Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >7 - DİĞER KÜLTÜR VE SANAT DALLARI >Resim / Heykel
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli ForumClaude Monet: Işığın ressamı

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
terapist Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1803
  Alıntı terapist Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Claude Monet: Işığın ressamı
    Gönderim Zamanı: 22.Aralık.2008 Saat 09:27

Claude Monet: Işığın mızmız ressamı

Empresyonizmin%20mucidi%20Claude%20Monet%20%281840-1926%29"Vanilla Sky / Vanilya Gökyüzü"nü seyrettiniz mi? Hani şu Tom Cruise'un trafik kazası geçirip bir hilkat garibesine dönüştüğü film. İşte o filme adını veren "Vanilya Gökyüzü" tanımı, Monet resimlerindeki gökyüzü rengi. Filmde Tom Cruise'un kendine pek mutlu olacağı bir sanal hayat hazırladığı ortaya çıkıyordu. İşte Monet'nin resimlerindeki manzaralar da böyle sanal / rüyada bir hayattan görüntüler veriyor. Monet, doğal görüntüleri, kendine özgü renk ve fırça darbeleriyle bir rüyadan hatırladıklarımız haline getiriyor.

Monet' nin resimlerine yakından bakıldığında ilk algılanan şey bir fırça darbeleri curcunası, ama uzaklaştığınızda bu darbelerin içinden nilüferleri, saman yığınlarını, katedralleri veya kayalara vuran dalgaları seçebiliyorsunuz.

Tabii bu sadece Monet resimlerinin bir özelliği değil. Onun ve birkaç dönemdaşının başlattığı izlenimcilik (empresyonizm) akımının genel özelliği. İzlenimcilik pek demokratik bir akım. Fikirlerin, reçetelerin, renklerin paylaşımı üzerine kurulmuş. Hatta bir takım resimleri bir kaç ressam beraber yapmışlar. 19'uncu yüzyıl sonu 20'nci yüzyıl başlarında, Fransız ressamlar tarafından başlatılmış. Önce bir grup sanatçı tarafından uygulanan teknik ve yaklaşımlara verilen bir isimken, daha sonra hareket bütün görsel sanatlara hatta müziğe de sıçramış. (örneğin Mussorgski ile)

Monet'den sözetmeye devam edelim. "Resimlerim ve çiçeklerim dışında hiçbirşey beni ilgilendirmiyor" dediği rivayet ediliyor. Etrafındakilere karşı ilgisiz. Sevgililerini, karısını, çocuklarını sürekli ihmal etmiş, hatta bazen beş parasız bırakıp, çekip bir yerlere kaçmış.

Resim sözkonusu olduğunda kendisine karşı çok acımasız. Hatta ünlü olduğu dönemde "ne bu kardeşim, ne biçim resim bunlar" diyerek üzerine saldıran sanat eleştirmenlerinden bile daha acımasız. "Haklılar, resimlerim beş para etmez" dediği biliniyor.

Bütün "sanatçı hayatı" anlatan filmlerde kaçınılmaz bir sahne vardır. Sanatçı birdenbire yaptığı herşeyden nefret eder ve geçirdiği buhran sonucu eserlerini yakıp yıkmaya başlar. İşte Monet sanki hep bu sahnelerde yaşamış. 78 yaşına kadar devamlı sinir krizleri geçirmiş, birçok resmini yakmış, parçalamış. Yaptığı şeylerden hiç bir zaman memnun kalmamış. Ve etrafındaki herkese bu yüzden ne kadar büyük acılar içinde olduğunu anlatıp durmuş. Doğrusu, aynı dönemin aynı saygınlıktaki ve aynı zorlukları yaşayan ressamlarına göre çok daha mızmız imiş…

