Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >19 - ZİHİN FUKARA OLURSA FİKİR UKALA OLUR >Öylesine söylemek istedim
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli ForumKuyumcuyu bulmak...

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
terapist Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1803
  Alıntı terapist Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Kuyumcuyu bulmak...
    Gönderim Zamanı: 19.Ocak.2010 Saat 08:56
Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin

seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip

iri bir nesne verip: "Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç

para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan

sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.

İlk önce bir bakkal dükkânına girer ve "Şunu kaça alırsınız?" diye sorar

Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir;

sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der.


İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği

nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur.


Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, "Bu der

"benim semerlere iyi süs olur. Bundan "kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."

En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce

yerinden fırlar. "Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden

buldun?" diye hayretle bağırır
ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira

istiyorsun?" Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm."

Öğrenci, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya

başlar:

"Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim."

Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini

istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi

karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki

nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer

tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her

şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..

Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından  geçen macerasını anlatır.

Bilge sorar: "Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?"

Öğrenci: "Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum,

kafam karmakarışık" diye cevap verir.



Bilge hoca çok kısa cevap verir:

"Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o değerini bilenin yanında kıymetlidir."

Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden  kuyumcular mutlaka vardır.

Mesele kuyumcuyu bulmaktadır...




Teşekkürler Nilüfer




Düzenleyen terapist - 19.Ocak.2010 Saat 08:57
Yukarı Dön
Misafir Açılır Kutu Gör
Misafir
Misafir
  Alıntı Misafir Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 19.Ocak.2010 Saat 19:43
Ne kadar güzel anlatılmış.ClapClapClapClapClap
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,063 Saniyede Yüklendi.