FOTOĞRAF VE FOTOĞRAFÇILIK |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||||||||||||||
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: FOTOĞRAF VE FOTOĞRAFÇILIK Gönderim Zamanı: 31.Temmuz.2009 Saat 12:35 |
|||||||||||||||||||||
FOTOĞRAF VE FOTOĞRAFÇILIK FOTOĞRAF MAKİNASI Her fotoğraf
makinesi temel olarak ışık geçirmez bir kutudur. Bir fotoğraf
makinesinin ön kısmında, resmi çekilen konudan yansıyan ışığın içeri
girmesine olanak sağlayan ve genellikle açıklığı değişebilir bir
diyaframı olan objektif; arkasında ise, görüntünün kalıcı bir kaydını
yapabilen, ışığa duyarlı bir film vardır. En basitinden
en gelişmişine dek bütün fotoğraf makinelerinin dört temel ortak
parçası vardır: objektif, diyafram, obtüratör ve vizör. Konudan gelen
ışık önce objektifte toplanır ve odaklanır. Sonra, diyaframdan, yani
objektifin içindeki bir diskin ortasından geçerek obtüratöre ulaşır.
Fotoğraf makinelerinin çoğunda obtüratör filmin tam önüne
yerleştirilmiştir. Obtüratör fotoğraf çekerken belli bir süre açık
kalarak objektiften gelen ışığın film üzerine düşmesini sağlar. Vizör
makineyi konuya odaklamaya yönelik bir düzenektir. Fotoğraf makinesi çeşitleri
Fotoğraf makinesi seçimi Kompakt ve SLR
arasında bir seçim yapmadan önce çekeceğiniz resim türüne karar
vermeniz iyi olur. Eğer yalnız genel amaçlı çekim yapacaksanız
(manzara, aile fotoğrafları gibi) en iyi seçim bir kompakt makine
olacaktır. Ancak çok özel
bir görüntü yakalamak için (yakın plan, uzaktaki bir nesne gibi)
çeşitli objektif ve aksesuar kullanılacaksa SLR'ler daha doğru
seçimdir. SLR'nin başka üstünlüğü de görüntüyü çerçevelemekteki
hassaslığıdır - vizördeki görüntü, objektifin gördüğünün aynısıdır. Kompakt makinelerde paralaks hatası vardır. OBJEKTİF Objektif
"Çekilecek nesneden gelen ışıkları toplayarak film üzerine net
düşmelerini saylayan mercekler topluluğudur." Fotoğraf makinesinin en
önemli parçasıdır. Objektifin son merceğinin görüntü düzlemine olan
uzaklığına odak uzaklığı adı verilir. Görüntü boyutu 24X36mm boyutunda olan makineler için normal objektifiin odak uzunluğu 50mm civarındadır. Fotoğraf
makinesinin objektiflerinin değiştirebilmek ya da zoom kullanarak bir
objektifin odak uzaklığını ayarlayabilmek, çalışmalarınıza yepyeni bir
çeşitlilik getirecektir. 35mm'lik SLR'ler için seçebileceğiniz, farklı
odak uzaklıkları olan birçok objektif vardır. Seçilebilecek
bir sürü objektif olmasına karşın resim çekmeye çıkıldığında sadece en
gerekli olanlarını yanınıza almanız iyi olur. Çeşitli hızlarda filmler
seçin ve yanınıza, fotoğraf makinesine takılı standart objektiften
başka sadece bir geniş açı objektif ve orta dereceli bir teleobjektif
alın. Objektif hızı
DOĞRU POZLANDIRMA Pozlandırmayı
üç etken belirler: filmin ışığı olan duyarlılığı ya da "hızı"
(Uluslararası Standartlar Organizasyonu [ISO] tarafından verilen
sayılarla belirlenir) objektif diyaframının açıklığı (f sayısı ile
ayarlıdır); ve obtüratörün açık kalma süresi ya da "enstantane"
(saniyenin kesirleri olarak ölçülür: 1/1000 sn vb.). Doğru
pozlandırmanın elde edilmesi, özellikler fotoğrafçılığa yeni
başlayanlar için oldukça zordur. Bu konuda, zaman zaman deneyimli
profesyoneller bile hata yapabilir. Öte yandan günümüzün yarı ya da tam
otomatik pozlandırma programlı fotoğraf makineleri diyafram ve
enstantaneyi otomatik olarak ayarlar ve genellikle iyi verirler. Buna
karşın belirli bir konuyu çekerken etkin bir görüntü elde edebilmek
için tek bir enstantane ve diyafram açıklığı birleşimine bağlı kalmak
gerekmez. Bu yüzden fotoğraf makinesi seçerken, pozlandırması elle
(manuel olarak) ayaralanabilen, hiç değilse bir diyafram ya da
enstantane öncelikli pozlandırma programı olan bir makine tercih
edilmelidir. Doğru poz
değerini sizin hesaplamanız gerekir. Çünkü çekeceğiniz fotografın
duygusunu hangi poz değerlerinin daha iyi vereceğini sizden daha iyi
kimse bilemez. Çektiğiniz fotografın en önemli bölümü görülmesini
istediğinizden daha açık görünüyorsa fazla pozlandırdınız daha koyu
görünüyorsa az pozlandırdınız demektir.
Yukarıdaki
tablodaki f ve enstantane değerlerinden eşit miktarda ışık geçer. Yani
f:5.6 1/125 değerlerinde geçen ışık miktarı f:8 1/60, f:11 1/30 veya
f:16 1/15 değerlerinde geçen ışık miktarları aynıdır. Pozlandırmada
önemli olan hangi değerleri seçeceğimiz. Yukarıdaki tabloda düşük
enstantane ve f değerlerini (f:22 1/18) seçersek. Bize alan derinliği
fazla olan bir görüntü sunacaktır. Ama 1/8 lik poz süresi makinayı
oynatmadan tutmamız gerektiğini söyleyecektir. Bu durumda elle
yapılacak çekimlerde görüntünün bozulmasına neden olacaktır. Yine
yukarıdaki tabloda f:2 1/1000 değerlerinde yapacağımız çekimde diyafram
açıklığı en büyük değerde olmasına karşın 1/1000 lik poz süresi film
düzlemine düşecek ışık miktarının yeterli olmadığı durumu yaratacak bu
da konumuzun görüntüsünün fotografta belli belirsiz çıkmasına neden
olacaktır. Çekeceğimiz konu ne kadar hareketli ise o derece yüksek
enstantane değerleri kullanarak hareketi dondurabiliriz. Bazı fotoğraf
makinelerinin kademesiz enstantane ayarları verdır; yani, belirtilen
sayıların arasında da enstantane ayarı yapmak mümkündür. DİYAFRAM Diyafram
ayarları f sayısıyla belirtilir. Diyafram ayarı yalnız pozlama süresini
değil, netlik derinliğini de etkiler. Objektifin odakladığı noktanın
hem önünde hem arkasında keskin netliğe sahip bölgeye netlik derinliği denir. Bu bölgenin derinliği objektif türüne ve diyafram ayarına bağlıdır. Örneğin, geniş
açılı objektiflerin cömert bir netlik derinliği vardır (netlik alanı)
ve objektif açısı genişledikçe netlik derinliği artar. En geniş
açılarda objektifin netlik ayarını yapmak pratik olarak gereksizdir:
çünkü, geniş netlik derinliği çerçeve içindeki her şeyin net olmasını
sağlar. Öte yandan, tele objektiflerin alan derinliği oldukça dardır.
Bu objektifleri (ve teleobjektif zoomları) kullanırken, netlemeye çok
dikkat etmemiz gerekir; çünkü bunlar çok fazla hata kaldırmaz. Diyafram açıldıkça (f sayıları küçüldükçe) netlik derinliği azalır. Yaratıcı kontrol Fotoğraf
diyafram seçimi ile netlik derinliğini azaltarak vurgulamak istediğiniz
nesneyi daha belirgin hale getirebilirsiniz. Örneğin çalıların önünde
duran bir kuş resmi çekiyosanız f sayısı büyükse (diyafram kısık) kuşla
birlikte çalılar da net çıkacaktır; f sayısı küçükse (diyafram açık)
kuşu netlediğinizde arkadaki çalılar net olmayacak böylelikle kuş daha
belirgin gözükecektir. Işık ve filmin dikkate alınması Diyafram
açıklığı ve enstantaneyi seçebilme derecesi büyük ölçüde varolan ışık
koşullarına ve kullandığınız filmin türüne bağlıdır. Örneğin, çok az
ışıkta f8'in seçilmesi, doğru pozlandırma sağlamak için, olanaksız
derecede yavaş bir enstantane gerektirecektir. Böylesine yavaş bir
enstantanede, yavaş hareket eden bir figürün bile hareketini
'dondurmak' imkansızlaşacaktır. Burada ek bir
kontrol ölçünüz, filminizin hızı ya da ışığa duyarlılığıdır. Filmin
hızının ikiye katlanması durumunda (diyelim ki ISO 200'den 400'e) aynı
ışık koşullarında daha hızlı bir enstantane ya da daha kısık bir
