Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >7 - DİĞER KÜLTÜR VE SANAT DALLARI >Karikatür
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli ForumBehiç Ak.... Her telden sanat..

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj Tersinden sırala
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
terapist Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1803
  Alıntı terapist Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Behiç Ak.... Her telden sanat..
    Gönderim Zamanı: 05.Mart.2009 Saat 13:55

BEHİÇ AK

Faydalı%20Bilgiler%20AnsiklopedisiGençlik döneminde rol modelleri çok önemlidir. Kimi bir afilm yıldızını seçer kendine, diğeri başarılı bir işadamını. Daha naifleri de vardır elbette, bazıları hülyalar içinde bir roman kahramanı olurken, bir başkası bizzat o romanın yazarı olmak ister. Bir de kendine hiçbir rol modelini yakıştırmayanlar vardır. Ki haksız da değillerdir, bir modelle özdeşleşmemek de bir duruştur...

Size tanıtmak istediğimiz kişi, nevi şahsına münhasır kişiliğiyle farklı bir rol modeli oluşturuyor. Ona rol modeli demek haksızlık belki de. İlla bir kalıba sokulacaksa ancak “Atom Karınca” denilebilir. Medya her gün on beş dakikalık şöhretler çıkartırken ekranlarda pek göremediğimiz ancak insanda şaşkınlık yaratan bir üretim kabiliyetiyle aslında yıllardan beri kendi bayrağını kendi taşıyan bir usta o. Bahsettiğimiz kişi Behiç Ak...

Yaklaşık 23 senedir Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ‘Kim Kime Dum Duma’ isimli bant köşenin çizeri dersek, herhalde daha da net hatırlarsınız. 1956’da Samsun’da dünyaya gelir Behiç Ak. Öğretmen olan anne babasının tayini üzerine İstanbul’a gelirler. Burada Haydarpaşa Lisesi, ardından da Yıldız Üniversitesi ve İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde tamamlar öğrenimini. Diplomalı mesleği mimarlıktır. Bu işin hikâye kısmı...

Behiç Ak her şeyi yapan ve hakkıyla yapan ama mimarlık yapmayan biri. Fakat bu konuda da her zaman söyleyecek birkaç lafı var… Ona www.arkitera.com’daki bir mimarlık forumunda ya da Cumhuriyet Bilim Teknik’teki “Olası bir İstanbul depreminin olumsuz etkileri azaltılabilir mi?” başlıklı bir makalede rastlayabilirsiniz. Bununla yetinecek biri de değildir.

Tam mimar olduğunu zannedersiniz, bu sefer başka bir kimlikle karşınıza çıkar; örneğin Hollanda’nın Deventer kentinde, Deventer Belediyesi ve FECO’nun (Karikatür Organizasyonları Federasyonu) düzenlediği ve ana teması “Deventer’in ballı çöreği ve Türk kahvesi” olan mizah şenliğinde, Selanik’te düzenlenen Kültür Olimpiyatları kapsamında “Balkanlardan Çizgi Roman” etkinliğinde. Kısacası, sanki bitmek bilmez bir enerjiyle çalışan bir Arı Maya gibidir. Ama sorduğunuzda hiç de böyle olmadığını söyleyecektir size. Oysa siz gördüğünüze inanmayı tercih etmeniz gerektiğini bilirsiniz. Ertesi gün ÇEKÜL Vakfı’nın “Kentler Çocuklarındır Projesi İstanbul Buluşması” organizasyonunda görebilirsiniz onu.

Faydalı%20Bilgiler%20AnsiklopedisiÖzetle toplumsal, sivil ve entelektüel sorumluluğu bünyesinde birleştiren ve bunu bir yaşam biçimi olarak benimseyen biridir Behiç Ak. Geçenlerde başlatılan “Vapurumu Vermiyorum” kampanyasının fikir babası da o. Sadece nostaljik bir özlem olarak değil, maddi, hukuksal ve psikolojik boyutlarıyla yaklaşıyor meseleye ve "Kampanyayı başlattığımız zaman sadece nostalji yaptığımız zannedildi. Oysa işin ekonomik ve güvenlik boyutu var," diyor bununla ilgili sorulara.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin beş deniz otobüsü, dört feribot alımı ihalesinde rekabeti engelleyici şartların konulduğunu, muğlak şartname maddeleriyle deniz taşıtları alımında İstanbulluları “zarara uğratma” pahasına ihale yapıldığı açıklanıyor www.vapurumuvermiyorum.org sitesinde. Yine Galata’yla ilgili bütün projelerde de yer alır Behiç Ak. STGP’nin yani Sivil Toplum Geliştirme Programı’nın da aktif bir üyesidir

Faydalı%20Bilgiler%20AnsiklopedisiKısacası insana dair ne varsa orada biten bir Atom Karıncadır o. “Genetik yapısı değiştirilmiş organizmalara Hayır!” projesinde de parmağı vardır. Bütün bunları sıralayarak faydalı fakat sıkıcı bir insan portresi çizmiş olabiliriz. Oysa Behiç Ak’ı Behiç Ak yapan özelliği, bütün bu toplumsal ve vicdani duyarlılığı değil. Komple bir sanatçıdan bahsediyoruz, dokunduğu her şeye neredeyse hayat veren, boyut değiştirten yaratıcıdan.

Biz onu ilk kez Cumhuriyet gazetesindeki bant karikatürlerinden tanıdık. “Kim kime dum duma” adlı köşesi çoktan fenomen oldu. Yaklaşık 23 yıldır çizdiği bu köşede modern hayat hallerinden dem vuruyor Ak.

