Pratik okul
rehberi
İnternet’in uçsuz bucaksız düzlüklerinde okulla
ilgili tonla rehber ve bilgi vardır. Dersler dinlenmeliymiş, notlar
alınmalıymış, siperlere girilmeliymiş de falanmış filanmış. Bunlar iyi güzel de
okuldaki tek şey de servis, ders vesaire değil ki. Okul denilen mekân başlı
başına bir yaşam alanı olduğundan kendine has durumları, kuralları ve hatta
modası var. Gelin beraberce (burada size ara gazı veriyoruz) okulun büyülü
atmosferine dalalım ve okul nedir ne değildir anlayalım.
Okulun bir bilgi yuvası, aç beyinlerin doyurulduğu aş evi, arkadaşlarla
kaynaşma kovuğu ve genel kültür beşiği olduğu doğru ama okulun aynı zamanda
yaşça büyük olanların avantajlı olduğu bir tiranlık müessesesi görevi gördüğü de
doğru değil mi? Bakın daha ilk soruda yeni derinlikler keşfetmeye başladık. Bunu
geçsek bile karşımıza kıvrılan etekler, dışarıda bırakılan gömlekler, gevşek
takılan kravat ve uzatılmaya çalışılan saçlardan oluşan dünyanın en garip moda
akımı çıkıyor. Neyse bu iş böyle olmayacak en iyisi maddelere bölüp, düzenli bir
şekilde incelemek…
Başlıyoruz.
Tiranlık
“A-aaa bizim okulda böyle bir şey yok”
diyenler bu maddeyi okumayıp diğerlerine geçebilir, ancak içinde tiranlık
müessesesi bulunmayan bir okul da okul değildir hani. “Tiranlık müessesesi”
deyimimiz yanlış anlaşılmasın, öğrenciler arasındaki kıdem & karizma
orantısından bahsediyoruz sadece. Şimdi, hayatı boyunca yolu ortaokul ya da
liseye düşmüş olan herkesin rahat rahat söyleyebileceği gibi, üst sınıflarda
olmak her zaman bir avantajdır. Üst sınıflarda olanlar sıra beklemez, serviste
en iyi yere otururlar ve genellikle onların dediği olur. Küçük sınıflardansanız
bu durum can sıkıcı olabilir, insan isyan etmek ve bağırıp çağırmak isteyebilir
ve fakat bu noktada unutulmaması gereken şeyler de vardır. Bir kere büyük
sınıflar adlarından da anlaşılacağı gibi büyüktür. İkincisi sizin de bir kaç
sene içinde onların yerinde olacağınız ve pozisyon avantajını devralacağınız
kesin gibidir ve üçüncüsü okulun güzelliği biraz da bu kıdem meselesinde
yatmaktadır, bozmamakta yarar vardır.
Küçüklerden değil de tiranlardansanız keyfinize diyecek yoktur herhalde.
Tavsiyemiz okuldaki son yılınızın keyfini çıkartmanız, üniversitede herşey çok
değişik olacak ne de olsa. Ama yine de siz siz olun, büyüklüğün getirdiği
avantajları kullanırken kendinizden küçüklere kötü davranmayın, yazıktır.
Moda
Okul sınırları içinde yaratıcılığınızı geliştirebilecek (resim dersi ve
benzerleri gibi) bazı durumlarla karşılaşmanız mümkündür, ancak bir öğrencinin
yaratıcılığını geliştiren ana etken okul üniforması üzerinde yapılan envai
çeşitteki değişikliklerdir. Bu değişiklikler çok göze batarsa müdür
yardımcısının ofisine doğru bir gezi yapılacağından insanın yaratıcılığı daha da
kamçılanır. Üniforma değişikliği (buradan sonra ÜD diyeceğiz) olarak
adlandırabileceğimiz bu fenomende en çok karşılaşılan olay “etek kıvırma” adıyla
bilinendir. “Etek kıvırma”, kız öğrencilerin yedinci sınıfa kadar uyanamadığı,
ondan sonra ise vazgeçemediği bir alışkanlıktır. Eteğin içe doğru kıvrılarak
okul ölçülerinin üç parmak kadar üzerine çekilmesiyle gerçekleşen olay başlı
başına bir okul klasiğidir.
Bir diğer klasik de erkeklerin saç uzatma çabasıdır. Kısa saçlı öğrencinin
dünyanın en iyi öğrencisi olduğu gibi garip bir inanca sahip okullarda, bu
çocuklar çok çekmeye, sabah törenini takiben teker teker ayrıştırılmaya, hatta
ani baskınlarda berbere gönderilmeye mahkumdurlar.
Okul modasından bahsederken dışarı salınmış gömlekleri atlamak olmaz.
Üniformanın tekdüzeliğine bir son verme çabasında olan bütün bireyler
hayatlarında en az bir kere gömleklerini dışarı salmış ve özgürce salınmaya
bırakmıştır. Belki uzaktan en rahat görüneni bu olduğundan, tarih boyunca müdür
yardımcıları ve öğretmenlerin en hızlı müdahale ettiği durum da bu olmuştur.
Tabii bir de bu işin kışı vardır. Bazı okullar öğrencilerin kışın giydikleri
kazak, süveter ve hırka türü kıyafetlerin rengine karışma ihtiyacı da hisseder.
Bu durumda da okul renklerinin tonlarıyla oynayan yaratıcı öğrenciler çıkar,
“Mavi mi? Neden gece mavisi olmasın ki hocam?” sorusu bu tür durumlarda en çok
duyulan repliklerden biridir.
Kantin Adabı
Dersler okulun suit odalarıysa kantin tartışmasız olarak okulun lobisidir.
Nice arkadaşlıklar ve tabii aşklar kantin sınırları içinde filizlenmiş ve meyve
vermiştir. Kantin herkesin gözünün önünde olduğundan söz konusu mekanda
karizmayı çizdirmemek önemlidir. Yiyeceklerin içindeki ketçap ya da mayonez gibi
muhtemel katkılar yüze ve göze bulaştırılmamalı ve insanların sizi işaret ederek
gülmesi önlenmelidir.
Bahçe
Bahçe okulun olmazsa olmazlarındandır.
Top oynanabilen, volta atılabilen ya da bir köşede onu bunu keserek dedikodu
yapılabilen bir yer olması bahçeyi okulun stratejik olarak en önemli
noktalarından biri haline getirmiştir. Bahçede futbol veya basketbol oynamanın
kendine has kuralları yoktur ama mesela volta atmanın birçok püf noktası olduğu
kesindir. Bir kere volta tek başına atılmamalıdır. “Ben bunalımlı ve coolum, o
nedenle yalnız başıma kaderimi arıyorum” devirleri geçmiştir. Mümkünse en az iki
kişi olunmalı ve rahat bir tavırla yürünerek bahçe turlanmalıdır. Bir köşede
oturup onu bunu çekiştirmeninse daha da önemli püf noktaları vardır. Bir kere bu
aktivite için bahçeye hakim bir nokta seçilmelidir. Oturulan yerin bahçeyi 180
derecelik bir açıyla görmesi çok avantajlı olacaktır. Gelene geçene bakıp yorum
yapma kısmı ise size kalmıştır, feci eğlenceli bir uğraştır.
iştegençe teşekkürler
|