Empresyonizmin%20mucidi%20Claude%20Monet%20%281840-1926%2914 Kasım 1840'da Paris'te doğmuş olmasına rağmen, çocukluktaki ve ergenlikteki tüm izlenimleri ailesinin 1845 yılında taşındığı Le Havre ile bağlantılı. Gençlik yıllarında çizdiği karikatür portreleri, o sıralar Eugène Boudin'in de çalışmakta olduğu resim gereçleri dükkanında sergilenmeye başlamış. Zaman içinde Boudin tarafından açık havada çalışmaya ikna edilmiş ve bir süre sonra manzara resimleri çalışmaya başlamış. Bir ressam olma isteğine karşı çıkmayan ailesiyle, akademik sanata karşı eleştirileri ve düzgün bir okula girmeyi reddetmesi sebebiyle sık sık tartışmak zorunda kalmış. Askerliğini tamamladıktan sonra başladığı Académie Suisse'te Pissarro ve Cézanne ile tanışmış. Daha sonra girdiği Atelier Gleyre'de ise Bazille, Renoir ve Sisley ile yakınlaşmış. 1860'lar civarında, Emile Zola ve Adouard Manet'nin de sıkça uğradığı Café Guerbois'yı mesken tutmuş. Monet'nin mesleki açıdan dönüm noktası, Renoir ile birlikte yaptıkları Bougival'deki La Grenouillere isimli yüzer bir restoranın resmi ile gerçekleşmiş. Resimde kullandıkları ve yeni bir sanatsal hareketin başlangıcı olan tarz, çok sonraları izlenimcilik olarak adlandırılmış.

Empresyonizmin%20mucidi%20Claude%20Monet%20%281840-1926%29Monet 1870’te, oğulları Jean ve Michael’ın annesi, modeli Camille Doncieux ile evlenmiş. Camille, Monet’nin birçok tablosunda modellik yapmış. The Walkers, Women in the Garden (dördü de Camille’dir), The Walk. Lady with a Parasol, La Japonaise bunlardan bazılarıdır. Monet'in eserlerinde ölümsüzleşmenin bedelini ise kocası tarafından sürekli ihmal edilerek ödemiş. 1874’te bazı anlaşmazlıklar yüzünden, Monet ve arkadaşları kendi eserlerini ilk defa kendileri sergilemeye başlamışlar. Bu sergideki eserlerinden biri izlenimciliğe adını vermiş: Impression: Sunrise (İzlenim: Gündoğuşu). Sonraki yıllarda, izlenimcilik açısından çok parlak yıllar olmasına ve Monet’nin de La Gare Saint-Lazare ve Rue Saint-Denis gibi en büyük eserlerinden bazılarını yapmasına karşın alıcı bulamadığı için çok yoksul yıllar olmuş. Bu yüzden 1873’ten 1883’e kadar yaşayacak daha ucuz yerler aramak üzere sürekli taşınmak zorunda kalan Monet, 1880’lerin sonlarına doğru eserlerinin hem halk hem de eleştirmenler tarafından beğeni toplaması sayesinde, şöhret ve paraya kavuşmuş. Bu dönemlerde, sanatçı seriler halinde manzara resimleri üretmeye başlamış: The Rocks of Belle-Ile (1886), Cliffs at Belle-Ile (1886), Poplars on the Bank of the River Epte (1890), Poplars on the Banks of the Epte (1891), Poplars on the Bank of the River Epte (1891).

Manzara resimlerinde, Monet için en önemli faktör ışık olmuş. Sürekli, geçmekte olan bir anı yakalamaya çalışan sanatçı, aynı konuyu farklı ışık koşullarında ve günün farklı zamanlarında tekrar tekrar ele almış. Böylece, aynı konunun farklı ışıklandırmalı ve farklı renkli versiyonlarından oluşan seriler ortaya çıkmış.

Empresyonizmin%20mucidi%20Claude%20Monet%20%281840-1926%291890 yılında Giverny’de bir ev satın alan Monet, 2 sene boyunca saman balyalarını aynı teknikle resmetmeye başlamış. Güneşli, puslu, sisle ve karlı havalarda aynı balyaları resmetmiş: Haystack, Snow Effects, Morning (1890), Haystack. End of the Summer. Morning. (1891), Haystack at the Sunset near Giverny (1891)

Monet 1899’da nilüferler konusuna başlamış: The White Water Lilies (1899), The Japanese Bridge (1899), Water-Lilies (1914), Water-Lilies (1917).

Son yıllarında, yavaş yavaş görüşünü azaltan katarakt, o dönem yaptığı resimleri de etkilemiş. İzlenimci akımın öncüsü Monet 1927 yılında hayata veda etmiş.

 

kaynakiştegenç

Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,063 Saniyede Yüklendi.