Sinemanın Klasik İsimleri.. Dustin Hoffman

Sinemanın Klasik İsimleri – Dustin Hoffman

Ailece çok sevdiğimiz filmler ve oyuncular vardır. Bunlardan biri “Süt Kardeşler” ise (ki haklıyızdır da, Türk sinemasının çektiği en dehşetli komik film değil midir?) diğeri de “Kramer Kramer’e Karşı”dır. Muhtemelen bakkalınız İsmet Amca bile izlemiştir ve ismen olmasa bile Dustin Hoffman’ı tanır. Eh siz artık isminden daha fazlasını bilin. İş’te Genç takipçilerinin İsmet Amca’dan o kadar farkı da olsun artık. Çünkü Dustin Hoffman, zamanının, yani Robert De Niro kuşağının en önemli oyuncularından biri.

Dustin Hoffman, 8 Ağustos 1937’de Los Angeles’ta doğmuş. Çeyrek Rus ve yarı Musevi bir çocuk için sosyalleşmesi zor zamanlarmış, asla popüler bir çocuk olamamış. Haliyle sporcu olmak gibi bir hevesi hiç olmamış. Hep piyanist olmak istiyormuş ve Los Angeles Konservatuarı’na gitmeye başlamış. Sonra birden fikrini değiştirmiş ve tıp okumaya karar vermiş. Santa Monica Üniversitesi’ne başlamış ama tıp umduğundan zor çıkmış. Not ortalaması gittikçe düşerken danışmanı “kimse tiyatrodan kalmaz” diyerek Dustin’i drama derslerine yönlendirmiş.

Drama dersi not ortalamasını yükseltmeye yetmemiş ve Dustin bir sene sonra oradan da ayrılmış ama oyunculuk böylece aklına girmiş. Hoffman, o günler için “drama dersine gittiğimde kendimle barışık bambaşka biri oluyordum” diyor. Okuldan ayrıldıktan sonra ne yapacak bir işi, ne de katılacak dersleri kalmış, elinde sadece bol bol zaman varmış. Ailesinden son bir şans istemiş ve onlar da Dustin’e maddi olarak yardımcı olmayı kabul etmişler. Bu sayede amatör olarak tiyatro yapmaya başlamış. Bir süre sonra Pasadena Playhouse’da hem eğitim almaya hem de Gene Hackman ile birlikte sahneye çıkmaya başlamış, iki yıl süren bu zaman onun için bir anlamda terfiymiş. İşin ilginci, ikisi de drama dersinde “oyuncu olması en mümkün olmayan öğrenciler” olarak görülüyorlarmış.

Gene Hackman üç ay sonra şansını New York’ta denemeye karar vermiş ve Dustin’e “eğer New York’a gelirse kendisini mutlaka araması gerektiğini” söylemiş. Bu arkadaşlık daha sonra en zor zamanlarında birbirlerine destek olan ve aynı evde kalan üç genç oyuncu adayının dostluğuna dönüşmüş. Üçüncü oyuncu adayı da Robert Duvall’miş bu arada.

Hoffman, artık para vermeyi kesen ailesinden de destek görmeyince bir süre restoranlarda mont asmak, telefon rehberinde imlâ hatalarını denetlemek, Hawaii stili gömlekler yapan bir atölyede çalışmak gibi işlerde şansını denemiş, en sonunda da arkadaşını takip edip New York’a taşınmış. Gider gitmez de ufak birkaç televizyon işi bulmuş. Gene Hackman’ın tek yatak odalı evine birkaç günlüğüne misafir olarak gitmiş. Ancak iki hafta boyunca mutfakta yattıktan sonra zorla ev bakmaya çıkarılmış. Televizyon işlerinden sonra gelen uzunca bir durgunluk döneminde tam oyunculuktan vazgeçip öğretmenlikte şansını denemeyi düşünürken 1960’ta bir Broadway oyununda kendine ufak bir rol edinmiş. Bu ufak rol, 1961’de daha büyük bir Broadway rolü haline gelmiş.

Yüzü tanındıkça televizyon reklamları için telefonu çalmaya başlamış. Volkswagen kaplumbağa reklamları ile hem kendi çapında ünlü olmuş hem de para kazanmış. Bu işi becerebileceğine kendini inandırınca oldukça riskli bir karar verip aktörlüğe iki yıl ara vermiş ve Lee Strasberg’den metot oyunculuğu eğitimi almaya başlamış. Bu eğitimin sonunda Strasberg’in bağlantıları sayesinde ilk sinema filmi “The Tiger Makes Out”u (1967) çekmeyi başarmış.