Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >7 - DİĞER KÜLTÜR VE SANAT DALLARI >Müzik
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli ForumFındıkkıran Bale Süiti, P.İ Çaykovski

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
Tuğhan Akbaşak Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 16.Eylül.2008
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 30
  Alıntı Tuğhan Akbaşak Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Fındıkkıran Bale Süiti, P.İ Çaykovski
    Gönderim Zamanı: 22.Eylül.2008 Saat 00:47

FINDIKKIRAN BALE SÜİTİ

    Öncelikle, Fındıkkıran Balesi, Rus besteci Çaykovski’nin 1891 yılında bestelediği son balesidir. Küçük Alman kız Clara Stahlbaum’un yeni yıl hediyesi olarak aldığı fındıkkıran oyuncağı ile ilgili rüyalarını konu alan büyü-masal tarzı bir eserdir. İlk defa 1892’de St. Petersburg’da sahnelenen Fındıkkıran Balesi, yeni yıl kutlamaları ile özdeşleşmiş ve pek çok bale topluluğu tarafından yılbaşında sahnelenmesi gelenekselleşmiştir. Dünyanın en çok sahnelenen bale eserlerinden birisidir.

    İlk olarak, eserin geneline Rus ezgileri ve  romansları hakim olduğu hissedilmektedir. Ancak özellikle bu ezgi ve romanslar klasik Rus tınısı veya Glinka olarak kalmamış, her notada, her seste Çaykovski’nin hayatına dair anılar, ve bu yaşamla yoğurulan bir müziğin dinlenmesi sağlanmıştır.   Güzel melodiler, zengin ve renkli bir orkestra temel alınarak yazılması, doğrudan insanın kalbine seslenen doğal coşku, yapısal kaygılarla dinleyicinin kulağını zorlamama, gönülden geldiği gibi seslenme, Çaykovski’nin ruhsal yapısındaki iniş çıkışların, mutlu mutsuz anlarını müziğine yansıtmasının, neredeyse dinleyicisiyle dertlerini paylaşır gibi olmasının mutlak kanıtlarını bu eserde de yaşatmıştır. Bu anılar Çaykovski’nin yaşamında aranacak olursa; yaşamındaki her mutlu olayı büyük bir bunalımın izlemesi, her bunalımın ardından da yeni bir başyapıt besteleyerek çıldırmamak için müziğine sığınması, verilebilecek örneklerin sadece ufak bir kısmıdır. Ayrıca, bu eserde de her bir notada hissedilen, kocaman bir fırtınanın ortasında yalın, çocuksu bir sesleniş, dinleyiciyi avucuna alan  duygusal ve etkisel nitelik,  on dört yaşında annesini yitirmesinin, yaşamı boyu onu etkilemiş olmasının, annesine olan aşırı bağlılığından ötürü kendini hep korunmaya muhtaç, acınacak bir çocuk olarak duyumsamasının kaçınılmaz bir sonucu olarak görülebilir. Özellikle, duygusal arp solosu, üflemeli çalgıların, yaylı  çalgıların suslarında giren romantik sesleri belki de bu anların en büyük müziksel yansımalarını oluşturmuştur.  Diğer duygusal yansımaların bir kısmı da, kendini bir an coşkuyla yürekleri hareketlendiren, bir an  hüzünle duygusallığı yaşatan bölümlerde kendini belli etmiştir. Özellikle bu anlarda, coşkulu kesik kemanlar, viyolensel ve çelloların, kemanların fonunda gamlarda gezinmeleri ve birden kesilen yaylıların bıraktığı suslarda, flütlerin ince sesli, narin soloları ve tekrardan trompet ve diğer bas, bariton sesli üflemelilerle gelen coşku, özellikle dinleyicinin kulak zevkini ve kulak dikkatini yükseklere ulaştıran bir müzik yelpazesi oluşturmuştur.

    Eserin  bir diğer belirgin özelliği de, Çaykovski’nin  tema karekterlerindeki anlatım gücünün müziğe ve performansa yansımasıdır. Örneğin eserin bir bölümünde yer alan Rus Dansı, Çin Dansı, Çiçeklerin Dansı, Fındıkkıran öyküsünün ?ekerleme Ülkesi bölümünde yer alır. Öyküye göre bu bölümde Clara, prensin eşliğinde ?ekerleme Ülkesi’ne gider, ?eker Perisi’ne farelerle yaptıkları savaşı anlatırlar. Peri, onları ödüllendirmek için kutlama dansları sunar. Bu bölümde gerçekten kahramanların kutlama coşkusu, zengin ve melodik orkestra eşliğinde büyük bir gerçekçilikle esere yansıtılmıştır. Aynı şekilde rüyanın sonunda yer alan ?eker Perisi’nin Dansı, yılbaşı ağacı altında uyanan Clara’nın sevincini ve gördüğü rüyanın büyüsünü içtenlikle yansıtmıştır. Bu bölümlerde duyguları yansıtmada, zil ve vurmalı çalıgıların melodik uyumları eserin özgünlüğünde özellikle etkili olmuştur.

    Eser, Çaykovski’nin tüm muhteşem sanatsal ve kişisel özelliklerinin kulaklarda bir kere daha canlanmasını sağlamıştır. Kimi zaman anılarındaki coşkusu, kimi zaman hüznü, kimi zaman da yarattığı öykülerdeki kahramanların hisleri, hayalleri seyircinin yüreğinde ve hayallerinde sahne almıştır. Eser yaylılarının bazen coşkuyla, bazen hüzünle yaşam bulan performanslarıyla, ince sesli üflemelilerin aralarda gezinen sıcak sesleriyle, kalın sesli üflemelilerin hüzünden çıkartıp, coşkuya, sertliğe götüren  tınısıyla, vurmalıların melodik uyumuyla, varolan tüm enstrümanlarıyla, görkemli bir eşlik oluşturmaktadır.

 Eser ve Konser Yorumu : Tuğhan Akbaşak



Düzenleyen Sinan - 08.Nisan.2020 Saat 08:44
Yukarı Dön
Sinan Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici


Kayıt Tarihi: 22.Eylül.2008
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 98
  Alıntı Sinan Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 22.Eylül.2008 Saat 11:01
Oğlum..Yaptığın ,elini attığın her şey gibi bu yorumun da mükemmel.Hem bilgilendim ,hem tarzından keyif aldım..Benim yavrum olduğun için guruluyum.Onur duyuyor ve binlerce kez şükür ediyorum..
çok öpüyorum...
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,113 Saniyede Yüklendi.