Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >4- SİZE ÖZEL >Köşe Yazıları
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli ForumYaşamın Stajı

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
terapist Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1803
  Alıntı terapist Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Yaşamın Stajı
    Gönderim Zamanı: 13.Eylül.2016 Saat 22:25
Yaşamın Stajı

Yazıma Türkçe olmayan bir kelime ile başlamak istemezdim ama yerine koyacak daha iyi bir kelime bulamadım. Kulak misafiri olduğum ya da katıldığım sohbetlerde herkesin halinden şikâyetçi olduğunun, herkesin bir başkasının bir şeylerine özendiğinin yine herkesin her şeyi daha iyi bildiğinin iddiasında olduğunun bir kez daha tespitini yaptım. Hafıza kayıtlarımdan ‘Bilenlerin’ az konuştuğu ve iddia etmedikleri özdeyişlerini yokladım. Her zamanki gibi çelişki oluştu.

Staja dönersek, bir mesleği edinecek kimsenin uygulamalı öğrenme dönemi olarak tarif edilir. Tarif böyle de,  biz pek çok şeyi uygulamadan, daha doğrusu uygulama şansı olmadan yaşamak zorunda kalırız. Başkasının evlat, kardeş, anne baba oluşunu izleyerek bu kavramlar öğrenilemez, bunların stajı olmaz. Evlilik kurumunun staj dönemi nişanlılıktır orada da duygular gerçekleri gizler bu yüzden pek işe yaradığı söylenemez… Sanırım çelişkiyi iyice arttırdım.

Bitti mi? Hayır elbette… İşi daha ileri götürdüm. Yaşamın gerçek bir parçasına daha yakından bakmalarını ve duygularını paylaşmalarını isteyeceğim. Bu arada biraz toplu tartışma düşünme ortamı oluşturacağım. Kendi mevcut koşullarını da yeniden gözden geçirecekler. Eğitimin ilk ve en önemli aşaması düşünmektir ve bunun yaşı yoktur.

İki genç uygulamalı staja gönüllü olduklarını söylediler… Sevindim. Bir genci tekerli koltuğa oturttum, bir kızımı da görmez değneğiyle yola koydum. Nerede biliyor musunuz? Beykoz’un hesapta en merkezi yeri Kavacık’ta… Hasan Yavuz Camisini arkamıza alarak başladık.  Yanımda iki kişiyle olumsuzlukları engellemek adına yakın gözlemciyim. Çocukların yakın destekçileri ve iki stajyerle birlikte sekiz kişiyiz. İlk olarak karşıya kesinlikle geçemedik… Bizim yardımımızla nerdeyse kavga dövüş, kaldırımda yerlerini aldılar. Biri sağda, diğeri sol kaldırımda…

Belediye kaldırımda yapılması gereken her şeyi yapmış. Görmezler için sarı bantları ve diğer engelliler hatta engelsizler için bile gerekli iniş çıkış rampaları hepsi mevcut da… Tüm rampaların önüne araba park etmiş. Görme engelli stajı yapan siyah gözlük altından azda olsa görüyor, arabaların etrafından yola inerek geçti ama tekerlekli koltuk ilk rampada kaldı. Ne yola inebildi, ne başka yerden geçebildi… Yardımcılar tekerlekli koltuğu taşıyarak diğer kaldırıma geçirdiler. Bu tarz destek en az yirmi defa gerekecek… Herkesin gözü üzerimizdeydi ki muhtemelen bunların arasında aracını parkeden de vardır… Baktılar… Üzüntü hırs isyanla baktılar. Devam edemedik… Stajımız fiyasko… Son verdik. Allahtan bol bol fotoğraf çekmiştim. Kahve içmeye toplandık… Gençler özet olarak böyle örneklerin çok gereksiz olduğunu, esas olarak gençleri eğitmeye çalışan yetişkinlerin önce kendilerini eğitmelerinin zorunlu olduğunu çünkü peşlerinden gelenlerin onları örnek alacağını açık bir şekilde ifade ettiler. Bu zaten çok klasik bir kavram, ama durum iyice karmakarışık oldu.

Bu konuda belki de en önemli paylaşım, engellilerin asla yetersiz veya aciz olmadıklarını, her konuda sabırlı ve başarılı olduklarını kendi kendilerini pekâlâ idare edebildiklerini bir kez daha paylaştık ama rampanın önüne araba park edilirse ne yapsın… Bunun yürüyebilen insanın önüne beş metrelik bir duvar çıkmasından farkının olmadığını anladık

 Ben de buradan bir duyuru yapayım bari…

Eeeyyy… Pardon,  heeey arabasını aklının estiği yere parkeden… Sana yazıklar olsun. O arabanın oraya park etmesini engelleyemeyen konuyla ilgili sorumlu sana ne diyeceğimi bulamadım. Yaptığınız işi yasak savar ya da ben yaptım oldu tarzında yapmayın… İşlerliğini kontrol edin. Biraz hissetmeye çalışın. Yaptım… İşim bitti, gerisi beni ilgilendirmez… Bu yetmiyor. Herkes her konuda kendini sorumlu hissedebilmeli.

Sayın Belediye Başkanı, bunu kontrol etmek, parkeden aracı takip etmek sizin işiniz değil ama bunu takip edecek sorumluları görevlendirmek sizin işiniz…

Hepimiz için… Biraz çaba ne dersiniz?

 Beykoz Olay Gazetesinde yayınlanan yazımın linki

http://www.beykozolay.net/yasamin-staji.html
                                                                                                                      R.Sinan AKBAŞAK
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,099 Saniyede Yüklendi.