DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNASI SEÇİMİ
|
Dijital fotoğraf makineleri artık
hayatın vazgeçilmezlerinden oldu, hal böyle olunca binlerce ürün
içerinden seçim yapmakta oldukça zor ve meşakatli bir iş oluyor. Her
bütçeye ve her kullanıcı kesimine hitab eden fotoğraf makineleri bulmak
mümkün. Fakat bilinçsiz kullanıcılar yada ne aradığını tam olarak
bilmeyen kullanıcılar çoğunlukta ve bunlardan bir çoğu aslında satın
aldıkları ürünün hangi kesime yönelik olduğunu bilmemektedir. Fotograf
makinelerini genel olarak Amatör ve Profosyonel makineler olarak
ayırabiliriz. Profosyonel makineler zaten mevcut alıcıların sadece
%2′lik kesimine hitap ediyor. Bu rehberde, Amatör ve Profosyonel
makineler arasındaki belirgin farklar ve genel özellikler, teknik
terimler ve amaca uygun makine seçimlerinin nasıl yapılacağı ile
ilgili bazı ipuçları verilecektir. Alıcıların büyük bir kesimi ucuz
olan ürünleri tercih ediyor ve aldıktan daha bir hafta sonra kaldırıp
bir köşeye fırlatıyor çünkü aradıkları kaliteyi malesef bulamıyorlar,
ne yazık ki çok basit uzakdoğu ürünleri ülkemizde dijital fotoğraf
makineleri pazarının %65inde söz sahibi. Durum böyle olunca bir çok
ürünün kopyasıda etik olmayan bir şekilde piyasaya sürülüyor. | Piyasadaki
yüzlerce kameradan sizin ihtiyaçlarınızı karşılayabilen en uygun modeli
bulmanın ilk adımı ne çeşit bir fotoğrafçı olduğunuzu bilmenizden
geçer. Kullanıcıları üç başlıkta toplayabiliriz;
Tüketici: Birçok
tüketiciye yönelik kamera, lensi hedefe yöneltip çekme tuşuna basarak
kaliteli fotoğraflar çekmelerini sağlayacak kadar basittir. Yani makine
poz, flaş, odaklanma ve renk ayarlarını ortamın durumuna göre otomatik
olarak yapar ve kullanıcı bu ayarları yapmak zorunda kalmaz. Diğer
yandan eğer tüketici kameralarının sağladığı özellik ve kontrolleri
öğrenip de bunları kendiniz ayarlayarak kullanırsanız elde edeceğiniz
sonuç daha da kaliteli resimler olacaktır.
Profesyonel: Filmli
eşleri gibi, profesyonel dijital kameraların değiş-tokuş yapılabilen
lensleri, birçok manuel kontrolleri ve tüketici kameralara karşı
performans alanında belirgin bir üstünlükleri vardır. Eğer çok hevesli
ya da profesyonel bir fotoğrafçıysanız ve resimleriniz üzerinde tek
kontrol sahibi olmak istiyorsanız bu sınıf kameralar sizin için uygun
olacaktır. Ancak unutmayın ki, profesyonel kameralar fazla sayıdaki
aksesuarları sebebiyle ekstra mali külfetleri de beraberlerinde
getireceklerdir.
Profesyonel tüketici:
Profesyonel ve tüketici modeller arasındaki sınıf. Bu tür fotoğraf
makineleri tam manuel kontrol, yüksek performans ve yüksek imaj
kalitesi sağlar ancak değiş-tokuş lensleri yoktur. Bunun yerine daha
ucuz olan ancak diğerleri kadar optik kalitesi sağlayamayan, opsiyonel
takılabilen lensleri vardır. Bu sınıf profesyonel kameralara nazaran
daha ucuz oldukları için hayatlarını fotoğrafçılıkla kazanamayan ancak
resimleri üzerinde profesyonel kontrol sahibi olmak isteyen
kullanıcılar için uygun gözüküyor.
Dijital SLR fotoğraf makinesi nedir?
Dijital ortamda görüntüyü elde eden ve
istendiğinde manuel ayarlama imkanı sağlayan profesyonel ve yarı
profesyonel fotoğraf makineleridir. Temel fotoğraf bilgilerini öğrenmek
ve uygulamak için ideal olan bu makinelerle otomatik ayarlar da
yapabilirsiniz. Dijital SLR fotoğraf makineleri, farklı objektifleri
kullanabileceğiniz bir makine türüdür.
Dijital Kompakt fotoğraf makinesi nedir?
Gelişmiş otomatik ayarları bulunan
dijital fotoğraf makineleridir. Manuel ayarlar için
programlanmadığından, mekanizma içinde yer alan otomatik algılayıcılar
sayesinde fotoğraf çekimi yapılır. Temel fotoğraf bilgileri
gerektirmeyen amatör fotoğraf makineleridir.
Amatör Fotoğraf Makineleri
Genel olarak düşündüğümüzde kullanıcıların profosyonel fotoğraf'dan
çok kişisel amaçlı eğlence amaçlı fotoğraf çektiği makineler
diyebiliriz. Çok fazla ayar gerektirmeyen bir çok fonksiyonu otomatik
olan bas çek diye nitelendirebileceğimiz. Küçük ama işlevsel olan
makineler amatör fotoğraf makineleri. 50$ ile 1500$ arasında değişen
fiyatlara alıcı bulabilmektedir. Ve çektiğiniz resimleri yine kendi
fotoğraf yazıcınızla veya kaliteli bir inkjet yazıcı ile fotoğraf
kağıtları üzerine basabileceğiniz fotoğraf makineleri. Ebatları
dolayısı ile taşınması kolay ve her ortamda kolayca kullanılabilecek
nitelikte tasarlanmıştır. RAW formatta çekim yapmazlar genelde Jpeg
sıkıştırma formatında sıkıştırırlar resimleri çözünürlük olarak
1.3Mp'den başlayıp 10.2Mp'e kadar uzanan bir aralığı vardır. Son
dönemlerde 5Mp ve altı fotoğraf makinesi bulmak oldukça zordur çünkü
lens fiyatlarının düşmesi ve sıkıştırma teknolojisininde paralelinde
gelişmesi, artık yüksek çözünürlükteki makineleri alınabilir fiyatlara
çekmiştir.
Çözünürlük konusunda dikkat edilmesi gereken noktalar vardır iki tip
çözünürlük mevcut birtanesi lens destekli çözünürlük ki gerçek
çözünürlük dediğimiz ve makinenin lensinin verebildiği maximum
çözünürlük miktarıdır, bir diğeri ise yazılımsal çözünürlük bunlarda
malesef yine Uzak Doğu ürünlerinde karşılaşılan yazılım desteği ile
elde edilen gerçekliliği olmayan çözünürlük miktarları. Amatör
makinelerde zoom optic ve digital olarak belirlenir ve optic zoom 3x-7x
arasında değişmektedir. Digital zoom ise yazılım desteğine göre 3x-10x
arasında değişir. |
|
Profesyonel Fotoğraf Makineleri
|
Profesyonel fotoğraf makineleri denilince insanların aklına nedendir
bilinmez sadece fotoğraf ile profesyonel anlamda uğraşan insanların
sahip olacağı makineler geliyor. Bu yanılgıyı bir çok kesimde gördüm.
Hatta fotoğraf makinesi satan bir kurum ben DSLR bir makine istediğimde
bana ne iş yapıyorsun diye sordu. Profesyonel fotoğraf makinesi işi
fotoğraf olanların değil fotoğrafı hayatının içerisine yerleştirmiş
olan insanların tercihidir. Makineyi profesyonel yapan onu kullananın
profesyonel olması değil makinenin profesyonel olmasıdır. Her kesime
hitap eder fakat kullanımı ilk etapta zordur ve alışmak zaman alır. En
ince ayarları bile manuel olarak yapmanıza izin verir. Fotoğraf çekme
işini hobiye dönüştüren noktadır. Fotoğraf çekmenin zevkini en uç
noktasında insana tattıran cihazlardır bunlar.
Çözünürlükleri günümüzde 5.1Mp'den başlar 20Mp'ye kadar gider. Zoom
oranını kullandığınız lens belirler ve aslında makinenin kasası onsuz
hiçbirşeydir. her amaca uygun lensler mevcuttur. Binlerce çeşit lens
arasından size en uygunlarını seçersiniz. Fiyatları azımsanamayacak
kadar çoktur 50$-100$ gibi fiyatlara da lens bulmak mümkün 200bin$
dolar gibi bir fiyata da bulmak mümkün. |
TEMEL BİLGİLER
LENS TİPLERİ (CCD ve CMOS) NELERDİR?
