Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >11 - HEPİMİZ İÇİN >GENÇLERE DAHA ÇOK UYAR
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli Forumgençlerin tüketim Çılgınlığı ve Prezantabl olmak

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
terapist Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1803
  Alıntı terapist Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: gençlerin tüketim Çılgınlığı ve Prezantabl olmak
    Gönderim Zamanı: 04.Nisan.2009 Saat 12:44
Ergenlik çağında beden imajı önemlidir. Ergen; kendi vücudundaki fiziksel değişimi hazmetmekte zorlanır, bir anlamda kalıbına sığmaz, sınırları zorlar. Kendi bedenini sürekli incelemesi ve yaşıtları ile kıyaslaması, ayna karşısında uzun süre geçirmesi de bundandır.
Ergenin, beden imajına yönelik zaafları ise tüketim toplumunun baskıları ile birleştiğinde, günümüzdeki en yaygın salgınlara zemin hazırlamaktadır. Bunlardan birisi obesite, yani aşırı kilolu olma hali, diğeri ise bulimia, yani birbirini izleyen kilo alma ve zayıflama girişimleri.
Obesite; vücudun gereğinden fazla beslenmesi sonucu ağırlık artışıdır ve genellikle vücut kitle indeksine göre değerlendirilir. Kişinin ağırlığının metre cinsinden boyunun karesine bölünmesi ile elde edilen vücut kitle indeksinin 30’un üzerinde olması obesite için uyarıcıdır. Obesitenin ortaya çıkmasında genetik yatkınlığın, fiziksel bazı hastalıkların da başlıca nedenler olabileceği kesin bir gerçek ise de çevresel koşulların etkileri de tartışılmaz.
Günümüze özgü beslenme alışkanlıkları, örneğin; fast-food yaygınlığı, öğün atlamalar, öğünler arasında atıştırmalar dengesiz beslenme sonucu metabolizmanın sağlıklı çalışmasını dahi bozabilmekteler. Bu durumda yalnızca beslenme ile ilgili sorunlar değil, yaşam tarzının da etkileri var. Gün boyu derslerde, okul dışı zamanlarda ise televizyon veya bilgisayar başında oturarak zaman geçiren bir ergen için enerji yakıcı aktiviteler en aza inmiş durumda.
Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın bir arada görüldüğü ergenler için ise; özellikle anne baba da kilolu iseler, obesite riski oldukça yüksektir. Endüstriyel olarak gelişmiş toplumlarda artan obesite; bu ülkeleri okul öncesi yaşlarda dahi önlemler almaya itmektedir.
Bulimia nervoza ise, anoreksi nervoza ile birlikte, psikiyatride “yeme bozuklukları” olarak adlandırılan bir hastalık grubunu oluşturur. Her ikisinde de kişinin kendi vücuduyla ilgili yargılaması bozuktur, sürekli olarak yiyeceklerle ve kalori hesapları ile uğraşılır, her zaman belirli bir kilonun altında kalmak hedeflenir ancak bu hedef basit bir zayıflama girişimi olarak kalmaz. Yenilenleri çıkarmaya çalışma, artan spor merakı, idrar söktürücü, müshil vb ilaçlar kullanma noktasına varabilir. Anoreksia ile bulimia arasında belirgin bir fark vardır. Anoreksialılar sürekli diyet halindedirler ve klinik durumları bedene zarar verecek derecede bozulabilir. Bulimialılarda dönem dönem kontrolsüz ve dürtüsel iştah artışları (hatta ziyafet sofraları) olduğu için, normal kiloda ve hatta kilolu dahi olabilirler ve bedenleri anoreksialılar kadar bozulmayabilir. Bu nedenle, bulimia problemi, çok şiddetli olmadığı durumlarda kliniklere başvurmadan yaşanabilir.
Günümüzde; teknoloji bağımlılığının getirdiği sedanter yaşantı, aktiviteyi en aza indiren yaşam stili, gıda sektörünün yoğun reklam kampanyası; ergenin dürtüselliği ve sınırsızlığı ile bir araya geldiğinde ergenin beden imajı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Güzel görünmenin, başarının ve mutluluğun anahtarı olduğu fikri geçtiğimiz yüzyıldan beri sürekli olarak bilinç altına pompalanmaktadır. 20. yüzyılın başından günümüze kadar; özellikle ABD’de çeşitli isimler altında onlarca diyet ortaya atılmış ve hepsi de “best seller” olmuştur. 50’li yıllarda Twiggy furyası ile tetiklenen, 70’lerde aerobik salgınıyla sokaklara taşan, 90’larda ise cerrahların kapılarını çaldıran güzelleşme ve estetik merakı ilk kurbanlarını 80’ li yıllarda vermeye başlamış ancak estetik merakı da giderek daha çok tabana yayılmıştır.
İş ilanlarında “prezentabl olmak” önemli bir koşul olarak sunuluyor. Son zamanlarda popüler yarışmalarda “görüntülerden alınan elektrikle” Türkiye’nin yıldızları seçiliyor, bir başka deyişle görselliği en ön planda tutan bir bakış açısı kültürün içine kendiliğinden yerleşmiş durumda.
Güzelleşme sektörü de alt sektörlere ayrılıyor. Diyet ürünleri, kozmetikler, zayıflama merkezleri, cerrahlar vs., bunlardan yalnızca birkaçı. Bütün bu sektörlerin hepsi de kendilerinden yararlanana mutluluk vaat ediyorlar.
Kendisini böylesine karmaşık bir tüketim zincirinin karşısında bulan ergenler ise; tam da kimlik karmaşası dönemlerinde. bütün dürtüsellikleri, bedensel ve duygusal sorunları ile tüketim toplumunun paradoksu olan bu iki salgının tehdidi ile karşı karşıyalar. Bir tarafta, yaşam tarzının değişmesi ile artan obesite oranları, diğer tarafta sürekli olarak güzellik anlayışını biçimlendiren pek çok sektörün ayartıcılığı. İki cami arasında binamaz kalmanın bilançosu da; bir süre kilo alıp, daha sonra bunun pişmanlığı ile zayıflamaya yönelen bulimiklerin sayısındaki artış olsa gerek.
 
 
 
UZMAN DOKTOR AHMET ÇEVİKASLAN  Çocuk ve Ergen Psikiyatr
teşekkürlerimizle
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,109 Saniyede Yüklendi.