diyafram kullanarak yine doğru bir pozlandırma elde edebilirsiniz. Programın yönlendirilmesi Diyafram ve
obtüratör ayarlarını gösterdiği sürece, öncelikli pozlandırma ayarı
olan otomatik bir makinede programı kendi istediğinize göre
yönlendirebilirsiniz. Diyafram-öncelikli pozlandırma programındayken
objektifi f 5.6'ya ayarladığınızı ve fotoğraf makinesinin de doğru
pozlandırma için 1 / 125sn. seçtiğini varsayın. Diyafram ve obtüratör
arasındaki ters orantılı ilişkiden ötürü, gerçekte 1 / 500sn'lik bir
enstane istiyorsanız diyaframı f 2.8'e ayarlamanız yeterli olacaktır. ENSTANTANE Fotoğraf
makinesinin, saniyelerle ve saniyenin kesirleriyle işaretlenmiş bir
kadranla kontrol edilen enstantane ayarı, diyafram açıklığı ile
birlikte film üzerine ne kadar ışık düşeceğini belirler. Ama, daha da
önemlisi, enstantane ayarı, hareketli ya da durağan konuların net ve
keskin detaylı olarak mı yokse belli bir izlenimi ifade edercesine
bulanık olarak mı kaydedileceğini belirler. Obtüratör
açıkken fotoğraf makinesinin hareket etmesiyle oluşabilecek istenmeyen
titremelerden kaçınmak için, yeterince yüksek bir enstantane hızı
kullanmalısınız. Eğer, makinenizi bir üç ayak üstüne oturtursanız,
makinenin titreme tehlikesi ortadan kalkacağından, saniyeler süren uzun
enstantaneler kullanabilirsiniz. Buna karşın makineyi elinizde
tutuyorsanız genel kural, hiç değilse objektifinizin odak uzaklığına
denk bir enstantane seçmektir. Yani
enstantane
kullanın. Bu kuralın nedenlerinden biri objektiflerin uzunlaştıkça daha
ağırlaşması, diğeri ise makinedeki en küçük harketin objektifin uç
noktası uzaklaştıkça daha fazla kaymaya sebep olmasıdır. Yaratıcı kontrol Fotğrafını
çektiğiniz hareketli bir konuyu yorumlamak için, enstantaneyi
kullanabilirsiniz. Örneğin, koşan bir insanı çekerken, bütün
ayrıntılarıyla "dondurulmuş" bir görüntü için 1/250 hatta 1/500 sn lik
bir enstantane kullanılırsa çekim sırasında koşan insan figürü,
objektifin görüş alanının bir ucundan diğer ucuna doğru çok hafif
olarak hareket etmiş olacaktır. Sonuç: yine kesinlikle tanınabilir bir
koşucudur; ama bu kez görüntü biraz bulanıktır ki, bu da hareket ve
canlılık hissi yaratır. Her zaman,
enstantane ile diyafram açıklığını birlikte dikkate almak zorundasınız.
Aynı örneği kullanarak 1/500 sn de doğru poz için pozometreniz f4
verdiyse, 1/60 sn'de f11 kullanmanız gerekecektir. Bu durumda netlik
derinliği önemli ölçüde artacak belki de, dikkati dağıtan bir arka plan
da netleşecektir. Pan yapma Enstantaneyi
yaratıcı bir şekilde kullanmanın başka bir yolu da "pan yapma", yani
obtüratör açıkken fotoğraf makinesini hareket ettirmektir. Bunu yapmak
için, 1/30 ya da 1/60 saniyelik bir enstantane seçin ve pozlandırma
yaparken konuyu makinenize göre aynı konumda tutmaya çalışarak konunun
hareketini makineyle izleyin. Hareket eden konu net görünecek; ama,
bütün hareketsiz nesneler (arka plan gibi) bulanık olacaktır. Hareketin dondurulması Fotoğraf
makinesiyle hareketin dondurulması için başvurulan iki yöntem vardır.