CCD veya CMOS, bildiğimiz elektronik
devreler gibidir sürekli kullanılan "elektronik film" görevi görürler.
Bu cihazların üzerinde, en az cihazın çözünürlüğü kadar sensör/devre
vardır ve bu devreler, o noktaya düşen ışığı piksel cinsinden dijital
ortama yansıtırlar. Yani 5MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde,
2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet mini sensör bulunur.
CCD'ler ile CMOS'lar arasında en genel
tanım, birisinin daha iyi, diğerinin eski teknoloji olduğu şeklindedir
ama bu doğru bir tanımlama olmaz. Günümüzde Canon firması, CMOS'u o
kadar geliştirmiştir ki, benim diyen CCD'ye taş çıkaracak sonuçlar
üretmektedir. Ama profesyonel üreticileri devre dışı
bıraktığımızda CCD teknolojisi, CMOS'tan biraz daha üstün
görünmektedir. Tabi bu, bir "teknolojik altyapı" anlamına gelmez. Yani
PC'mize alacağımız anakartı seçer gibi, CMOS ya da CCD seçmek
"bütünüyle anlamsız" ve sık yapılan bir hatadır. Dijital kameralar,
örnek fotoğraflarına yani verdikleri sonuçlara göre seçilir. O
makinenin içinde nasıl bir devre olduğu, kullanıcıyı hiç ama hiç
ilgilendirmemektedir. Onun için önemli olan, nihai aşamada elde ettiği
fotoğrafın kalitesi ve berraklığıdır.
CCD ile CMOS arasında temel farklardan
birisi de enerji kullanımıdır. CCD, daha fazla enerji harcar, daha çok
ısınır, CMOS ise bunun tersidir ama bu da, kullanıcıyı ilgilendiren bir
durum değildir. Yani burada tartışılan işlemci farkı, PC dünyasındaki
"intel mi amd mi" tartışması gibi değildir. Kullanıcı sonuçlarla
ilgilenir, elektronik devre ile değil. Zira bu aletlerde bir "parça
upgrade" söz konusu değildir. Az enerji veya çok enerji harcaması da
kullanıcı açısından "anlamsızdır". Onun için anlamlı olan, tam dolu bir
pil ile kaç poz çekebildiğidir. CCD'li bir kamera, daha yüksek amperli
bir pil koyup, daha fazla çekim yapma imkanı verdikten sonra,
fotoğrafçıyı neden ilgilendirsin ki, hangisinin daha fazla poz çektiği ? Bu
konuyu detaylıca anlatmakta fayda var zira dijital kamera kullanımı, PC
kullanıcılarına has bir durum değildir. Hatta PC kullanıcıları, bu
piyasaya en son giren kullanıcı kesimidir, asıl dijital kamera
kullanıcılarının çoğu bilgisayardan anlamaz bile. Buna karşılık PC
bazlı kullanıcılar, kameraları "CCD varmış, iyiymiş, bunu alayım" ya da
"vaaaay, bunun megapikseli ötekinden daha yüksek, bunu alayım" gibi
yanlış değerlendirmeler yapabilmektedir.
Elbette ki yüksek MP daha iyidir ama
aynı koşullar ve netlik altında yüksek MP daha iyidir. Yüksek MP için
kalite kaybı veya yüksek fiyat maliyeti söz konusu oluyorsa, düşük olan
daha doğru bir tercihtir. Donanımcılar iyi bilirler ki, bir bilgisayar
sistemini değerlendirmede en büyük hata, sadece işlemcinin hızına
bakarak karar vermektir. Bu sebeple sadece MP'e bakarak karar verme
veya sadece işlemci tipine (CMOS/CCD) bakmak da, aynı büyük hatadır.
Tercihlerde temel kriterler sırasıyla,
görüntü kalitesi, ergonomi, fiyat/performans, dayanıklılık/uyumluluk
olmalıdır. Bunu bir kenara not edelim zira bu işle ilgilenenler, tıpkı
PC upgrade eder gibi, 3-5 senede bir kamera upgrade etmeye hazırlıklı
olsunlar. Yakıcı bir hobidir bu çünkü.
Hız: Lens hızı,
diyafram tamamen açık olduğunda lensin izin verdiği ışık miktarıdır.
Bunun birimi f-sayı'dır. Hızlı bir lens (f2 veya f2.8) az ışıkta çekmek
için uygundur ancak, ön ve arkaplan odaklanmalarını kaldırdığı için
derinlik hissini kısıtlar.
Macro: Bu fonksiyon özellikle küçük objeleri yakından çekmeye yara. Çoğu dijital kamerada bu özellik bulunmaktadır.
Bazı lens üreticileri şunlardır: Canon, Fuji, Kodak, Nikon, Olympus, JVC, Sony, Minolta
ÇÖZÜNÜRLÜK NEDİR?
Çözünürlüğe geçmeden önce pikseli
açıklamakta fayda var. Piksel; resim (Picture) ve madde (element)
kelimelerinden türetilmiş bir sözcüktür. Anlamı, her fotoğrafta elde
edilen rengin bir noktasıdır. Bu noktalar dijital fotoğraf çekiminde
bir mozaik gibi görünür. Piksel sayısını oluşturan nokta adedi,
noktasal çözünürlüğün bilgisayar ekranında ya da baskıda elde edilen
görüntünün dpi/ppi olarak açıklamasıdır. Piksel renk dağılımında ana
renkler olarak bilinen RGB (red, green, blue) kırmızı, yeşil ve mavi
rengi ele alarak ayar yapar. Bu renklerin her biri, bilgisayar
dünyasında da bilindiği gibi 256 derece parlaklık verir. Böylece
256x256x256= 16.77 milyon farklı renk gölgesi verir.
Çözünürlük ise dijital fotoğrafçılıkta
en sık duyacağımız terimlerden birisidir. Çekilen bir fotoğrafın,
toplamda ne kadar milyon pikselden oluştuğunu belirtir. Bu, yatay ve
dikey piksellerin yani çözünürlüğün çarpımı ile elde edilen bir sayıdır
ve yaklaşık değere yuvarlanır. Günümüzde megapiksel (MP) tabanı 2 ve
üzeridir. Yani bugün bir dijital kamera almak isterseniz, 2MP altında
bir cihaz bulma şansınız pek yok. 2 MP ise, 1600x1200 çözünürlüğü
demektir. Şu sıralar en yaygın çözünürlük, 5 MP ve 6 MP'dir. 5MP
fotoğraflar genelde consumer serisi cihazlardadır ve 2560x1920
çözünürlüğündedir. 6MP ise, daha çok profesyonel SLR cihazların taban
çözünürlüğüdür ve 3072x2048 çözünürlüğü sağlar. Şu sıralar en yüksek
megapiksel sunan cihaz, Kodak'ın DCS14n modelidir ve 14 MP çözünürlük
sunar. Fakat çok yakın zamanda bu rakamı 20MP gibi görmemiz mümkün
görünüyor. Bu iş, giderek gelişiyor ve tıpkı işlemcilerde olduğu gibi,
sensörler de giderek yüksek megapiksel sunuyorlar.
Fotoğraf makinesi alırken nekadar
çözünürlüğe ihtiyacınız olduğunu belirlemelisiniz. Yüksek çözünürlük
iyidir gibi bir yanılgı içerisine düşmemeniz gerekiyor, çünkü yüksek
çözünürlük fiyatı artıran bir etkendir ve ihtiyacınız olmayan birşeye
fazladan ödeme yapmış olursunuz. Çözünürlük mantıken bir kalite birimi
fakat fotoğraf makinesinin değil, çekilen fotoğrafın kalitesi. 1
megapixel bize fotoğrafta 1 inch alan içerisindeki nokta sayısını verir.
Günümüz fotoğraf makinelerine göre
söyleyecek olursak 5Mp bir fotoğraf makinesi ile max. çözünürlükte bir
fotoğraf çektiğinizde çektiğiniz fotoğrafın 1 inch alanında 5 milyon
adet nokta bulunduğu anlamına gelir. En küçük birim olan pixel
dediğimiz bu noktaları bir örnek ile açıklayacak olursak; bir kağıt
üzerine 10 adet aynı boyutta 1″ kenar uzunluğuna sahip kareler çizin
1inch=2,54cm ve ilk kutucuğun içerisine kalem ile 10 adet nokta koyun,
ve her kutuya bir diğerinden 10 fazla nokta koyun son kutuda 100 adet
nokta olmalı. şimdi elimizdeki kağıtta ki kutularda 10 pixel - 100
pixel arası 10 adet görüntü var. Sizce hangisi yoğun ve güzel
görünüyor? İşte çözünürlük kavramı böyle bir şey. Standart fotoğraf
kağıtları için söyleyecek olursak, 10×15cm ebatındaki kağıtlarda 1″lik
alanda 5MP ile çekilmiş resim 5 Milyon pixel barındırır ve aynı şekilde
10Mp bir kamerada 1″ alanda 10 Milyon pixel vardır ve sonuç olarak
baskı kalitesini etkileyen bir unsurdur. fakat baskı kalitesinin en
önemli faktörü fotoğrafı bastığınız yazıcının özelliğidir. Eğer sizin
yazıcınız elinizdeki fotoğrafın çözünürlüğünü desteklemiyorsa, yüksek
çözünürlüğün pek bir anlamı kalmıyor. Çözünürlük tablosu bu konu
hakkında bize bilgi veriyor.
