FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN.
http://picasaweb.google.com.tr/bekiryesiltas/Buyukada?authkey=Gv1sRgCMHTnui-qLbp8AE#5350014687179246306 - http://picasaweb.google.com.tr/bekiryesiltas/Buyukada?authkey=Gv1sRgCMHTnui-qLbp8AE#5350014687179246306
21 Haziran 2009 Pazar günü sabah erkenden kalkıp, Büyükada’ya doğru yolu çıktım. Bostancıdan kalkan deniz motorlarıyla adaya doğru yolculuğum başladı. Vapurda var tabi ama ben biraz daha erken varmak istedim. Deniz Motoru ücreti 2,5 TL. Yolculuğum sırasında denizden karelerde çektim. Kalkış anı, varmak üzereyken, varış, gezilen yerler ve dönüş var. İlk önce adaya indiğimizde birkaç insan size, Yörük Ali Plajı hakkında broşür uzatıyor. Daha sonra yanınıza almanız gerekenleri söyleyeyim isterseniz. Öncelikle su, eğer kahvaltınızı veya öğle yemeğinizi çok güzel manzaralar eşliğinde yemek isterseniz öncelikle markete uğramanız ve sonrasında bir bisiklet veya fayton kiralamanız sizin için çok iyi olacaktır. Alışverişinizi bakkal, büfe tarzı yerlerden değil de BİM, DİASA vs… gibi yerlerden yapmanız bütçeniz açısından iyi olacaktır. Bisiklet kiralamaya gelince, ilk gördüğünüz yerde hemen söylenen fiyata razı olmayın. Başka yerlere bakın ve pazarlık yapın. Bisikletler hafta sonları saati 3 TL, ve 5 TL olarak kiralanıyor. Günlük kiralamak isterseniz bu fiyat 15 TL. Hafta içi bu fiyatlar düşüyor tabi. Fayton kiralamaya gelince, Fiyatını tam olarak öğrenemedim ama pazarlık etmeyi unutmayın derim. Sonra bisikletle koyulduk yola. İlk olarak Aya Yorgi Kilisesi vardı hedefte. Etrafa bakına bakına, resimler çeke çeke Kiliseye çıkan yokuşta bisikleti park alanında kilitleyip, ( park alanına bisikleti almaya gelince sizden 1 TL isteyecek bir amca var, başta size ücretli olduğunu söylemiyor haberiniz olsunJ ) yokuşu çıkmaya başlıyorsunuz. Zor bir yokuş haberiniz olsun. Yokuşun başlangıcında bir Niyetçi karşınıza çıkıyor, tavşanlar çekiyor niyeti. Sonra eminim dikkatinizi yerdeki ince ipler, boş makaralar çekecektir. Öğrendiğime göre bu ipleri başladığınız yerde bir yere bırakıyor, sonra kiliseye kadar yanınızda çöze çöze getiriyorsunuz. Ekmek kırıntısı bırakıp, sonra toplamak gibiJ. Kiliseye vardığınızda dileğinizi tutup, başlıyorsunuz ipi çekmeye. Kopmadan ipi sarabilirseniz dileğiniz gerçek oluyormuş. Bu arada benim ayağıma bayağı ip dolandı. ( biri beni mi diledi ne J ) Suyunuz mutlaka olsun yanınızda. Çıkarken etrafınıza bakmayı ihmal etmeyin. Tabi birde boş gördüğünüz banklara oturmayıJ. Zafer, Kiliseyi görmeyi başladığınızda bir oh be geçiyor içinizden. Nihayet vardığınızda etrafınızdaki manzara çok hoşunuza gidecektir. ( bu benim görüşüm tabiJ ) Kiliseye girmek için erkekler uzun pantolonlu, bayanlar kısa etek haricinde her şey ve şal olması gerekiyor. Eğer bunlar yoksa yanınızda üzülmeyin, girişte erkekler için uzun siyah bir pantolon ve bayanlar için uzun etek ve şal var. Bunlar ücretsiz. Geri bırakmanız şartıyla. Kilise girişinin resimleri var ama içerisi için Vatikan’dan izin almam gerekmiş, kapıdaki küçük görevli öyle söyledi. İçeride olanların en azından açıklamalarının resimlerini çektim. Sonra dönüş yoluna koyuluyorsunuz. Yolda siz aşağıya inerken yukarı çıkanlar “ Ne kadar daha var “ sorularıyla sıkça karşılaşabilirsiniz. Acıktınız di mi. Hemen bisikletinize binip yola koyuluyorsunuz. Yanınıza eğer yiyeceklerinizi aldıysanız çok güzel deniz manzaraları çıkacaktır karşınıza. Birini beğenip, orada afiyetle yiyebilirsiniz. Yok yanınıza bir şey almadınız, o zaman yol boyunca manzaraların keyfini çıkarıp, merkeze inerken yolda at çiftliğine, köpek bakım yerine, Reşat Nuri GÜNTEKİN’ in yaşadığı eve dikkat edin derim, gözden kaçırmayın. Merkeze indiğinizde isterseniz Meşhur İskender yersiniz, isterseniz midye,balık, vs.. ya da marketten alacağınız yiyeceklerle kendi istediğiniz menünüzü yapabilirsiniz. Dondurma yemeği de ihmal etmeyinJ. Sonra isterseniz denize girersiniz, isterseniz başka bir adaya veya eve dönersiniz. Elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Bir başka gezimizde görüşmek üzere. Maceramız bitmesin…
|