Bunlardan biri, ani yoğun ışık veren flaş kullanımı; diğeri, hızlı bir
enstantane kullanımıdır. Hareketi "donduracak" enstantaneler Hareket yönü: Hareketi
dondurmak için gerekli enstante, konunuzun makinenize göre hareket
yönüne de bağlıdıdr. Örneğin, makinenin tam üstüne doğru gelen ya da
makineden uzaklaşan süratli bir otomobilin hareketi, objektifin görüş
alanına paralel olarak yapılan bir hareket için gerekenden çok daha
yavaş bir enstantaneyle dondurulabilir. Ayrıca, bir nesnenin hareketini
yakalamak için, nesne fotoğraf makinesine ne kadar yakınsa, o kadar
yüksek bir enstantaneye gerek vardır. Manuel pozlandırmalar Havai fişekler
gibi konularda, enstantaneyi B'ye ayarlayarak makineyi bir üç ayak
üstüne yerleştirin. Parmağınızı deklanşörden çekene kadar uzun bir poz
süresince enstantane perdesi açık kalacaktır. Makine titremesinin yaratıcılığı Makine titremesi ilginç dokusal ve ışıksal etkiler yaparak fotoğrafınızı çekici kılar. FLAŞ Fotoğraf
makinelerinin flaşları iki cinstir: makinelerin entegre parçası olan
gömme flaş ünitesi (kompakt makinlerde çok yaygındır); ve makinenin
üstündeki özel bir 'yuvaya' takılan ayrı flaş ünitesi (SLR'lerde çok
yaygındır; bazı kompaktlara da takılabilir). Flaş
ünitelerinin hemen hemen hepsinde konudan yansıyan ışığı ölçen ve
flaşın çakma süresini kontrol eden ışığa duyarlı bir foto elektrik
hücre vardır. Buna karşın, "özel kullanımlı" flaş üniteleri olan bazı
makineler flaşın çakma süresini filmden yansıyan flaş ışığını ölçerek
ayarlar ve film tam olarak pozlandığı zaman flaş ışığını keser. Bu özel
üniteler, yuvalarına bir kez takıldıktan sonra, makinenin bir parçası
haline gelirler. Makinenin devrelerine kilitlenerek flaş verimine uyum
sağlamak için gereken enstantane ayarını yaparlar ve makineden
aldıkları diyafram ayarı ve film hızı bilgilerini değerlendirerek ne
kadar flaş ışığı kullanılması gerektiğini tespit ederler. Kırmızı göz Eski kompakt
makinelerdeki gömme flaşların zaman zaman yarattığı ve "kırmızı göz"
olarak bilinen sorun, çekitlen resimde insanların gözbebeklerinin
parlak kırmızı gözükmesidir. Bunun nedeni, flaşın makinenin objektifine
çok yakın olmasıdır. Sabit ve öne doğru bakan bir flaş kullanıldığı
zaman bu sorunla karşılaşmak kaçınılmazdır. (Daha kaliteli kompakt
modellerde geliştirilmiş tasarımlar "kırmızı gözü" ortadan
kaldırmıştır.) SLR'ler daha büyük olduklarından flaş kafasıyla objektif
arasındaki uzaklık bu ektiyi ortadan kaldırır. Flaş ışığının yansıtılması Doğrudan öne
bakan bir flaş kullanırken karşılaşabileceğiniz başka bir sorun da elde
ettiğiniz görüntünün donuk ve kaba olmasıdır. Günümüzde yapılan ayrı
flaş ünitelerinin çoğunda aşağı yukarı ve / ya da sağa sola hareket
edebilen kafalar sayesinde ışık tavana ya da yakındaki bir duvara
doğrultulup yansıtabilir. Bu şekilde elde edeceğiniz sonuç daha yumuşak
ve doğal görünür. Eğer, renkli film kullanıyorsanız, flaş ışığının,
yansıtıldığı yüzeylerin rengini alacağını ve bunu resmin bütününe
yayacağını dikkate almanızda yarar vardır. Refletörden yansıtılmış flaş Doğrudan
kullanılan flaş doğal olmayan bir aydınlatma yapar. Eğer flaş ışığı,
flaş ünitesine takılan ve renk sıçramasını önleyen özel bir
reflektörden yansıtılırsa aydınlatma çok daha doğal görünür. Flaş ışığının azalması Flaşın
aydınlatma gücü çok çabuk azalır. Flaşla konu arasındaki uzaklığı iki
katına çıkardığınız zaman ışığın yayıldığı alan dört katına çıkar;
böylece, flaşın gücü dörtte bire iner. Flaşla çekilen resimlerde öndeki
nesnelerin iyi aydınlatılmış olmasına karşın arkadakilerin karanlık, ve
giderek görünmez oluşu bu yüzdendir. Bundan kaçınmak için flaşınızın
çekeceğiniz resimler için yeterli olmasına dikkat edin. Flaş gücü, güç
sayısı (GN) ile ifade edilir. Işığın
yayıldığı alanın objektifin açısından küçük olduğu durumlarda da flaş
gücünün azaldığı görülür. Bu durumda, resmin ortası çok iyi pozlandığı
halde, görüntü, kenarlara doğru kararır. Bunu önlemek için ya
objektifinizi değiştirip daha dar açılı bir objektif kulanmanız ya da
flaşın önüne ışığı dağıtan bir filtre takmanız gerekir. Filtre
kullandığınız zaman, flaş ışığı daha geniş bir alana yayılacak; buna
karşılık doğal olarak ışık yoğunluğu azalacak ARAÇ-GEREÇLER Her türlü
koşulda iyi bir sonuç verecek tek bir fotoğraf makinesi / objektif /
aksesuar bileşimi yoktur. Nerede çalışacağınızı, ne elde etmek
istediğinizi ve amacınıza nasıl ulaşacağınızı iyi düşünün. Dışarıda
çekim yaparken doğru araç-gereçleri seçmek tabii ki önem taşır.