Çözünürlük Tablosu
Baskı Boyutu |
Minimum Çözünürlük |
Gereken Mp Değeri |
2" x 3" |
640 x 480 |
1-Mp ve Üzeri |
4" x 6" |
2048 x 1536 |
3-Mp ve Üzeri |
8" x 10" |
3072 x 2048 |
6-Mp ve Üzeri |
16" x 20" |
3264 x 2448 |
8-Mp ve Üzeri |
İnsanların bir çoğu yüksek çözünürlüklü
fotoğraf makinelsine sahip olduğu halde keliteli resim çekememekten
hatta bazıları kendisinin 7.2Mp makinesinin arkadaşının 5Mp
makinesinden daha kötü fotoğraflar çektiğinden şikayet ediyor. Bu konu
da çok dikkatli olmalısınız bir çok Uzakdoğu ürün üzerinde 7.2Mp
yazmasına rağmen sensörleri 3.1Mp ve firmware ile 7.2Mp olarak
gösteriliyor. Haliyle 1inch başına düşen nokta sayısı aslında 7.2Mp
değil 3.1Mp oluyor buda hoş görüntüler çıkarmıyor ortaya.
ZOOM NEDİR?
Zoom 2 farklı kategoride ele alınır,
"Optical Zoom" ve "Digital Zoom", Açıkcası dijital zoom konusunda
fotoğraf makinasının üzerinde yazılanlar o kadar önem arz etmemektedir
çünkü dijital zoom dediğimiz şey tamamem yazılımsal olan yakınlaştırma
ve fotoğraf kalitesini bozan bir etkendir. Kaliteli fotoğraflar çekmek
istiyorsanız, dijital zoom kullanmayınız dijital zoom ile elde
edeceğiniz yakınlaştırmayı fotoğrafı bilgisayara aktarıp her hangi bir
photo edit programı ile yakınlaştırarak'da elde edersiniz. O yüzden bu
yanılgıya düşmeyin ve fotoğraf makinesi alırken dijital zoom
değerlerini pek ciddiye almayın. Daha ayrıntılı bilgi vermek gerekirse;
Dijital zoom: Optik
zoom'a kontrast olarak, odak uzunluğu ve objeye olan mesafenin
matematiksel ayarlarını yapar. Mantık olarak mevcut olan karenin
çözünürlüğü değiştirilmeden büyültülmesine denir. Her iki yakınlaştırma
özelliği (optik ve dijital) dijital makinelerde bulunduğundan
yakınlaştırma kapasitesi birbirlerine çarpılarak bulunur. Yani eğer A
makinesi 3x optik ve 4x dijital zoom oluşturuyorsa bu totalde 12
yakınlaştırma özelliğine sahiptir anlamına gelir. Ancak dijital zoom'un
bir farkı vardır, o da CCD algılayıcıya düşen obje ebatları objenin
kendiyle aynı ölçülerde olur. CCD ise bu ebatları matematiksel değerler
sayesinde piksel çözünürlüğüne dönüştürür.
Gerçekte optik olarak yapılmayan ve
PC'de makine başında yaptığımız zoom'a benzer bir mantıkla, uzaktaki
objeyi yakına getirmeyi amaçlayan ve sadece dijital kameralarda olan
bir zoom tipidir. Aslında buna bir zoom demek zor olmakla birlikte,
nadiren işe yarayan sonuçları olabilir. Dijital zoom, optik zoomun
bittiği noktada devreye girer ve tıpkı PC'de olduğu gibi, bir görüntü
geliştirme tekniği uygulanarak yakınlaştırmayı sağlar. Dijital zoomun
işe yaradığı alanlar, kadrajı temizleme (açıyı rakamsal olarak
artırma), görülmeyen/seçilmeyen objeleri vizörden seçilir hale getirme
ve objeyi büyütülmüş haliyle fotoğraflama gibi işlere yarayabilir. Ama
pek "önerilen" bir zoom değildir ve çoğu dijital kamera sahibi, dijital
zoom'u hemen hiç kullanmaz, hatta alır almaz, djital zoom özelliğini
kapatır.
Optik zoom: Zoom,
objektif odak uzunluğu ayarını değiştirmenizi sağlar. Bazı istisna
durumlarda, geniş açı ve tele objektif özelliklerini taşır. Birkaç
saniyede yakın plan çekimden geniş plana çıkmak için ayar yapmanızı
sağlar. Hemen hemen çoğu modelde bu özellik bulunmaktadır. 24-35 mm'ye
kadar geniş açı, 80-200 mm'ye kadar standart tele objektif özelliğini
taşırlar. Makinedeki çemberi çevirerek ya da ufak motor kullanarak bu
ayarları kolayca yapabilirsiniz. Artık makinelerdeki değiştirilebilir
lens özellikleri tüm bu ayarları farklı ve istenilen şekilde yapmayı
mümkün kılmaktadır.
Bir fotoğraf makinesinin optik zoom
değeri nekadar yüksek ise fiyatıda o oranda artmaktadır. Standart
olarak bir çok fotoğraf makinesi 3X Optical Zoom değerine sahip. Optik
Zoom fotoğraf makinesinin kullandığı lensin yakınlaştırma değeridir ve
30mt mesafedeki bir cismi 3X optik zoom ile 10mt mesafeye kadar görüntü
kaybı olmadan yakınlaştırabilirsiniz. Aşağıdaki fotoğraf 100mt
mesafedeki bir görüntünün 3 farklı biçimini açıkca gösteriyor.
100mt mesafedeki görüntü Zoom Yok.
3X Optic Zoom
10X optic Zoom
Eğer Zoom kullanacaksanız tripot
kullanarak fotoğraflarınızı çekmenizde yarar var. Çünkü bir nesneyi
zoomladığınızda makinenin hassasiyeti artar ve en ufak titreşimleri
bile görüntüye yansıtır özellikle 6X ve üzeri yakınlaştırmalar da bu
durum rahatsız edici boyutlarda olur. O yüzden tripod kullanarak
fotoğraf çekmeye alışın hem kaliteli hemde eğlenceli fotoğraflar
çekebilirsiniz.
Bu iki etken fotoğraf makinesi
seçiminizi etkileyecek en önemli faktördür. Fotoğraf makinesi alırken
yanılgıya düşmemek için aşağıdaki soruları kendinize sorup fotoğraf
makinelerinin özellik tabloları ile karşılaştırın en uygun makineyi
bulmanızda yardımcı olacak.
KAYIT FORMATLARI NELERDİR?
Dijital dünyada fotografik objeler, bir
sıkıştırma formatı ile bilgisayara aktarılır. Dijital kameralar, bu işi
çekim sırasında halleder. Kimyasal fotoğraflar ise, tarama sonrası
dijital ortama aktarılırlar. En yaygın kullanılan fotoğraf formatı
JPEG'dir.
JPEG: Kayıplı bir
algoritmadır yani JPEG ile sıkıştırılan fotoğraflarda, gözün
göremeyeceği veya çok zor göreceği bazı kayıplar oluşur ama yer ve
zaman kazancı o kadar fazladır ki, buna göz yumulur. JPEG formatında,
sıkıştırma kalitesi veya algoritmaları seçilebilir. Ama JPEG, sürekli
okunup yazıldıkça (yeniden kaydedildikçe), her seferinde biraz daha
fazla kalite kaybettirir. Bu sebeple, fotoğraflarımız ile foto
editörleri aracılığıyla oynama yaparken, orjinallerini muhafaza etmeli,
aynı jpeg'i defalarca kaydetmek yerine, bunu önce kayıpsız bir formata
dönüştürüp, çalışmaları onun üzerinde yapmalı ve nihai aşamada jpeg'e
geri dönmeliyiz.