Şehirli insanın gitgide yalnızlaşması, ikili ilişkilerdeki traji komik haller, siyaset, memleketin hal ve gidişi, çocukların saf ama bir o kadar akıl dolu dünyaları, konuşan iki insanın yanına ilişen o güzelim kediler, teknolojinin hayatımızdaki yeri hep onun süzgecinden geçerek ve acı acı gülümseterek saf mizah haliyle önümüze dökülür.

Bununla yine yetinmez, sanatın bir hayat duruşu olduğunu bize kanıtlarcasına her alanda ürünler verir. Kardeşi Sevim Ak’ın yazdığı çocuk kitaplarını resimler, öte yandan kendi çocuk kitaplarını hem yazar hem desenlerini çizer. Geniş bir külliyatı vardır. Çocuk kitaplarıyla başlayalım: Ben yapmadım Öğretmenim, Yüksek tansiyonlu çınar ağacı, Gökdelene giren bulut, Uyurgezer bir fil, Kedi Adası, Büyükannem ve Miyop Ejderha, Rüzgârın üzerindeki şehir, Doğum günü hediyesi, Karadeniz’deki Yunus, Ben Ne zaman doğdum?, Bizim Tombiş taştan hiç anlamıyor, Benim bir karışım, Bilyalar, Pembe Kuşa ne oldu?

Faydalı%20Bilgiler%20AnsiklopedisiResimlediği çocuk kitapları ise şunlardır: Uçurtmam bulut şimdi, Karşı pencere, Pembe kuşa ne oldu, Penguenler flüt çalamaz, Toto ve şemsiyesi, Puf pufpuf çuf çufçuf ve cino, Babamın gözleri kedi gözleri, Kuşlar kralı nikola, Vanilya kokulu mektuplar, Domates saçlı kız, Dalgalar dedikoduyu sever, Lodos yolcuları, Mahalle sineması, Sakız ve Aytaşı, Sakız ve Haftanın öyküsü, Sakız ve Rüzgar adam, (sakız kızın günleri) gemici dedem, Dörtgöz ve çilekli dondurma.

Bazı kuruluşlar için yaptığı bilgilendirmeye yönelik kitapları: Dikkat Su!, İstanbul’un Suyu Nereden Geliyor?, Dikkat Dünya! Artık klasik mertebesine ulaşmış kitapları: Ne Biçim Kurbağasın Sen, Zelzele, Galiba Seni Seviyorum, Korkma Ben Hümanist Değilim, Yıldızların tembelliği.

Bunların yanı sıra Turgut Çeviker’in “Fantazya çok para yok, karikatürlerle bir borç ekonomisinin tarihi 1874-1954” isimli araştırmasının Tan Oral’la beraber editörlüğünü yapar ve Ali Ulvi’nin karikatürlerini yayına hazırlar.

80’lerin ilk çeyreğinde girdiği sinema ve senaryo ilişkisinden de kitaplar, senaryolar çıkarır. 1994 yılında çektiği “Türk Sineması’nda Sansürün Tarihi – Siyahperde” isimli belgeselle Ankara Film Festivali’nde “en iyi belgesel film” ödülünü kazanır ve çeşitli projelerde senaryo danışmanlığı yapar. Ama özellikle son senelerde ismini en çok tiyatro sahnelerinden biliyoruz/duyuyoruz galiba. 1993 yılında “Bina” adlı oyunu ve 2002 yılında “Tek Kişilik Şehir” adlı oyunları Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’nü, 1996 yılında Harbiye Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenen “Ayrılık” adlı oyunu da aynı yıl Cevat Fehmi Başkurt Ödülü’nü kazanır. Bunların dışında portföyünde Fay Hattı, Newton Bilgisayardan Ne Anlar, Tek Kişilik Şehir, Hastane ve İmaj Katili gibi oyunlar da vardır

Faydalı%20Bilgiler%20AnsiklopedisiBaşlı başına bir üretim platformu Behiç Ak. 2002 yılında Post-Express dergisinin yaptığı röportajda belki de bu üretimin ve yaratıcılığın bir parodisini yaparken, satır arasında da kendini tanımlıyor: “Kendimi bir meslek sahibi olarak hissetmedim hiç. Mimarlığı bıraktığımda meslek sahibi olmayı da bıraktım. Ne sinemacı, ne karikatürist ne de oyun yazarı olmak istiyorum. Mesleki zırhlar içine girip sanat yapanlardan pek hazzetmiyorum. Bir ressamlık mesleğini yapanlar bir de ressamlar vardır. İnsanlar çalışmaktan tembellik yapmaya vakit bulamadıkları gibi çalışmaktan çalışmaya da vakit bulamıyorlar.

Yıllardır bu durumları yaşamamak için kendi çapımda direniyorum. Siparişlerle değil, sadece kendi sevdiğim işleri yaparak hayatımı kazanmak istiyorum.” Ve ekliyor: “Her şeyi yavaş yapmayı seviyorum. Daha doğrusu, sevdiğim işleri yavaş yavaş yapmayı seviyorum. Öykülerimi ve oyunlarımı ve tabii çocuk kitaplarımı da hep yavaş yavaş yaptım, her gün üzerlerinde bir-iki dakika çalışarak. Daha doğrusu, sevdiğim konuların etrafında tembelce gezinerek. Onlar bir ürüne dönüşürlerse kitap haline getiriyorum ya da başka bir şey oluyorlar.”

Bir başka insan Behiç Ak, sadece kendini tanımlama biçimiyle değil yaptığı onca güzel işle de saygı görmeyi hak ediyor. Sakin bir ivedilikle hayatımıza bin bir renk katan bu Atom Karınca’ya varlığı için sonsuz teşekküRLER...

iştegençeteşekkürler
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,117 Saniyede Yüklendi.