Stüdyoda bile, özellikle canlı konularda çalışırken, önceden planlama
yapmak çok önemlidir. Fotoğraf makinesi çantası Çantanız sizin
seçtiğiniz araç-gereci alabilecek büyüklükte olmalıdır; çok büyükse
içindekiler sallanır; çok küçükse eşyayı içine tıkıştırırsınız. Objektif bakımı Normal olarak
objektiflere sadece yüzeysel bir bakım gerekir. Bir önlem olarak
objektifin önünde bir UV filtresi takılı dursun. Bu kirlendiği zaman
objektif kağıdı ya da beziyle tamizleyin. Objektif şapkası ve kapağı da
koruma sağlar. Objektifin ön kısmı çok hassastır. Onun için tozları ve
kirleri, sadece havalı fırçayla ya da basınçlı hava püskürterek
(önerilen uzaklıktan) temizleyin. Mimari Objeler Hayvanlar Hayvanlar
çekilmesi çok zor konulardır. Bu tür çekimlerde genel olarak en çok
yararlı olan şey makinenin deklaşörünü uzaktan çalıştırabilecek bir
araçtır. Bu deklaşöre metrelerce uzaktan basmaya imkan verecek uzun bir
pompalı deklanşör kablosu olabilir. Daha pahalısı ise, radyo
dalglarıyla çalışan uzaktan kumandalı deklanşördür. Bu tür bir
deklanşör kullanarak, konunuzu uzaktan bir dürbünle gözleyebilir, sonra
tam gereken anda deklanşöre basmak için radyo dalgası sinyali
gönderebilirsiniz. Öte yandan, konunun kızılötesi bir ışına yakalanması
sonucu çalışan deklanşörler de vardır. Bu tür uzaktan kumandalı
deklaşörleri kullanırken makinenizi sağlam bir üç-ayak sehpa üzerine
yerleştirmeli, objektifinizi de konunun geleceğini düşündüğünüz yöne
doğru nişanlamalısınız. Ayrıca, makinenin otomatik kare ilerletebilmesi
(ya da tek tek kare sarabilen bir film sarma motoruna sahip olması)
önemlidir; yoksa her kareden sonra filmi sarmak için saklandığınız
yerden çıkmanız gerekecektir. Birçok hayvan gece dışarı çıkar. Bunun
için ya makinenin üstüne takılı ya da uygun bir dala kelepçelenmiş ve
bir kabloya makineye bağlanmış bir flaş bulunması önemlidir. Hızılı
hareket eden hayvanlar ve gece uçan kuşlar için çabuk ve arka arkaya
çakan (storoboskopik) bir flaş kullanın. Bu araç, saniyenin milyonda
biri ya da daha az süren ışıklar çakar - bu ışık öyle hızlıdır ki
hayvanların çoğu ışığı fark etmez bile. Gereken objektifin niteliği
daha çok konunun büyüklüğüne ve makineye olan uzaklığına bağlıdır -
aslında normal bir geniş açıdan uzun bir teleobjektife kadar her tür
objektif kullanılabilir. Yağmura ya da yoğun çiğ düşmesine karşı bir
önlem olarak, makine bir naylon torbaya sarılabilir; objektifin
kapanmaması için torbada bir delik açıp, objektifin ucunu bu delikten
dışarı çıkarabilirsiniz. Hareketli konular Hareketli
çekimler için gerektiğinden fazla araç-gereç yüklenmekten kaçının.
Böylece daha hızlı hareket edebilirsiniz; makineyi gözünüze dayar,
resmi çeker ve bir sonraki çekime hazır olursunuz. Profesyonel spor
karşılaşmalarında, basın fotoğrafçılarının bölgesine giremeyeceğiniz
için, geniş açı çekimlerin dışındaki çekimleriniz için başlıca
ihtiyaçlarınız, uzun bir objektif (en az 90mm) ve bir film sarma
motorlu (ya da otomatik kare ilerleten) bir makine olacaktır.