TIFF: Dijital dünyada
kayıpsız formatlar da vardır. Bunlardan en yaygın olanı TIFF formatıdır
ve kayba izin vermez. Eski ve yaygındır. Bununla birlikte başka
kayıpsız formatlar da vardır. Örneğin PNG gibi. TIFF, artık fazla yer
tuttuğu için pek önerilmiyor ama yaygınlığı sebebiyle, çok yerde
kullanılıyor. En büyük yer tutan format ise BMP formatıdır ve malesef,
basit dosyaları devasa boyutlara getirebilir bu format.
RAW: RAW, dijital
fotoğraf makinelerinin negatifi olarak tanımlanır. CCD veya CMOS
üzerindeki ham veriyi, hiçbir görsel işleme tabi tutmadan bilgisayara
aktarmayı sağlar. Zira aksi belirtilmedikçe dijital kameralar bazı
görsel işlemler yaparlar. Çekilen bir foto, JPEG olarak kaydedilmeden
önce ona white balance uygulanır, ardından keskinlik (sharpening) ayarı
(makinede vardır, tarafımızdan belirlenen bir değerdir) uygulanır,
benzer şekilde kontrast uygulanır ve son olarak, fotoğraf tanımlanan
ölçüde kayıplı olarak sıkıştırılarak, belleğe saklanır. RAW ise,
bunların hiçbirini yapmadan fotoğrafı "ham haliyle" kaydeder ve bir RAW
editör yazılımıyla, bu ayarları bilgisayar başında kendinizin yapmanızı
sağlar. Bu bir anlamda "dijital film banyosu" olarak düşünülmelidir.
Her dijital fotoğraf makinesi RAW formatında kaydedemez. Yeni ve
gelişmiş makineler bu işlemi yapabilmektedir. RAW formatı, kayıplı bir
sıkıştırma olmadığından, disk ve dijital bellek üzerinde fazla yer
tutar, kaydetmesi ve aktarması da fazla zaman alır. Ama ciddi
fotoğraflar genellikle RAW formatıyla çekilir ki, üzerinde istenen
ayarlamalar yapılabilsin.
BİLİNMESİ GEREKEN DİĞER ÖZELLİKLER
Işık Duyarlılığı Nedir?
Işık algılayıcının, ışığa karşı ne
kadar duyarlı olduğunu belirleyen özelliktir ve ISO oranı ile ölçülür.
Çekim ortamında ne kadar az ışık varsa, ISO değerinin o kadar yüksek
olması gerekir. Ancak yüksek ışık duyarlılığı, çoğu zaman, daha kaba
kum tanecikleri (gren) anlamına gelir. Dijital fotoğraf makinelerinde,
her fotoğrafın ışık duyarlılığını ayarlamak mümkündür.
Kendiliğinden Netleştirme (Sharpening) Nedir?
Keskin olmayan bir fotoğraf, "güzel"
olarak algılanmaz. Elektronik yönetim; zıtlık değerleri üzerinden, bir
resim kesiminin keskin olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar
verir. Bu yöntem, neredeyse her zaman başarılı olur çünkü bütün
bulanıklıklar bir tül ile örtülmüş gibi algılanır ve aynı konunun
keskin olan görüntüsünde olduğu gibi, zengin zıtlıklara sahip olmazlar.
Bir görüntünün keskinliği
tanımlamak/değiştirmek için kullanılır. Hemen tüm dijital fotoğraf
makineleri, kullanıcıya bu konuda parametreler sunar ve bu
parametrelerde yapacağınız değişikliklere göre, medyaya kaydedeceğiniz
JPEG dosyası, daha da keskinleştirilir veya keskinleştirilmez. Keskin
görüntülerde objeler, birbirinden daha kolay ayrılır, sınırlar daha
belirgindir. Fotoğrafı keskinleştirme işi, Photoshop gibi görüntü
editörü yazılımlar tarafından da yapılabilir. Keskinlik biraz da tercih
meselesidir ve kimi kullanıcı çok keskin görüntülerden hoşlanırken,
kimisi de biraz daha yumuşatılmış hatları seviyor olabilir. Keskinlik
ile "out of focus" yani odaklanma sorunu birbirine karıştırılmamalıdır.
Keskinlik parametresi ne kadar artırılırsa artırılsın, doğru odaklanma
yapılmamış bir fotoğraf, boğuk ve flu görünecektir. RAW
kayıtlarda, sharpening uygulanmaz ve imaj, ham haliyle kullanıcıya
sunulur. RAW editör yazılımlarıyla dilediğimiz sharpening uygulanıp,
JPEG'e nihai şekli verilebilir.
Ne Tür Flaşlar Vardır?
Dahili: Birçok dijital
kamera 'strobe' de denilen dahili flaşlarla gelmektedir. Küçük ve az
güçlü oldukları için çoğu dahili flaşın menzili limitlidir. Flaşın
yakılması dijital kameranın pilinin daha çabuk bitmesine neden olduğu
da unutulmamalıdır.
Auto-flaş: Flaşı sadece ek ışık gerektiğinde yakan bir özelliktir. Bu dijital kameranın ışık sensörüyle ölçülür.
Flaş yoğunluğu: Bazı dijital kameralarda bulunan flaşın yayacağı ışık miktarını belirlemenize imkan sağlayan özelliktir.
Bazı flaş üreticileri şunlardır: Olympus, Minolta, Canon, Sigma, Sunpak, Nikon, Metz.
Kendiliğinden Pozlama Nedir (AE)?
Mevcut ışığın, ölçüldükten sonra kayda
alınmasına pozlama denir. Dijital fotoğraf makinelerinde üç çeşit
pozlama ölçümü kullanılır: Merkez ağırlıklı ölçümde makinenin
elektronik ölçerleri bütün konuyu tarayıp, aydınlık ve renk değerlerini
tespit ederler. Sonra bu değerler ortalanır ancak, resmin merkez bölümü
daha ağırlıklı olarak değerlendirilir çünkü orada, konunun en önemli
bölümü veya konunun kendisinin bulunduğu varsayılır. Nokta ölçümde,
fotoğrafçının seçtiği herhangi bir nokta esas alınır ve pozlama
değerleri, buna göre belirlenir. Çok alanlı ölçüm ise merkez ağırlıklı
ve nokta ölçümlerin ortasını oluşturur. Resim alanı, kenarlarda genişçe
ve merkezde nokta ölçümdekinden biraz daha büyük olan, alanlara bölünür
ve böylece merkezin daha ağırlıklı olması sağlanır.
Dar ve Geniş Açı Nedir?
Değişken objektiflerin standart olarak
kullanıldığı fotoğraf makinelerinde dar açı ve geniş açılı çekimler
yapmak mümkündür. Gözümüzün odak uzaklığı, yaklaşık olarak 50 mm'ye
eşdeğerdir. Böylece, bu değerin altında olan bütün odak noktaları
"Geniş açı", üstünde olan bütün değerler de "Dar açı (Tele)" olarak
adlandırılır. Örneğin, göreceli olarak: Yan yana duran 9 kişilik bir
grubu çekmek istediğimizde, normal açı (50mm) ile çekim yaptığımızda
karemize 5 kişi sığar; gruba olan mesafemizi değiştirmeden geniş açıya
aldığımızda karemizde 9 kişi görünür; dar açıya geldiğimizde ise,
sadece 1 kişi kareyi dolduracaktır.
Kontrast Nedir?
Kontrast da, tıpkı Sharpening gibi bir
parametredir ve oluşacak sonuç görüntüde renklerin birbirine zıtlığını
belirlemek amacıyla, kullanıcı tarafından değiştirilir. Kontrastı
artırılmış fotolarda objeler ve renkler birbirinden daha ayrı ve
farklılığı gayet belirgin şekilde sunarken, düşük kontrastta renkler
birbirine daha yakınca olur ve fotoğrafa soft (yumuşak) bir hava katar.
Kontrast parametresini de varsayılan ayarlarda tutup, bu tip
çalışmaları foto editörü yazılımlarla yapmak daha doğru bir harekettir
zira bu yazılımlarda kontrastı dilediğimiz gibi artırabilir veya
azaltabiliriz. RAW kayıtlarda, contrast parametresi değerlendirmeye
alınmaz ve imaj, ham haliyle kullanıcıya sunulur. RAW editör
yazılımlarıyla dilediğimiz kontrast uygulanıp, JPEG'e nihai şekli
verilebilir.
Image Stabilization Nedir?
