş binası. Denize yakın bir yerden, örneğin İstanbul’dan gidecekseniz deniz otobüsleri ve arabalı vapurlar da uygun seçenekler. Özellikle deniz otobüsleri, arabalı ya da arabasız seçenekleriyle son derece hızlı ulaşım sağlıyor.
Bursa şehir merkezine gidecekseniz ve deniz otobüsünü tercih ettiyseniz, en uygun seçenekler Yalova ve Mudanya. Yalova’da her deniz otobüsü seferi ile zamanlaması uyumlu olarak arka arkaya otobüsler kalkıyor ve en fazla bir saatte sizi terminale ulaştırıyor. Oradan her yere ulaşım zaten çok seri biçimde yapılıyor. Mudanya ise merkeze daha yakın; sık sık minibüsler kalkıyor. İstanbul’dan Bursa’ya gitmek bu yöntemle gecikmeleri de hesaba katarsak ortalama üç saat sürüyor. Deniz otobüsü biletlerinizi internet üzerinden de alabileceğinizi söyleyelim.
Bursa’nın iklimi İstanbul’unkine yakın. Güney illeri kadar fazla sıcak değildir, kışın ise hava soğukluğu mantıksız düzeylere ulaşmaz. Bursa’nın lodosu meşhurdur; yaz kış fark etmez, her an lodos çıkıp ortalığı birbirine katabilir. Bu ılık ama sert rüzgârdan kapalı bir yerde oldukça korkmaya gerek yoktur ama önlem alınmayan yerlerde çatıların uçtuğu, tabelaların düştüğü çok olmuştur.
Bursa, özellikle son yıllarda oldukça keyifli ve gezecek yeri bol bir şehir haline geldi. Nereye gideceğiniz, haliyle geziden ne beklediğinize bağlı. Size çeşitli rotalar önerebiliriz: Yeşil Camii ve Türbe’ye dışarıdan da olsa bir göz atıp, civarındaki turistik mekânlarda takılabilir, çay bahçelerinde püfür püfür keyifli sohbetler yapabilirsiniz.
Heykel semti civarında gezecekseniz, altgeçit hizasında ana caddenin bir paraleline geçerek trafiğe kapalı, mağazalar ve kafelerle süslü uzun taş caddede bir tur atabilirsiniz. Bursa gençliğinin en “piyasa” yerlerinden biri burası. Ayrıca süper kafeler var. Ana caddenin diğer tarafında aynı şeyi yaparsanız Ulucami’yi göreceksiniz. Caminin hemen arkasından taş bir yolla Kapalıçarşı’ya uzanabilirsiniz veya büyük alandaki havuzun arkasındaki Kozahanı’na girebilir, kendinizi bambaşka bir âlemde bulabilirsiniz. İpek ve havlu satan esnafın çevrelediği bu ortası boş han, sanki zamanda geri gitmiş gibi hissetmenize yol açabilir. Gençlik, buradaki çay bahçelerine de el koymuş durumda.
Yeşil ile Heykel’in ortasında bulunan Setbaşı Köprüsü’nden o güzel nehir manzarasını seyredebilir, hemen kıyısındaki artık klasikleşmiş Mahfel Çay Bahçesi’nde biraz dinlenip çay veya dondurma keyfi yapabilirsiniz. Tabii nerede çay bahçesi, orada Bursa gençliği.

Çekirge ve Altıparmak dolaylarında gezebilir, buralardaki çeşitli kafelerde zaman geçirebilir, Hacivat ve Karagöz panosunun önünde fotoğraf çekebilir veya şehir içindeki en büyük yeşil alanlardan biri olan Kültürpark içinde kendinize mutlaka yapacak bir şey bulabilirsiniz. Kocaman lunaparkı, içinde sandalla gezilebilen gölü, türlü türlü çay bahçesi (şaşırmadınız sanırız), yürüyüş ve bisiklet parkuru, bir de kaykay rampası parkıyla koskoca, eğlenceli bir yer burası. İçerideki Açıkhava Tiyatrosu’nda gece bir performans olabilir, isterseniz kontrol edin, yaz akşamları pek boş kalmıyor. Yine Altıparmak’taki barlar ve kafeler sokağına giderek keyfinize uygun bir mekân da arayabilirsiniz.