Tribünlerdeyseniz, üç-ayak kullanamayacaksanız; ama, bir el ya da omuz
kabzası, makinenizi ve uzun objektifinizi desteklemeyi çok
kolaylaştıracak ve makinenin titremesini çok azaltacaktır. Amatör spor
karşılaşmaları daha iyi çekim olanakları sağlar. Çünkü bu tür
karşılaşmalarda saha kenarında durabilir ve 90mm'ye kadar zoom
objektifi olan bir kompakt makineyle mükemmel resimler çekebilirsiniz. Manzara Geniş alanları
yakalamak için, çoğu kompakt makinede de standart olarak bulunan geniş
bir netlik derinliği sunan geniş açı objektifler gereklidir. Yine de
geniş açı, gözün stereoskopik görüşünü hiçbir zaman tam olarak
yansıtamaz. Uzun bir
objektif kullanarak sahnenin sadece bir bölümüne yoğunlaşmaak
genellikle daha fazla bir mekan atmosferi yaratabilir. Ayrıca,
teleobjektifler geniş açıda tamamen gözden kaçabilen, uzaktaki
unsurları da yaklaştırmakta yararlıdır. Manzara resimlerinde gökyüzü
sorun yaratan bir alandır.; bir polarize filtre
ya da morötesi filtre gökyüzünün adeta fazla pozlandırılmış gibi
parlamasını önleyebilir. Gün boyunca aynı sahnenin bir dizi fotoğrafını
çekmek için yanınıza bir sehpa ve deklanşör kablosu alın. Makinenizi
yerleştirdikten sonra işiniz bitinceye kadar yerinden kıpırdatmamanız
gerekir. Bu tür çekimlerde yanınıza bir şemsiye almayı unutmayın. Pırıl
pırıl bsşlayan bir sabah, yağmurlu bir öğleden sonrasına dönüşebilir. Portreler İnsan
portreleri hem da ciddi konrollü stüdyo ortamında hem de stüdyo dışında
etkili sonuçlar verirler. İç mekanlarda da çekilen portrelerde gün
ışığı yeterli olabilir. Buna karşın güneş ışığı mekana doğrudan
giriyorsa, oluşan aydınlatma çok yoğun ve yüksek kontrasta olabilir.
Böyle bir durumda ışığı filtre
edip yumuşatmak için, ışığın girdiği açıklığı, tül perde ya da aydınger
kâğıdı asarak kapatın. Kullanabileceğiniz diğer ışık kaynakları genel
aydınlatma için iki tane fotoflud ve konunuzun saçlarının sınırını
belirtmek ya da gözlerine bir ışıltı katmak için bir spot olabilir.
Ayrıca, duvardan, tavandan ya da yansıtıcı şemsiyeden yansıtılan bir
flaş da potre çekimleri için uygundur. Çok koyu gölgeli bir alanı biraz
aydınlatmak için elinizin altında yansıtıcı olarak kullanabileceğiniz
bir tabaka beyaz karton bulundurun. İç ve dış mekanlarda, 35mm formatlı
fotoğraf makineleriyle portre çekmek için en çok kısa teleobjektifler
kullanılır. Bunların odak uzaklığı 85mm ile 135mm arasında değişir. Bu,
konuya fazla yaklaşmadan, resim alanına baş ve omuzla doldurabilmenizi
sağlar. Eğer iç mekanda ışığınızı ayarlamak istiyorsanız makinenizi bir
sehpanın üstüne oturtun. Dış mekanlarda en iyi açıyı ve ışığı bulmak
üzere dolaşacağınız için, makineyi elde tutmayı yeğleyebilirsiniz. Yakın çekimler Fotoğrafçılığın
bu alanında SLR'lerin kompaktlara göre kesin bir üstünlüğü vardır.
SLR'lerde, objektifle makine arasına takılan uzatma körükleri gibi özel
araçlar kullanabilirsiniz. Ayrıca, SLR'de kullanılan zoom objektilerin
çoğunda, gerçek boyutlara yakın fotoğraf çekebilen 'makro' ayarları
vardır. Daha da özel çalışmalar için SLR'leri mikroskoplara ya da
teleskoplara takabilsiniz. Yakın çekimlerde karşılaşılan iki temel
sorun son derece az bir netlik derinliği (yakın - çekim araçlarının
kaçınılmaz bir özelliği) ve yetersiz aydınlatmadır - objektif konuya
çok yaklaşınca arada ışığın geçeceği yer kalmaz. İlk sorunu çözmeye
yardımcı olmak için makine sağlam bir sehpanın üstüne takılmalıdır.
Böylece, görüntünün netliği ya da konunun yerleşimi üzerinde çok ince
ayaralar yapılabilir. Açık havada yapılan çekimlerde konunuzun
çevresine, rüzgarı kesecek ve böylece konunun sallanarak net ayarının
bozulması önleyecek bir koruyucu (kartondan olabilir) gerekebilir.