Yüksek optik zoom sağlayan "zoom" ve
"telefoto" lenslerde, objeye iyice yakınlaşma durumunda, en ufak bir
titreme bile, kadrajda (çerçevelenen alan) çok ciddi sapmalara yol
açabilmektedir. Bu sebeple, yüksek zoom değerlerinde tripod
kullanılması tavsiye edilir. Günümüzün yüksek zoom sağlayan dijital
kameralarının ve kimyasal SLR makine lenslerinin bazıları, bu ufak
titreşimleri absorbe etmek için mekanizmalar içerir. Bu titreşim
engelleyip, objeyi düzgün çekilde çekebilmemize yarayan mekanizmaya
Image Stabilisation denir. Eğer sahip olduğumuz lens, 3-4x'in
üzerinde optik zoom sağlıyorsa, genellikle "image stabilisation"
özelliğine de sahiptir ama böyle bir seçenek vermeyen makineler de
vardır. Bu tip makinelerde, eldeki minör titremeler yani tripodsuz
çekimler, bazen sıkıntıya yol açar ve objenin çekim sırasında
titrediği, bozuk odaklandığı durumlarla karşılaşılabilir. Eğer
yüksek zoom yeteneğine sahip bir lens kullanmak istiyorsak, o lensin IS
özelliğine sahip olmasını beklemeli, cihaz alırken bu olanağı sağlayıp
sağlamadığını kontrol etmeliyiz. Aksi takdirde maksimum zoomda birçok
çekimimiz "çöp" olarak kalabilir.
Beyaz Ayarı Nedir?
Dijital fotoğrafçılığın diğer bir
yeniliği olan beyaz ayarında dijital makineler, kendilerini renkler
konusunda standardize ederler. Yani mevcut olan renk ve ışık değerleri
ölçülüp, var olan ışığın renk ısısı hesaplanır. Birçok makinede, bu
işlemi el ile yapmak mümkündür ve bu şekilde, mevcut olan ışığın
ahengini yansıtan fotoğraflar çekilebilir. Otomatik veya el ile yapılan
beyaz ayarından sonra makine, hesapladığı değerleri gün ışığının renk
ısısı değerlerine çevirip, bundan sonra yapılan çekimlerin verilerine
uyarlar ve belleğe alır. Böylece yapay ışık altında yapılan çekimler
bile, gün ışığında çekilmiş gibi görünür.
Örnek vermek gerekirse; Bir beyaz
kartonu sabah gördüğümüzde farklı, öğlen gördüğümüzde farklı, bulutlu
havada gördüğümüzde farklı, akşam gün batımında gördüğümüzde farklı
tonlar aldığını görürüz. Biz onun beyaz olduğunu biliriz sürekli ama
ortamdaki ışık kaynağının ona kattığı bir ekstra renk değeri vardır.
Örneğin evin içinde yanan sarı bir lamba, dışarıdan bakıldığında hafif
yeşilimtrak ya da buz beyazı havası barındırır. Ama aynı ortamda
bildiğimiz ampul kullanılırsa, bu defa sarımtırak bir hava sunar. İşte
tüm bu "ışık kaynağı farklılıkları", objelerin gerçek renklerini hayli
değiştirir ve bu ortam sıcaklığı dikkate alınmadan yapılan çekimlerde,
bazen insanların yüzlerinin ölü gibi bembeyaz/hafif yeşilimtrak, bazen
de olduğundan çok daha sarı, sıcak, hatta kırmızıya çalan bir halde
olduğunu görürüz. Bu sebeple çekim yaptığımız ortamda, white balance
denen bir ayar yapmamız gerekir. White balance (beyaz dengesi),
ortamdaki beyazın gerçek beyaz, diğer renklerin de gerçek haline uygun
çekim yapabilmemiz için, makineye "ortamdaki renk sıcaklığını" tanıtmak
demektir.
Günümüzdeki bir çok makine, ortamdaki
renk sıcaklığını kendisi tespit edebilmektedir. Bunu da, en beyaz
kareyi baz alarak yapar ama eğer ortamda bunu sağlayacak bir renk
dağılımı yoksa, otomatik beyaz dengesi doğru yapılamayabilir. Bu
sebeple, renklerle uğraşıp, ışık kaynaklarına aşina oldukça, renk
dengesini kendimizin kurması daha doğru bir tercih olacak ve beyaz
dengesinin daha doğru yapılmasıyla, daha iyi renk tonları elde edeceğiz.
Ölü Piksel Nedir?
Makinedeki CCD/CMOS sensörlerinden
birisinin arızalı olması durumudur. Bu durumda ilgili piksele karşılık
gelen alanda hiçbirşey olmaz. Ölü pikseller bazen beyaz bir nokta,
bazen renkli bir nokta şeklinde belirir ve her fotoğrafta bulunur. Bu
bir hatadır. Tıpkı LCD ekranlarda olduğu gibi, ölü piksellerin
fazlalığı çok rahatsız edicidir. Fazla sayıda ise, cihaz
değiştirilmelidir. Hatta yüksek kaliteli profesyonel cihazlarda, tek
bir ölü piksele bile tahammül olmaz ve garanti kapsamındadır. Ölü
piksellerin giderilmesi, photoshop gibi yazılımlarla çok kolay
yapılabilir ama çok fazla ölü piksel olursa, bu iş çok yorucu bir hale
gelebilir. Bu sebeple, cihazı almadan önce ölü piksel testinizi iyice
yapın ki, sonra bu "baş ağrısı" ile uğraşmak durumunda kalmayın.
Film Rasyosu Nedir?
Bir dijital filmin çözünürlüğünde,
yatay alanın, dikey alana oranına image ratio veya rasyo denir.
Profesyonel seri cihazlar, genelde 35mm klasik filmle eşdeğer olarak,
3/2 rasyosunu kullanırlar. Yani yataydaki her üç piksele karşılık,
dikeyde iki piksel oranını korurlar. Örneğin 6MP bir dSLR makine,
3072x2048 çözünürlüğünde foto çeker. Buna karşılık consumer ve prosumer
serisi cihazlar, ideal ekran rasyosu olan 4/3'ü kullanır. Bunlarda,
yatayda her 4 piksele karşılık, dikeyde 3 piksel ile orantı kurulur.
Burada bir önemli noktaya gelmiş oluyoruz. Profesyonel cihazlar genelde
"kağıt üzerine baskı" alanında çalıştıklarından, kağıt baskı
temellerini baz alırlar. Oysa giriş ve orta seviye cihazlarda hedef
doğrudan kağıt değil, ekrandır ve ekran çözünürlüklerindeki yaygın olan
4/3 rasyosunu baz alırlar. Tabi bu durum, giriş seviyesi cihazlarla
çekilen fotoların kağıda bastırılamayacağı anlamına gelmez. Onlar da
fotoğraf kağıdına basılır ve hiçbir sorun yaşanmaz. Sadece kağıt
ebatlarına göre sağdan soldan/yukarıdan aşağıdan ufak kırpmalar
yapılabilir ki, bazen aynı kırpmalar, profesyonel cihazlar için de
yapılmaktadır.
Noise Nedir?
Noise, bir fotoğraftaki istenmeyen
noktacıklardır. Film dünyasında buna grain adı verilirken, dijital
dünyada noise (gürültü) denmektedir. Sensörlerin kendisine düşen ışığı
doğru analiz edememesi ile ilgili bir durumdur ve noise seviyesi
yükseldikçe, görüntü kalitesi düşer. Günümüzde iyi makineler, çok az
noise üretmeleriyle ünlüdür. Buna karşılık daha düşük kalite makineler,
daha fazla gürültü üretirler ve görüntü kalitesini bozarlar. Bu
noktacıklar, özellikle açık renk alanlarda iyice çekilmezleşebilir.
Noise seviyesi, muhtelif parametrelerle
ilgilidir. Ortak noise problemleri, yüksek ISO değerlerinde ve az
ışıklı ortamlarda kendisini gösterir. Buna karşılık ortak olmayan noise
problemleri de vardır ve makineden makineye farklılık gösterebilir.
Bazı makinelerin dijital algoritmaları, noise seviyesini düşürecek
şekilde gelişmişken, bazıları değildir. Benzer şekilde bazı yüksek MP
değerine sahip makinelerde CCD/CMOS'taki devreler kalitesizdir ve fazla
noise üretir. Bu durum, devrelerin birbirine yakınlığı ile de
ilgilidir. Nasıl işlemcilere daha fazla transistör sığdırdıkça, daha
fazla ısı sorunu ortaya çıkıyorsa, CMOS ve CCD'lere de daha fazla
piksel koymak, daha çok noise üretmesini sağlamaktadır zira noise,
pikseller arası elektronik bir sorundur. Bu sebeple, kaliteli
profesyonel cihazlar yüksek MP değerlerine sahip olmalarına rağmen,
ışık devrecikleri arasındaki mesafe daha fazladır ve sensörler
birbirini daha az etkiler. Buna karşılık daha ucuz makinelerde
sensörler daha sıkışık bir alana toplanır ve noise artar zira sensörler
birbirine parazit yapar. Pahalı makineler büyük sensörler kullanabilir.
Büyük sensörler daha pahalı, daha maliyetlidir ve makinenin ebatları da
buna müsaittir. Oysa müşteri seviyesi cihazlar daha ufak sensör
kullanır ve maliyetten kurtarmaya çalışır. Kaldı ki, giriş seviyesi
cihazlar genelde ufaktır ve bir de "yer" sorunları vardır.
EXIF Nedir?
Bir dijital fotoğraf, sadece görüntü
imajından oluşmaz. İçinde, o fotoğraf hakkında diğer bilgileri de
barındırır. Bu bilgilere EXIF (Exchangeable Image File) adı verilir.
EXIF bilgileri, fotoğrafın hangi makineyle, ne zaman, hangi fotografik
detaylarla çekildiğini, pozlama süresini, diyafram açıklığını ve diğer
birçok bilgiyi barındırır. Bu bilgiler, birçok fotoğrafçı için çok
önemlidir ve fotoğraf anını kağıda not almak yerine, bu bilgilerden
yararlanılır.
Günümüzde hemen tüm dijital kameralar,
EXIF bilgilerini kaydedebilmektedir. EXIF bilgileri, fotoğrafın
büyüklüğünü biraz artırdığı için, web ortamında yayımlanan
fotoğraflarda bu bilgiler genelde temizlenerek, alan kazancı sağlanır.
Buna karşılık makineden çıkan haliyle JPEG içine gömülüdür ve fotoğraf
hakkında tüm detayı sakladığı için, çok büyük rahatlık sağlar.
Günümüzün ciddi foto editör programları ile bu detay bilgileri
görülebildiği gibi, Windows XP ortamında bile, dosya özelliklerinden
inceleme yapılabilir.
Buffer Nedir?
Buffer, bir tampon bellektir ve çekilen
fotoğrafın karta aktarılmadan önce bulunduğu alandır. Temel olarak
kayıt işlemi şöyle yürür. Bir fotoğraf çekilir ve onun CCD üzerindeki
hali, buffer dediğimiz alana aktarılır. Bundan sonra (makinenin
ayarlarına göre) bir dizi prosesten geçer ve nihai JPEG (veya RAW)
oluştuktan sonra, o dosya, karta aktarılır. Buffer'lar genelde
birkaç kareyi ardarda çekebilecek kadar büyüktür. Zaten işlevleri de,
fotoğrafçıya bu şansı vermektir zira buffer olmasa, her çekilen görüntü
önce prosesten geçecek, sonra karta yazılacaktır. Bu ciddi bir süredir
ve bu süre boyunca yeni fotoğraf çekme şansımız olmaz. Oysa buffer,
ardarda çekilen birkaç fotoğrafı hızla hafızaya alır ve biz yeni kareyi
çekmeye çalışırken, onu CF kart üzerine yazan süreç, arka planda devam
eder. Makinelerin burst modda (seri çekim) yapabilecekleri çekim
sayısı, buffer büyüklüğüne bağlıdır. Eğer buffer küçükse, seri çekim
sayısı azalır, buffer büyükse, seri çekim sayısı artar.
AF Assist Lamp Nedir?
Günümüzdeki hemen tüm makineler AF yani
auto focus (otomatik fokuslama) özelliğine sahiptir. Deklanşöre yarım
basınca, fokuslama yapılır. Bazı durumlarda (özellikle ışığın az olduğu
ortamlarda) odaklamanın tam yapılıp yapılmadığını anlamak zordur. Bu
sebeple bazı dijital kameralarda, fokuslamanın tamam olduğuna dair bir
ışık yanar. Buna AF assist lamp adı verilir ve fokuslamanın yapıldığını
belirtir. Bazı makinelerde fokuslamanın yapıldığı sesli bir uyarı ile
de belirtilebilir. Gerek ışık ve gerekse sesli uyarı, gerçekten
fotoğrafçıya yardımcı olan unsurlardır zira ışığın az olduğu ortamlarda
fokuslama zordur.
Ne Tür Ayarlar Vardır?
Portre modu:
Çekeceğiniz obje net, arka planı ise hafif flu çıkar. Portre
fotoğraflarında insan duygusunu öne çıkarma kaygısı olmalıdır. Bu kural
portre fotoğrafçılığın temelini oluşturur. Yüzeysel gülümsemeler ve
sıkıcı pozlardan uzak durmanızı tavsiye ederiz. Portre çekimlerinde
seçilecek mekan önemlidir.
Manzara Modu: Daha
canlı geliştirilmiş manzara çekimleri için kullanılır. Fotoğrafını
çekeceğiniz konudan uzak ya da yakın durmanızı öneririz. Konu olarak
seçtiğiniz manzarının ortasında durup, çekim yapmanız iyi sonuçlar
vermez.
Spor modu:
Fotoğraflarınızda daha dinamik ve canlı görüntüler elde etmek
isterseniz spor modunu kullanmaktan çekinmeyin. Size hareketli objeleri
rahatlıkla donduracağınız anları yansıtır. Yüksek enstantane de çekecek
olursanız görüntülerin bulanık çıktığını göreceksiniz.
Günbatımı modu:
Kırmızı rengin ağırlıkta olduğu yüksek Kelvin derecesindeki renk
ısısının fotoğraflarınıza yansımasını sağlar. Bu modda flaş
kullanmanıza gerek kalmaz. Pozlama ölçümünde, fotoğraf makinenizle
güneşi ölçerek ayar yapmamanızı tavsiye ederiz. Fotoğraf makinesinde
bulunan mercek, güneş ışığını doğrudan gözünüze yansıtır ki, bu çok
güçlü bir yansımadır. Bu da birçok amatör fotoğrafçının yaptığı bir
hata olarak bilinir. (Fotoğraf makinesi ile doğrudan güneşe bakılması
gözde ciddi sağlık problemlerini doğurur).
Parti/İç mekan modu:
Arka plan detaylarını, mum ışığı ve diğer ışık efektlerini kolayca
yansıtmanızı sağlar. İç mekânlardaki çekimlerde ışık önemli bir
unsurdur. Bu nedenle, ışığın yetersiz kaldığı çekimlerde fotoğraf
makinenizin flaşını kullanmanızı ve yeterli ışığı yakalayabilmek için
makinenizin ISO ayarını yüksek moda getirmenizi öneririz.
Plaj/Kar modu: Sahil
ya da karlı mekan gibi alanlardaki dikey güneş ışınlarını ve
yansımalarını kolaylıkla parlaklık yaratmadan çekmenizi sağlar. Metal
ve benzeri objelerin çekimleri zor olur.
BAĞLANTILAR
Televizyon Bağlantısı:
Fotoğraf makinenizin kutusundan çıkan
AV kablosunu, AV OUT (AV çıkışı) soketine yerleştirin. Eğer enerji
ikmali ihtiyacınız varsa bu işlem esnasında DC IN 5V adaptör soketini
cihazınıza bağlayın.Kablonun diğer ucunu televizyonunuzun Audio/Video
girişlerine yerleştirin. Fotoğraf makinenizi ve televizyonunuzu açın.
Cihazınız açıldıktan sonra çektiğiniz fotoğrafları televizyonda
seyredebilirsiniz.
Bilgisayar Bağlantısı:
USB kabloyu kullanarak fotoğraf
makinenizi bilgisayarınıza bağlayın. Bağlantıdan sonra fotoğraf
makinenizi açın. Bilgisayarınız ve fotoğraf makineniz data transferine
başladığı zaman fotoğraf makinenizde yanıp sönen bir ışık olacaktır.
Yazıcı Bağlantısı:
Fotoğraf makinenizi yazıcınızın USB
kablo girişlerine bağlayın. Eğer enerji ikmali ihtiyacınız varsa bu
işlem esnasında DC IN 5V adaptör soketini cihazınıza bağlayın.
Bağlantıları tamamladıktan sonra yazıcınızı açın.
AKSESUARLAR
Hafıza Kartları
En yaygın kullanılan kart şekli olan SD kart olarak
da adlandırılan bu hafıza kartı "Multimedia" kartın, dolayısı ile
"SmartMedia" kartın geliştirilmiş şeklidir. Diğer kartların aksine,
istenmeden kayıt yapmayı veya silmeyi önlemek için koruma mekanizması
vardır. Bu kartlar, hızlı aktarım sağlar ve farklı güvenlik önlemleri
sunarlar.
|
Hafıza kartları, dijital fotoğraf
makinesinin filmleri gibidir. Bir elektronik bellektir ve makinenin
içine takılır. Çok az enerji tüketirler ve onbinlerce kez yazılıp
silinebildikleri için, sınırsız çekim olanağı sağlarlar. Günümüzde
Compact Flash (CF) en yaygın olanıdır ama Memory Stick (MS), Smart
Media gibi çeşitleri vardır. Hafıza kartları, makineniz hangilerini
destekliyorsa o yapıda olmalıdır. Bazı makineler, birden fazla tipte
hafıza kartını destekleyebilmektedir.
Günümüzde hafızaların fiyatları oldukça
düşmüştür. Özellikle CF kartı fiyatları, son derece ucuzlamış, hızları
da çok artmıştır. Hızlı bir hafıza kartı, fotoğrafların hızla
aktarılmasını sağlayacağı için, hem çekim sırasında ve hem de PC'ye
aktarırken avantaj sağlar. Yukarıdakilerin dışında, farklı bir
hafıza tipi daha vardır ama bir kart şeklinde değildir. Lisansı IBM'e
ait olan "microdrive", aslında CF kartı büyüklüğünde bir mini disktir.
Genel olarak MB başına maliyeti daha düşüktür ve bazı modelleri
hızlıdır ama bazı dezavantajları da vardır. Örneğin fazla enerji
harcarlar ve ilk açılışı biraz yavaşlatabilirler. Tabi bir manyetik
disk ve hareketli bir ünite olduğundan, düşme/çarpma gibi durumlara
hafıza kartlarından daha duyarlıdır. |
Secure Digital Kart:
En yaygın kullanılan kart şekli olan SD kart olarak da adlandırılan bu
hafıza kartı "Multimedia" kartın, dolayısı ile "SmartMedia" kartın
geliştirilmiş şeklidir. Diğer kartların aksine, istenmeden kayıt
yapmayı veya silmeyi önlemek için koruma mekanizması vardır. Bu
kartlar, hızlı aktarım sağlar ve farklı güvenlik önlemleri sunarlar.
Memory Stick (MS-MS PRO DUO) Kart: Kayıt işlemi, ani kayıt birimleri ile yapılır ve dahili yönetim merkezi, makine ile olan ilişkileri düzenler.
Compact Flash (CF) Kart: Diğer, birçok hafıza kartları ile karşılaştırıldığında CF kartlar, yüksek kapasite ve az enerji harcamaları ile dikkat çekerler.
xD Picture Kart: Çok
hızlı veri aktarımları için geliştirilmiş olan kart, diğer hafıza
kartları gibi "Ani hafıza tekniği" ile çalışır. Uygun adaptörler ile CF
kart yuvalarına yerleşebilir. 8GB kapasiteye kadar geliştirilecektir.
Multimedia Kart: "SmartMedia"
standardında üretilen, yani "ani hafıza tekniği" ile çalışan çok amaçlı
kullanılan bu kart, bir adaptör vasıtası ile PC-kart yuvalarında
kullanılabilir.
Microdrive Kart: Dijital
fotoğraf makinelerinde kullanılacak kadar küçük ebatlarda bir gövdeye
sığdırılmış ve daha çok bilgisayarlar için düşünülmüş bir ek hafızadır.
Bu hafıza türünün, fotoğraf makinelerindeki kullanımı açısından, bazı
dezavantajları vardır.
Güç Kaynakları
Bir dijital kameranın en kötü
özelliklerinden biri çok yüksek miktarda enerji tüketmesidir. Üzerinde
bulunan elektronik parçalar yüzünden normal bir fotoğraf makinesinden
çok daha fazla bataryaya ihtiyaç duyar. Bataryaları 2 saat civarı
dayanabilen kameralar çok iyi kabul edilirler.
Bataryalar: Dijital
kameralar birkaç dakika içinde bataryalardaki gücü emip bitirebilirler.
Bu sebeple sürekli batarya değiştirmenin maliyetini ve uygunsuzluğunu
ortadan kaldırmak için ya bataryası şarj edilebilen modeller seçin ya
da şarz edilebilir bataryalar alın. Dijital kamera alırken batarya
durumunu seçme şansınız pek olmaz. İhtiyacınıza en uygun kamerayı
belirledikten sonra içinden çıkan Alkalin bataryalar ile birkaç poz
çektiğinizi görerek çok hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. AA ya da
AAA tipi kalem batarya kullanan makineler için en iyi seçim NiMH tipi
bataryalardır. Ancak bunların özel şarj cihazları olduğunu unutmayın.
Çoğu makine yanında şarj cihazı olmadan gelir ve sizin hem yeni
bataryalar hem de şarj cihazı almanız zorunludur. Bu bataryalar pek
ucuz değillerdir ancak dijital bir kamera için başka seçenekler çok
mantıklı olmaz. Hatta 4 bataryayla çalışan bir makine için en az 8 tane
NiMH batarya almanız önerilir zira bir takımını şarj ederken diğerini
kullanabilirsiniz. Yoksa birkaç saat beklemek zorunda kalırsınız. Bu
konudaki en iyi seçenek ise kendinden bataryalı (çoğu Li-ion tipi
batarya kullanırlar) dijital kameralardır. Bunlar çok yüksek verim
gösterirler ve kameranın yanında şarj adaptörü de geldiği için ekstra
masraf yapmanıza gerek kalmaz. Kullanım süreleri uzun, şarj süreleri
kısadır. Kullanılabilecek batarya çeşitleri şunlardır :
Alkalin: Şarj edilemezler ve hiç dayanıklı değillerdir.
NiCD (Nikel Kadmiyum): Şarj edilebilirler ancak çok verimli değillerdir.
NiMH (Nikel Metal Hidrit):
Şarj edilebilirler ve verimlidirler. Bu tür doldurulabilir piller,
karşılaştırmalarda çok iyi değerlendirilirler çünkü, çok iyi
fiyat-başarı oranları vardır. Bir kere doldurulduğunda, Nikel-Katmiyum
pillere nazaran yaklaşık 1,5 kat daha fazla dayanırlar.
Li-ion (Lityum İyon Pil):
Şarj edilebilirler, çok uzun süre dayanırlar ve çok verimlidirler.
Ayrıca çok da pahalıdırlar. Bu tür piller, dijital fotoğraf
makinelerindeki kullanıma çok uygundur. Bu dayanıklılıkları sayesinde
fotoğraf makineleri için uzun süreli kullanılabilir. Çok yüksek
kapasiteye sahip olmamalarına rağmen fotoğraf makineleri için tercih
edilen bir seçimdir.
AC adaptörü: Birçok
dijital kamera ile paketlenmiş olmadıkları için bir elektrik fişinden
aldığı güçle ve tripod yardımıyla istediğiniz sürece devamlı çekim
yapmanızı sağlayan AC adaptörlerini ayrıca elde etseniz çok iyi
yaparsınız.
Fotoğraf Kağıdı
Çektiğiniz fotoğrafları evde basmak
için görüntü kalitesini ön plana çıkaracak fotoğraf kağıtlarına
ihtiyacınız olacak. Mat kağıtlar, beyaz renkleri, kontrast ölçülerini,
gölge ve renk tonlarını çok daha iyi gösterme özelliğine sahiptir.
Parlak kağıtlar, çekimde meydana gelen hataları kapatmanız için
idealdir. Albümlerde saklama ve renk kalitesini daha üzün süre kalıcı
sağlamaya yöneliktir. Daha çok yumuşak tonlar ve keskin olmayan
detaylar verebilme özelliği vardır.
Tripod
Fotoğraf makinesini sabitleyerek titremesini engelleyen araçtır.
Düşük ışıklı çekim ortamlarda uzun pozlama gerektiğinden makinenin
titreme riski vardır ve fotoğrafların flu çıkmasına yol açar. Bunu
önlemenin en kolay yolu tripod kullanmaktır. Hasas sarsılmazlık
sayesinde yakın çekim fotoğraflarda da daha net sonuçlar alınır. |
|
Yazıcı
|
Basmak istediğiniz doküman ya da
fotoğraflar için ihtiyacınıza uygun bir yazıcı, en doğru seçim
olacaktır. Yazıcılar kendi içlerinde bu amaçları en iyi şekilde
karşılamak için çeşitlere ayrılır. Fotoğraf Yazıcısı, küçük ve orta boy
baskılarda en çok tercih edilen yazıcıdır. Fotoğraf makinesine doğrudan
bağlanabilme özelliği vardır. Termal yazıcı, yüksek kalite ve
performansta çıktı almanızı sağlar. Kontrol panelinin kolaylığı ve iç
parçalara rahat ulaşımı sayesinde kağıt ve mürekkep değişiminin kolay
olması bu yazıcıyı kullanıcı dostu yapmaktadır. Mürekkep püskürtmeli
yazıcılar, fotoğraf baskıları için doğru bir seçim değildir. Mürekkebi
kağıt üzerinde dağıtarak baskı işlemini zorlaştırır. Hem fotoğraf hem
de doküman baskılarında inkjet yazıcılar da tercih edilebilir.
Inkjet'ler de mürekkep püskürtmelidir ve fotoğraf basabilme özellikleri
olduğundan kaliteli sonuçlar alabilirsiniz. | Çanta
Fotoğraf makineniz için amaca uygun,
dayanıklı malzemelerden üretilen bir çantaya ihtiyacınız vardır.
Genelde su geçirmeyen kumaşlardan veya deri gibi dayanıklı
malzemelerden üretilir. Aksesuarları taşımak ve korumak için bu
çantaların iç kısımlarının darbelere dayanıklı kumaştan olmasına özen
gösterin. Çantaların sırt, bel ve omuz askılı modelleri vardır, bu da
size rahat taşıma imkânı sağlar. |
|
FOTOĞRAF MAKİNASI SATIN ALIRKEN
Öncelikle İhtiyaçlarınızı Doğru Olarak Belirleyin:
Bir fotoğraf makinesi almadan önce
makineyi ne için kullacağınızı belirlemelisiniz. Ara sıra mı fotoğraf
çekeceksiniz yoksa fotoğraf çekimi konusunda uzmanlaşmak mı
istiyorsunuz? Çektiğiniz fotoğrafları sadece bilgisayar ekranından mı
izleyeceksiniz yoksa baskı almayı düşünüyor musunuz? Öncelikle bu
ayrıntılara karar vermelisiniz, aksi taktirede ihtiyaçlarınızı
karşılamayan bir fotoğraf makinesini ya da hiç kullanmayacağınız
özellekleri olan bir fotoğraf makinesini gereksiz yere satın almış
olursunuz.
Sensörler Önemlidir:
Dijital fotoğraf makinelerinde
çözünürlüğü belirleyen ve kaliteyi doğrudan etkileyen makine içerisinde
bulunan sensördür. Sensörler CCD (Charge-Coupled Device) ve CMOS
(Complementary Metal Oxide Semiconductor) olmak üzere iki çeşittir.
Eğer D-SLR fotoğraf makinesi almayacaksanız CCD sensörü tercih etmeniz
daha doğru olacaktır.
Mega Pixellere Kanmayın:
Fotoğraf makinesi satın alırken mega
pixel olarak yüksek olanı alarak doğru bir seçim yapacağınızı
düşünüyorsanız, kesinlikle yanılıyorsunuz. Yüksek mega pixellik bir
fotoğraf makinesi size çekici geliyor olabilir ama bu sınıfta bulunan
ve doğru düzgün odaklama dahi yapamayan bir fotoğraf makinesi almak
yerine, daha düşük mega pixellik ama daha gelişmiş özellikleri olan bir
fotoğraf makinesi alabilirsiniz. Yüksek mega pixelli makineleri sadece
çok büyük boyutlarda baskı alma ihtiyacı duyuyorsanız ya da bir
fotoğrafı bilgisayar ortamında büyütüp crop ile detay almaya yönelik
bir çalışma yapacaksanız satın alabilirsiniz.
Ayrıca bazı
fotoğraf makinelerinin üzerinde yazan 8MP ya da 6MP gibi ifadeler sizi
yanıltmasın. Çünkü bazı makineler 3 ya da 4 megapixellik efektif
çözünürlüğe sahip olup daha yüksek çözünürlüklere ulaşabilmek için
"interpolasyon" yöntemine başvurmaktadır. Bu yöntem, bilgisayar
ekranında gördüğünüz bir fotoğrafa zoom yapmakla hemen hemen aynı
işleyiş tarzına sahiptir. Yüksek megapixele ihtiyaç duyan fotoğrafçılar
bu tip makineleri asla kullanmazlar. Kısacası; gerçek, yani efektif
çözünürlük önemlidir.
Fotoğrafa Müdahele:
Eğer fotoğraf çekimi konusunda
meraklıysanız ya da fotoğrafı fotoğraf gibi çekmek istiyorsanız,
mutlaka manuel ayarları ile çekilecek olan fotoğrafa müdahale etmenize
olanak tanıyan modelleri seçmelisiniz. Sadece tatil ya da anı
fotoğrafları çekecekseniz ve fotoğraf çekmeye çok da meraklı değilseniz
sadece otomatik ayarları olan bir fotoğraf makinesi de işinizi
görebilir.
Zoom:
Hemen hemen her dijital fotoğraf
makinesi zoom, yani uzağı yakınlaştırma kabiliyetine sahiptir. Bunu iki
yolla yaparlar, optik ve dijital zoom. Bunlardan önemli olanı optik
zoom'dur. Optik zoom; makinenin objektifi kullanılarak yapılan bir
odaklama işlemidir. Diğital Zoom ise; Fotoğraf makinesinin algıladığı
görüntü boyutlarını büyütmesidir. Bu sebeple sadece digital zoom'a
sahip olan bir fotoğraf makinesi satın alındığında, zoom konusunda çok
da tatmin edici sonuçlara ulaşılamayabilir.
Macro Fotoğraflar:
Eğer çevrenizdeki minik şeylerin
detaylarını fotoğraflamak hoşunuza gidiyorsa alacağınız fotoğraf
makinesinin macro odak mesafesine mutlaka bakmalısınız. Yüksek macro
odak mesafelerine sahip olup da (10-15cm gibi), çok daha gelişmiş bir
fotoğraf makinesini almak, macro fotoğrafları çekmeyi seven birisi için
tamamen gereksiz bir harcama olacaktır.
Manzara Fotoğrafları:
Ağırlıklı olarak manzara fotoğrafları
çekmeyi düşünüyorsanız geniş açılı objektife sahip bir fotoğraf
makinesi almak en doğrusu olacaktır. Aynı zamanda panoramik fotoğraflar
çekebilme özelliği olan makineleri de tercih listenize
ekleyebilirsiniz. Ancak panoramik olarak çekilecek fotoğraflar için
tripod kullanmanın önemini de unutmamak lazım.
Karanlık Ortam Çekimleri:
Karanlık ortamlarda çekim yapmak için
öncelikle flash'a ihtiyaç varıdr. Flash mesafeleri yeterli olan
fotoğraf makinelerini ya da ihtiyaç olursa extra flash takılabilen
fotoğraf makinelerini tercih etmek daha doğru olacaktır. Ayrıca
alacağınız fotoğraf makinesinde, loş ortamlarda odaklamayı
kolaylaştıracak oto fokus asistan ışığının (AF Assist Light/Beam)
olmasına dikkat edin. Gece manzara fotoğrafları çekmeyi düşünüyorsanız
da, düşük perde hızlarına ulaşabilen (Ör: 15sn) ve düşük ISO
değerlerine (Ör: ISO 50) sahip olan bir fotoğraf makinesini satın
almak, gece fotoğraflarınızda kaliteyi arttıracaktır.
Piller:
Eğer çok sık fotoğraf çekmeyi
seviyorsanız, özellikle medeniyetten uzun süre ayrı kalacaksanız, kalem
piller ile çalışan modelleri tercih etmenizde yarar vardır. Bir gezi
esnasında biten pillerinizi bir bakkaldan satın alabileceğiniz piller
ile çok çabuk değiştirip, çekimlerinize devam edebilirsiniz. (Günümüzde
şarj edilebilen kalem piller 2400mAh, 2500mAh'lik değerlere
ulaşmıştır.) Ayrıca örnek vermek gerekirse; fotoğraf makineniz 2XAA
kalem pil ile çalışıyorsa iki adet daha yedek bir set almakta fayda
vardır.
Kutu İçeriği:
Fotoğraf makinesini satın alırken
dikkat etmeniz gereken önemli noktalardan birisi de kutu içeriğidir.
Genellikle kullanım klavuzlarında kutu içeriği hakkında detaylı bilgi
verilir. Bunu mutlaka kutu içeriği ile kıyaslamalısınz. Hafıza kartı,
bilek ya da boyun askısı, kullanım klavuzu, garanti belgesi, lens
kapağı, piller, şarj aleti, USB- bağlantı kablosu, video bağlantı
kablosu vb. kutu içeriğinde bulunur. (Bu durum marka/modellere göre
değişiklik gösterir. fotografıum dan alıntıdır..teşekkürlerimizle
|