Heykel’den Altıparmak’a giderken solda yukarıda kalan Tophane’ye çıkabilir, Ressamlar Sokağı’nı gezebilir, Anadolu Evi’nde tavla partisi yapabilir, muhteşem Bursa manzarasını seyredebilirsiniz. Çay bahçesi demeye gerek var mı? Dikkat edin, iyi eser.
İzmir Yolu’na sapıp, Türkiye’nin en iddialı hayvanat bahçesini ve hemen yanındaki botanik parkını gezebilirsiniz. Bayılacağınıza bahse gireriz.
Çekirge’den Uludağ yoluna sapıp sucuk-ekmek yiyebilir, Uludağ Milli Parkı’na çıkıp geyikleri sevebilir, boynuzlarının sert değil de kadife kaplı gibi olduğunu fark edip şaşırabilirsiniz. O kadar yukarı çıkmak zor derseniz daha alt tarafta Kirazlıyayla piknik alanında sere serpe yayılabilir, daha da aşağıda İnkaya’da 600 yaşındaki dev çınarın kolları altında serinleyebilirsiniz.
Eğer görülecek şahane yerler varsa birazcık uzaklara da gidebilirim diyorsanız, Cumalıkızık Köyü ilk önereceğimiz yerlerden biri. Dik yokuşlarını çevreleyen rengârenk bakımlı köy evlerinin kapılarını ziyaretçilere açtığı, gözlemenin aklınıza gelmeyecek çeşitlerinin köy ayranıyla sunulduğu bu güzel köyün hayranı da çoktur. Elbette bir de çay bahçesi var!
Şehir içinde yemek yemek için Heykel’deki ya da botanik bahçesi içindeki İskender’i deneyebilirsiniz. Orijinal İskender kebap için daha doğru adres olamaz. Bildiğiniz, belki de hiç bilmediğiniz meşhur İskender bu işte. Bir Bursalıyı pek gerecek bir diğer soru da “asıl İskender o değilmiş de eski garajda bir yer varmış hani, orada yeniyormuş doğru mu”dur. Evet öyle bir yer var ama asıl İskender bu bahsettiğimiz. Tatlı faslını ise Kafkas’tan alacağınız kestane şekerine ayıracağınızı tahmin ediyoruz.
Denize yakın olayım derseniz ve zamanınız varsa Mudanya ilk seçenek olabilir. Gemlik civarına uzanırsanız, Gemlik Körfezi’ne sıralanmış Kumla, Armutlu, Fıstıklı, Kapaklı gibi irili ufaklı sayfiye yerleri geçireceğiniz keyifli zamanlara ev sahipliği yapabilir. Deniz kıyısında piknik cazip olabilir, zira buraların doğası insanın içini açan türdendir. Tabii binlerce çay bahçesi içinden keyfinize göre de seçebilirsiniz. Dediğimiz gibi; zamanınız varsa tabii.
Şehir içinde pek çok alışveriş merkezi de var ama onlar nasılsa her yerde birbirine benzer; saydığımız diğer değişik yerleri gezmek varken zamanınızı bunlarla harcamayın deriz. Yine de eğer Özdilek Alışveriş Merkezi önünden geçecekseniz evdekilere hediye olarak Bursa’nın ünlü havlularından almayı ihmal etmeyin. Özdilek’in kafesindeki su börekleri de lezizdir, özellikle ıspanaklı olan, not düşmüş olalım.
Bursa içinde ulaşım otobüs ve minibüsün yanında otomobil – dolmuşlarla da sağlanır. Hemen her yere bunlarla ulaşabilirsiniz. Tramvay da sizi özellikle şehir merkezinden uzaktaki pek çok yere ulaştırır. Dağa çıkmak için alternatif bir taşıt olarak teleferik kullanabileceğinizi de bildirelim; sadece muhteşem manzarayı seyretmek, biraz ürpermek, Kaynana Çukuru Efsanesi’ni dinlemek için yaz kış teleferik süper bir seçenektir.

kaynakıstegenc

Yazar	Mesaj Konu Arama Konu Seçenekleri Yanıt Yaz Yeni Konu Oluştur Konuyu Yazdır
terapist Üye Profili Üyenin Mesajlarını Bul Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803	Alıntı Cevapla Konu: Kendi yaşlı, ruhu genç şehir: Bursa Gönderim Zamanı: 22.Aralık.2008 Saat 11:49
	Kendi yaşlı, ruhu genç şehir: Bursa İyi vakit geçirebileceğiniz şehirlerimizden biri de isminin önüne “Yeşil” eklemenin hâlâ mümkün olduğu Bursa. Uludağ Üniversitesi’nin de varlığıyla gençliğin ağırlığı iyiden iyiye hissediliyor. Buna bir de şehrin güzelliği, Osmanlı’ya başkent olmuşluğunun da zenginleştirdiği tarihi, eğlenceli mekânları, dağa ve denize yakınlığı eklenince tadına doyulmaz bir şehir demekte sakınca görmüyoruz. Bursa’Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri ulaşım, bulunduğunuz yere göre değişir elbette ama son derece büyük ve modern bir otobüs terminali bulunduğu için ilk seçenek bu olsa gerektir. Hatta bu terminal, Avrupa’nın yekpare camla kaplı en geniş binası. Denize yakın bir yerden, örneğin İstanbul’dan gidecekseniz deniz otobüsleri ve arabalı vapurlar da uygun seçenekler. Özellikle deniz otobüsleri, arabalı ya da arabasız seçenekleriyle son derece hızlı ulaşım sağlıyor. Bursa şehir merkezine gidecekseniz ve deniz otobüsünü tercih ettiyseniz, en uygun seçenekler Yalova ve Mudanya. Yalova’da her deniz otobüsü seferi ile zamanlaması uyumlu olarak arka arkaya otobüsler kalkıyor ve en fazla bir saatte sizi terminale ulaştırıyor. Oradan her yere ulaşım zaten çok seri biçimde yapılıyor. Mudanya ise merkeze daha yakın; sık sık minibüsler kalkıyor. İstanbul’dan Bursa’ya gitmek bu yöntemle gecikmeleri de hesaba katarsak ortalama üç saat sürüyor. Deniz otobüsü biletlerinizi internet üzerinden de alabileceğinizi söyleyelim. Bursa’nın iklimi İstanbul’unkine yakın. Güney illeri kadar fazla sıcak değildir, kışın ise hava soğukluğu mantıksız düzeylere ulaşmaz. Bursa’nın lodosu meşhurdur; yaz kış fark etmez, her an lodos çıkıp ortalığı birbirine katabilir. Bu ılık ama sert rüzgârdan kapalı bir yerde oldukça korkmaya gerek yoktur ama önlem alınmayan yerlerde çatıların uçtuğu, tabelaların düştüğü çok olmuştur. Bursa, özellikle son yıllarda oldukça keyifli ve gezecek yeri bol bir şehir haline geldi. Nereye gideceğiniz, haliyle geziden ne beklediğinize bağlı. Size çeşitli rotalar önerebiliriz: Yeşil Camii ve Türbe’ye dışarıdan da olsa bir göz atıp, civarındaki turistik mekânlarda takılabilir, çay bahçelerinde püfür püfür keyifli sohbetler yapabilirsiniz. Heykel semti civarında gezecekseniz, altgeçit hizasında ana caddenin bir paraleline geçerek trafiğe kapalı, mağazalar ve kafelerle süslü uzun taş caddede bir tur atabilirsiniz. Bursa gençliğinin en “piyasa” yerlerinden biri burası. Ayrıca süper kafeler var. Ana caddenin diğer tarafında aynı şeyi yaparsanız Ulucami’yi göreceksiniz. Caminin hemen arkasından taş bir yolla Kapalıçarşı’ya uzanabilirsiniz veya büyük alandaki havuzun arkasındaki Kozahanı’na girebilir, kendinizi bambaşka bir âlemde bulabilirsiniz. İpek ve havlu satan esnafın çevrelediği bu ortası boş han, sanki zamanda geri gitmiş gibi hissetmenize yol açabilir. Gençlik, buradaki çay bahçelerine de el koymuş durumda. Yeşil ile Heykel’in ortasında bulunan Setbaşı Köprüsü’nden o güzel nehir manzarasını seyredebilir, hemen kıyısındaki artık klasikleşmiş Mahfel Çay Bahçesi’nde biraz dinlenip çay veya dondurma keyfi yapabilirsiniz. Tabii nerede çay bahçesi, orada Bursa gençliği. Çekirge ve Altıparmak dolaylarında gezebilir, buralardaki çeşitli kafelerde zaman geçirebilir, Hacivat ve Karagöz panosunun önünde fotoğraf çekebilir veya şehir içindeki en büyük yeşil alanlardan biri olan Kültürpark içinde kendinize mutlaka yapacak bir şey bulabilirsiniz. Kocaman lunaparkı, içinde sandalla gezilebilen gölü, türlü türlü çay bahçesi (şaşırmadınız sanırız), yürüyüş ve bisiklet parkuru, bir de kaykay rampası parkıyla koskoca, eğlenceli bir yer burası. İçerideki Açıkhava Tiyatrosu’nda gece bir performans olabilir, isterseniz kontrol edin, yaz akşamları pek boş kalmıyor. Yine Altıparmak’taki barlar ve kafeler sokağına giderek keyfinize uygun bir mekân da arayabilirsiniz. Heykel’den Altıparmak’a giderken solda yukarıda kalan Tophane’ye çıkabilir, Ressamlar Sokağı’nı gezebilir, Anadolu Evi’nde tavla partisi yapabilir, muhteşem Bursa manzarasını seyredebilirsiniz. Çay bahçesi demeye gerek var mı? Dikkat edin, iyi eser. İzmir Yolu’na sapıp, Türkiye’nin en iddialı hayvanat bahçesini ve hemen yanındaki botanik parkını gezebilirsiniz. Bayılacağınıza bahse gireriz. Çekirge’den Uludağ yoluna sapıp sucuk-ekmek yiyebilir, Uludağ Milli Parkı’na çıkıp geyikleri sevebilir, boynuzlarının sert değil de kadife kaplı gibi olduğunu fark edip şaşırabilirsiniz. O kadar yukarı çıkmak zor derseniz daha alt tarafta Kirazlıyayla piknik alanında sere serpe yayılabilir, daha da aşağıda İnkaya’da 600 yaşındaki dev çınarın kolları altında serinleyebilirsiniz. Eğer görülecek şahane yerler varsa birazcık uzaklara da gidebilirim diyorsanız, Cumalıkızık Köyü ilk önereceğimiz yerlerden biri. Dik yokuşlarını çevreleyen rengârenk bakımlı köy evlerinin kapılarını ziyaretçilere açtığı, gözlemenin aklınıza gelmeyecek çeşitlerinin köy ayranıyla sunulduğu bu güzel köyün hayranı da çoktur. Elbette bir de çay bahçesi var! Şehir içinde yemek yemek için Heykel’deki ya da botanik bahçesi içindeki İskender’i deneyebilirsiniz. Orijinal İskender kebap için daha doğru adres olamaz. Bildiğiniz, belki de hiç bilmediğiniz meşhur İskender bu işte. Bir Bursalıyı pek gerecek bir diğer soru da “asıl İskender o değilmiş de eski garajda bir yer varmış hani, orada yeniyormuş doğru mu”dur. Evet öyle bir yer var ama asıl İskender bu bahsettiğimiz. Tatlı faslını ise Kafkas’tan alacağınız kestane şekerine ayıracağınızı tahmin ediyoruz. Denize yakın olayım derseniz ve zamanınız varsa Mudanya ilk seçenek olabilir. Gemlik civarına uzanırsanız, Gemlik Körfezi’ne sıralanmış Kumla, Armutlu, Fıstıklı, Kapaklı gibi irili ufaklı sayfiye yerleri geçireceğiniz keyifli zamanlara ev sahipliği yapabilir. Deniz kıyısında piknik cazip olabilir, zira buraların doğası insanın içini açan türdendir. Tabii binlerce çay bahçesi içinden keyfinize göre de seçebilirsiniz. Dediğimiz gibi; zamanınız varsa tabii. Şehir içinde pek çok alışveriş merkezi de var ama onlar nasılsa her yerde birbirine benzer; saydığımız diğer değişik yerleri gezmek varken zamanınızı bunlarla harcamayın deriz. Yine de eğer Özdilek Alışveriş Merkezi önünden geçecekseniz evdekilere hediye olarak Bursa’nın ünlü havlularından almayı ihmal etmeyin. Özdilek’in kafesindeki su börekleri de lezizdir, özellikle ıspanaklı olan, not düşmüş olalım. Bursa içinde ulaşım otobüs ve minibüsün yanında otomobil – dolmuşlarla da sağlanır. Hemen her yere bunlarla ulaşabilirsiniz. Tramvay da sizi özellikle şehir merkezinden uzaktaki pek çok yere ulaştırır. Dağa çıkmak için alternatif bir taşıt olarak teleferik kullanabileceğinizi de bildirelim; sadece muhteşem manzarayı seyretmek, biraz ürpermek, Kaynana Çukuru Efsanesi’ni dinlemek için yaz kış teleferik süper bir seçenektir. kaynakıstegenc