İkinci sorun için konuyu aydınlatacak ve hareket etmesine vakit
bırakmadan çekim yapmanızı sağlayacak bir flaşa ihtiyacınız olacak.
Rüzgarı kesmede kullanılan karton aynı zamanda konunun gölgede kalan
yanını aydınlatan bir yansıtıcı görevi yapabilir. Yararlı olan başka
bir aksesuar da, halka flaştır. Bu objektifin önüne takılan ve konuyu
neredeyse gölgesiz bir ışıkla aydınlatan dairesel bir ışık tüpüdür. FİLTRE KULLANIMI Filtreler üç
ana grupta toplanır. Siyah - beyaz filmle kullanılan filtreler çeşitli
renk tonlarının kaydedilme şeklini etkiler. Renkli film için olan
filtreler gri, uçuk - renkli veya renksiz (UV filtresi gibi) ya da
makinede yanlış bir film takıldığında oluşan hataları düzelten çok
kuvvetli olarak renklendirilmiş filtreler olabilir. Her iki tür film
için de düzinelerce özel etki filtresi vardır. Fotoğraf
makinesi filtresi, yuvarlak, optik nitelikli bir camdır (ya da daha
ucuz ve daha dayanıksız plastiktir). Objektifin önündeki yuvaya
takılır. Satın aldığınız filtrelerin objektifinize takılabilmesi için
çaplarının doğru olmasına dikkat edin. (Aynı SLR makineye takılan
farklı objektifler farklı çaplarda olabilir). Ayrıca, makinenin
objektifine takılan, ayarlanabilir çerçevelerle yerleştirilen kara
filtreler de vardır. Filtre faktörleri Pek azı dışında
bütün filtreler filme gelen ışığı azaltır. SLR'de bu fark etmez; çünkü,
bu tür makineler objektiften geçen ışığa göre ışık ölçümü yaptığı için,
filtre takılması sonucu azalan ışık düzeyini kaydeder ve dengelemek
için poz süresini arttırırlar. Öte yandan, kompakt makineler ışık
ölçümünü makinedeki ayrı bir pencereden yapar; eğer bu pencere de
filtreyle örtülmemişse fotoğraflarınızın, filtrenin gücüne bağlı
olarak, gerektiğinden daha az pozlanmış olduğunu göreceksiniz.
Üreticiler, filtrelerin dış çeperlerine bunu dengelemek için gerekli
ilave poz sürelerini yazarlar. Buna filtre faktörü denir. Filtrenin diğer kullanımları Aşağıdaki tabloda, fotoğrafçılıkta genel olarak kullanılan filtreler yer almaktadır. Siyah - beyaz filmle kullanılan bir sarı filtre, gökyüzü kontrastını kuvvetlendirir. Gökyüzünün rengini ya tonunu kuvvetlendirmek için kullanılır. Dağlık bölgelerde tipik olarak bol bulunan UV ışığı, bir UV filtresini çok gerekli kılar. Düz cam bir filtrenin üstünü vazelinle gelişigüzel sıvıyarak yayıcı bir etki yaratabilirsiniz. Bu filtrelerin
türleri arasında, prizma, yıldız, sis, degrade renk ve saydam orta
nokta filtreleri vardır. Gene de bu filtreleri ender olarak kullaın;
yoksa, kısa sürede sıkıcı olabilirler. Saydam orta nokta: Orta noktası saydam olan renkli bir filtre hoş bir görüntü yaratabilir. Prizma: Güçlü çizgileri ve parlak renkleri olan konular bir prizma filtre için en uygunudur. Nötr yoğunluk filtreleri (Gri filtreler) Bütün ND
filtrelerinin rengi gridir; siyah - beyaz ve renkli filmlerin her
ikisiyle de kullanılabilirler. Temel işlevleri çok geniş bir diyafram
açıklığı, ya da çok yavaş enstantaneler kullanmak istediğiniz
durumlarda filmin fazla pozlanmasını önlemektir. Hiçbir biçimde siyah -
beyaz tonların ya da renk tonlarının görünüşünü etkilemez. RENKLİ FİLM Renkli film hem
de amatör fotoğrafçıların en çok kullandığı malzemedir. 35mm'lik
makinelerin çok popüler olmasından ötürü, bu tip makinelerde kullanmak
üzere aralarından seçim yapabileceğiniz çok sayıda renkli film markası
vardır. Başlıca iki renkli film çeşidi bulunur: karta basılan resimler
için kullanılan renkli negatif ve slayt elde etmek için kullanılan
renkli saydam (renkli diapozitif) filmler. Siyah - beyaz filmden farklı olarak renkli film, belirli "renk ısı"ndaki bir ışıkta pozlandırılmak üzere yapılmıştır. Renk ısısı Örneğin, eğer
makinenizi gün ışığının renk ısısına uygun bir film takıp (yani, en çok
kullanılan film çeşidi) ve evlerde kullandığımız tungsten ampul
ışığında (yapay ışık) fotoğraf çekerseniz, resim turuncu çıkacaktır.
Tungsten ışığının renk ısısı, gün ışığına göre daha düşüktür. Bu yüzden
bu ışıkta, spektrum renkleri arasında daha düşük bir enerji seviyesine
sahip olan turuncu dalgaboyu hakim olacaktır. Böyle bir durumda
istenmeyen renk sıçramasına önlemek için makinenizin objektifine filtre takabilirsiniz. Film hızı Yavaş film: Tipik
bir yavaş film, ISO 64, kontrastı yumuşatırken, cilt yapısı gibi konu
detaylarını da göstererek çok güzel bir renk performansı verir. Hızlı film: ISO
1000'lik bir filmde grenler (noktalar) daha vurguludur (özellikle bol
ışıklı alanlarda) ve genellikle görüntü daha kontrastlıdır. Yine de,
gölgede kalan alanlardaki ayrıntılar çok iyidir. En çok kullanılan renkli filmlerden bazıları Film türü ve ışık kaynağı: Mavi tonu zayıf olan tungsten ışığı için geliştirilmiş film ve gün ışığı filmleri vardır. SİYAH BEYAZ FİLM Renkli
filmlerin yaygınlaşması, günümüzden sadece 45 yıl öncesine dayanır.
Yine de geçen bu kısa süre içende siyah - beyaz fotoğraf giderek günlük
hayattan uzaklaşmış ve günümüzde sadece bir "sanat dalı" konumuna
gelmiştir. Siyah - beyazın sağladığı yalınlık, güç ve ton çeşitliliği,
fotoğrafçılığın her alanında kullanılabilir. Piyasada
buluması zor bir film olan Agfa Dia Direct dışında, bütün siyah - beyaz
filmler, sonuçta kart baskısı için kullanılan negatifleri oluşturacak
şekilde tasarlanmıştır. Işık kaynağının renk ısısı, renkli filmlerin
aksine siyah - beyaz filmlerle elde edilen görüntüleri etkilemez. Hız ve gren (nokta) ilişkisi Siyah - beyaz
filmler arasında hızlı filmler yavaş filmlere göre çok daha fazla
"grenli" bir görüntü verir. Bunun sebebi, filmlerdeki kimyasal
bileşimlerin farklılığıdır. hızlı filmlerin ışığa duyarlı emülsiyon
tabakasında kullanılan gümüş tuzcukarı yavaş filmlere oranla daha büyük
topaklar halindedir. Aşırı büyütülmüş fotoğraflarda, bu topaklar
netliği engelleyebilecek grenli bir doku olarak görünür. Bu doku çok
belirginse, ayrıntıları keskin olmayan, düşük kontrastlı bir görüntüye
yol açar. Yavaş film Bu gruba giren
filmler yaklaşık olarak ISO 64 ile ISO 100 arasındadır. Bu tür filmler
az ışıkta çalışmak için uygun olmasa da daha aydınlık ortamlarda
kullanıldığında verdiği olağanüstü ince grenli sonuç, detay ve kontrast
açısından çok iyidir. Yavaş filmler, doğa, manzara fotoğrafları ve
portreler için uygundur. Orta hızlı filmler ISO numaraları
125 ile 400 arasında değişen orta hızlı filmler en çok kullanılan,
genel amaçlı, siyah - beyaz emülsiyonlu filmlerdir. Daha hızlı
olmalarının verdiği avantaj, görüntüdeki grenlerin artması sorununu
fazlasıyla telafi eder. Bu filmlere uygun konular da, yavaş filmlere
uygun olan konuların benzeridir. Hızlı filmler Hızlı filmler
ISO 400 ile ISO 3200 arasındadır. Bu grubun üst sınırındaki filmler
karta basıldığı zaman oldukça belirgin bir gren oluştur. Konu dikkatle
seçilirse, bu tür bir etki, görüntünün vurgusunu arttırabilir. Bu
filmler, az ışıkta çalışırken, özellikle de hareketi dondurmak üzere
hızlı bir enstantaneyle kullanılırken idealdir. Çok kullanılan siyah beyaz filmlerden bazıları Siyah - beyaz film seçenekleri
Daha fazla kullanılan markaları kapsayan aşağıdaki tablodaki bütün
filmler negatif / pozitif (yani, pozitif fotoğraf basmak için negatif
görüntü tespit ederler). sayfasından alınmıştır |
||||||||||||||||||||||
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |