Paul Cézanne: |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
terapist
Yönetici Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 1803 |
Alıntı Cevapla
Konu: Paul Cézanne: Gönderim Zamanı: 14.Ocak.2009 Saat 13:26 |
Paul Cézanne: Akım oburu ressam Fransız ressam Paul Cézanne (9 Ocak 1839 – 22 Ekim 1906), post emspresyonist resim sanatının en büyük isimlerinden biridir. Empresyonizmden kübizme geçişin anlaşılır bir şekilde olmasında kendisinin payı büyüktür. Bir diğer deyişle 19. ve 20. yüzyıl resim sanatlarının arasında bir köprüdür, fırça darbeleri inanılmaz güzel ve kendine özgüdür. En “şıp diye” tanıyacağınız ressamlardan biridir. Adı genellikle Matisse, Picasso ve Monet ile birlikte anılır. Bu dört büyük ressam da ortak resim dallarında eserler vermiş, birbirlerini etkilemiştir. Cézanne tam bir renk, kompozisyon ve tasarım ustasıdır. Hassas ama canlı fırça darbeleri son derece tanıdık, bir bakışta ayırt edilebilir türdendir. Tıpkı yukarıda adını andığımız diğer üç isim gibi. Fransa’nın güneyindeki bir kasabada doğan Cézanne, hukuk eğitimi almasına rağmen içindeki resim yapma dürtüsüne daha fazla karşı koyamayıp resim eğitimine geçiş yapar. Anlaşılan bankacı babasından aldığı genler, romantik ve sanatçı ruhlu annesininkiler karşısında yenik düşmüştür. 1861’de bu işin merkezine, Paris’e gider. Orada kendisini yalnız bırakmayacak sanatçı bir de dostu vardır: Ünlü yazar Emile Zola. Sadece onun yardımı yeterli değildir, babası kendisine para vermeyi kesmiştir ama neyse ki bu fazla uzun sürmez. Oğlundaki yeteneği kabul eden baba, kızgınlığını yenip yeniden ona destek olmaya başlar. Güzel Sanatlar Akademisi sınavlarına giren, ancak bir şekilde başarılı sonuç alamayan Cézanne, doğduğu kasabaya geri döner. Amacı resme küsmek değil, kendini ve kafasını toparlayıp vargücüyle çalışmaktır. Pek çok eserini, bu konuda son derece önemli bir merci olan Paris Salon Jürisi’ne gönderir. Birkaç kez red cevabı alması onu yıldırmaz, inatla çalışmaya, inatla jüriye resim yollamaya devam eder. 1861 – 1870 arası, ressamın karanlık dönemidir. 1863’te, Paris Salonu tarafından reddedilen resimlerin sergilendiği Salon des Refusés’de sergilenen resimleri bu döneme ait çalışmalarıdır. İsminden belli olacağı üzere “The Murder” (Cinayet) bu döneme ait en belirgin eserlerinden biridir. “The Stove at the Studio” da gayet net bir dönem örneğidir. İsviçre Akademisi’nde bir süre eğitim gören ve tekrar Paris yollarına düşen Cézanne, empresyonistlerle tanışır. Hatta ünlü ressam Camille Pissarro ile arkadaş olur. Birlikte pek çok iş çıkarırlar. Dolayısıyla Cézanne’ın ilk işleri manzara odaklıdır. Önceki resimlerindeki karamsar ve gölgeli hava yerini yavaş yavaş aydınlığa bırakır. Emprezyonizmin parlak dünyasından bir süre sonra ayrılan Cézanne, kendi hayal dünyasına daha çok dalar. 1870 – 1878 yılları arasını kaplayan bu dönem, ressamın empresyonist dönemidir. Sevgilisi ile birlikte Marsilya kıyılarında bir eve yerleşen Cézanne, burada bol bol manzara resmi yapma fırsatı bulur. Bir süre sonra Paris’e dönen çiftin bir oğulları olur. 1874 ve 1877 yılları arasında çeşitli emresyonist gruplarla birlikte sergilere katılan Cézanne, maddi açıdan da rahat bir döneme girer. Kendine bir de atölye açar. Bu dönem çalışmalarına örnek olarak “The Fishermen” ve “Lakeside Landscape” verilebilir. 1880’lerin başlarında Renoir ve Monet ile çalışma fırsatı bulan Cézanne, yine de yavaş yavaş empresyonizmin yumuşaklığından vazgeçmekte bulur kendini. Var olanı daha içten gelen bir gözlemle birleştirip desene yönelen ressam, perspektifte de standarttan uzaklaşmaya başlar. Bu, sanatçının yavaş yavaş kübizme doğru adım attığının göstergesidir. Ailesiyle birlikte Saint-Victoire dağlarındaki bir eve yerleşen sanatçı, burada bu uzaklaşmayı daha da derinden hissederek çalışır. Hayatta ve resimde ayaklarını yere daha sağlam basmanın gereğini hisseder. Belki bunda çocukluk arkadaşı Emile Zola ile yollarının ayrılması da etkili olmuştur. Zola’nın ünlü romanı L'oeuvre’deki zavallı ressam karakteri ile arasında benzerlik kuran sanatçı, bir de babasını kaybeder. Ailesi ile Paris’ten uzakta geçirdiği bu yıllar, tarzındaki olgunlaşmanın doruğa çıktığı yıllardır. 1878 – 1890 arasındaki bu dönem, Cézanne’ın olgun dönemidir. Örnek çalışmalar olarak “Mont Sainte-Victoire and the Viaduct of the Arc River Valley” ve “The Bay from L'Estaque” verilebilir. 1890 – 1905 arası, sanatçının son dönemi olarak nitelendiriliyor. Yeni nesil ressamlar arasında çok saygın bir isim haline gelen Cézanne, özel hayatında sorunlar yaşar ve ailesi ile ayrılmak zorunda kalır. Bir süre sonra da annesini kaybeder. Provence’deki atölyesine yerleşen ve artık burada çalışan, resimlerinde giderek daha özgür yaklaşımlar sergileyen Cézanne, renkleri kullanımıyla da fark yaratmaya ve fovizm akımına kaymaya başlar. “Bathers”, “Landscape with Poplars” ve “Hillside in Provence” sanatçının bu döneminde verdiği eserlere birkaç örnektir. Ömrü boyunca resimle yatıp kalkan, resimle nefes alan Cézanne, söylentilere göre 1906 yılında fırtınalı bir günde açık havada resim yaparken soğuk almış, daha sonra zatürreye çeviren hastalığı nedeniyle ölmüştür. iştegençeteşekkürler |
|
Yanıt Yaz |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |