6 KASIM
Atatürk hastaydı.hastalığı nedeniyle içinde sular vardı ve içindeki sular onu boğuyordu.
7 KASIM
7 kasım sabahı doktoru dr. Nihat Reşat BELGER’ i çağırttı.bu suyun alınmasını istedi
DR.NİHAT REŞAT BELGER
Su çekilmeden önce kalbi takviye edecek tedbirler almak zarureti vardır dedim ve suyu yarın alabileceğimizi söyledim.rahatsızlığı o kadar ilerlemişti ki “emrediyorum suyu hemen çekin” dedi
Bu onun son buyruğuydu ve oradaki doktorların hiç biri bu emre direnmedi.
HASAN RIZA SOYAK(CUMHUR BAŞKANLIĞI GENEL SEKRETERLİĞİ)
Doktorlar hazırlık için çıkınca Atatürk kaşlarını çattı “niçin tereddüt ediyorlar?olacak olur.” Karnını göstererek “bu dayanılmaz.”dedi.
DR.İHSAN ÖZKAYA
Hazırlıklar tamamlandı ve saat 12:20’de ponksiyona başlandı. Atatürk karnındaki bütün suyun alınmasını istedi. Boşaldıkça ne kadar su çıktığını soruyordu. Normalde 6 litre su çıktığı halde ona bunun iki katı söylendi.
Atatürk sonra oldukça rahatladı ve canı enginar istedi. Fakat bu sebze İstanbul ’da olmadığında Hatay’a ısmarlandı. Enginarlar geldiğinde ise durumu ağırlaşmıştı ve yemesi kısmet olmadı
SALİH BOZOK(BAŞ YAVERİ)
Kılıç Ali ile birlikte doktorlardan hastalığa ilişkin izahat istedik. Hastalığın süratle ilerlediğini kurtulma şansının % 3 olduğunu söylediler.”karaciğeri durdu. Vaziyet vahim ve ümitsizdir” dediler. Bu feci akıbeti öğrenmek beni büsbütün sarstı. İçimde en ufak bir ümit şulesi bile kalmamıştı. Atatürk ölüyordu.
8 KASIM
Atatürk gece şiddetli bir nöbette sonra “allahaısmarladık” diye mırıldandı ve yine komaya girdi. Bu ikinci ağır komaydı ve bir daha hiç çıkmayacaktı.herkes onun son saatlerini yaşadığını biliyordu. Ama ağlamak ve başucunda çırpınmaktan başka ellerinden bir şey gelmiyordu.
HASAN RIZA SOYAK
Bir ara tuvalet masasının üzerindeki saate baktı. Herhalde iyi göremediğinde bana sordu.
_saat kaç
_yedi efendim. Biraz rahatladınız mı?
_evet
Doktoru geldi ve dilini çıkarmasını istedi. Dilini ancak yarısına kadar çıkarabildi. Doktor “ biraz daha çıkarın efendim” dedi. Artık denilenleri anlamıyordu. Dilini çıkaracağı yerde içeri çekti. Başını biraz çevirerek “aleykümselam” dedi.bu onun son sözü oldu.
9 KASIM
9 kasım günü ve gecesi bu ağır koma devam etti.,
10 KASIM
Dünyadaki son 5 dakikasına gözleri kapalı girdi.göğsü sık sık inip çıkıyordu. Dışarıda bütün bir ulus radyo başındaydı. Atasına son bir saygı duruşu için Dolmabahçe önüne demirlemişti.saray derin bir sessizlik içindeydi.
DR İHSAN ÖZKAYA
Başyaverin sağ tarafında Mim Kemal Öke durmakta… yanında dr. Kamil Berk başını onun omzuna dayamış hıçkırıyor.prof. dr. Akil Muhtar Özden kendinden geçmiş gibi “aman yarabbi.aman yarabbi” diye ağlayarak dolaşıyor.genel sekreter Hasan Rıza Soyak ile muhafız komutanı İsmail Hakkı Tekçe yatağın sol ayak ucunda duruyorlar.onlarında gözleri yaşlı Kılıç Ali’de onlar gibi.ellerini kovuşturmuş son saygı duruşunda.
KILIÇ ALİ(SİLAH ARKADAŞI)
Hayatına kastedilmemesi için icabında canımızı bile fedaya azmetmiş olduğumuz büyük Atatürk hepimizin gözü önünde güpegündüz fani hayata veda edip gidiyor. Herkes ellerini kovuşturmuş, ,kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Aman yarabbi.adeta dehşet içindeydik. Hasan Rıza dayanamadı. Büyük bir teessür içinde bana
_kılıç bak koca bir tarih göçüyor. Dedi
HASAN RIZA SOYAK
Saat tam dokuzu beş geçiyordu.
Birdenbire gök mavisi gözleri açıldı ve sert bir hareketle başını sağa çevirdi.ben de artık hıçkırıklarıma engel olamadım. Diz çöktüm. Sağ elini ellerimin içine aldım. Öptüm ve yüzüne sürdüm.
DR İHSAN ÖZKAYA
Dr Mim Kemal Öke Atatürk’ün açık gözlerini kapadı. Kamil Berk’ de Gazi Mustafa Kemal imzalı beyaz mendille çenesini bağladı.
Son nöbet defterine şöyle yazıldı:
SAAT 09:05 VEFAT ETMİŞLERDİR
Salih Bozok odadan çıkarken telaşlanarak nereye gittiğini sordular.”hiç gidiyorum artık burada işim bitti” dedi. Fakat doktor bırakmadı.kolundan tutarak aşağı kadar indirdi. Ne ağlıyor ne de konuşuyordu. Odadan deli gibi fırladı.
“nereye” diye seslendiler “şimdi geliyorum” dedi
Atatürk’ün başyaveri Salih Bozok şuursuzca saratın merdivenlerinden aşağı koştu. Alt katta boş bulduğu bir odaya dalıp kapattı. Az sonra odadan tek el silah sesi duyuldu.sesi duyup odaya koşanlar onu kanlar içinde buldular. Tabancasından kalbine sıktığı bir kurşunla devrilmişti.
Can dündar(SARI ZEYBEK)
|