Merhaba..
Bu gazeteler elbetteki latin harflariyle basılmamışlardı... Zaten 1919 da istiklal harbi bile denemezdi. Tüm internette konunun tartışılması özür dilerim 'geyik' moduna ulaşmış durumda. O günün gazeteleri orijinal olarak basılsa yada olduğu gibi fotoğraflanıp yayımlansa kimin ne işine yarayacaktı..? Veya tertemiz kağıtlara işte gazete bu, tercümesi de bu, denilseydi kabul görebilirmiydi diye düşünmeliyiz.. Yapılmaya çalışılan dönemin ciddiyetini ruhuna yakışır biçimde sunmaya çalışmaktır. Bir arşiv sunumu değil, tarama, bir araya getirme ve sunum hazırlama tekniğidir. Biliyorsunuz ki harf devrimi 1 kasım 1928 de yapılmıştır. Gazeteler o günlerde bile bir kısmı(o günlerin deyimiyle) eski yazı yanında yeni Türk alfabesi eşliğinde yayımlanmış, Bu şekil yeni yazının alışkanlık haline dönüşmesine kadar uygulanmıştır. Herhangi bir yerinde bu bir tercüme çalışmasıdır., Orijinal değildir demenin Türk halkının tarih bilgisi ve kültürüne hakaret olacağı düşünülmüş ve bu yüzden not düşülmemiştir. Yapılmaya çalışılan bir hediye hazırlamaktır ve bence çok makbule geçmiştir. Lütfen konuyu bu şekliyle değerlendiriniz. Size olaya emek verenler adına konunun emekçisi kurum başkanının açıklama yazısını da ekliyorum sevgilerimle Sinan Akbaşak
Eskilerin meşhur bir sözü vardır, "Hafıza'i beşer nisyan ile malüldür"diye. Yani "insan aklı unutma özürlüdür" der atalarımız ve bu teşhis tam isabettir.
Ne yazık ki insanımız bu hastalığın önlemini alma konusunda pek
başarılı olamadı. Tam tersine her gün bir unutkanlık hapı yutmuşcasına
tarşhten ders alma refleksimiz köreldi. Bu nedenle toplum olarak
hatalarımızı bir kısır döngü içinde tekrarlayarak bugünlere geldik.
Ve de Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği "çağdaş uygarlığa" bir türlü sıçrayamadık.
Ünlü yazar Bertolt Brecht'in şu sözleri tam da bu meseleyi ifade eder...
"Büyük sıçrayışları gerçekleştirmek isteyenler birkaç adım geri gitmek zorundadır. Bugün, yarına dünle beslenerek yol alır"
Ben de bu durumu, geri ve dikiz aynalarına bakmadan yol almaya
benzetiyorum. Bunu yapamadığımız için de pek çok kez yol kazalarına
uğradığımız bir gerçektir.
Elinizdeki bu çalışma gerçekten çok yorucu ama bir o kadar da keyif
veren bir emeğin ürünüdür. Geniş bir ekip, büyük bir titizlikle,
aylarca arşivleri taradı.
Kurtuluş Savaşı'ndan bu güne kadar, Cumhuriyet tarihimizin kilometre
taşları denilecek olaylar bir araya getirildi. Özellikle Cumhuriyet'in
ilk yıllarına ait gazete arşivlerine ulaşmak çok zor oldu.
Ama
kılı kırk yardık ve yılmadan iğne ile kuyu kazarcasına gazete
sayfalarına ulaştık.Elinizi attığınızda lime lime olmuş gazeteleri,
büyük bir özenle fotoğrafladık. Ancak sayfaların büyük bir bölümü,
okunamaz halde perişandı. Ama teknolojinin imkanlarını kullanarak,
yakın tarihimizin o sayfalarına yeniden hayat vermeyi başardık.
Bu
nedenle, çok faydalı olacağını umduğum bu çalışmanın ortaya çıkmasında
inanılmaz katkıları olan odamız çalışanlarından, özellikle Esra Erten, Yakup Asil, Tarık Çoruk ve emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum.
Ankara Ticaret Odası'nın bu hizmetinin, tarihten ders çıkartmama
hastalığımızı yenmemize bir nebze olsun katkı sağlayacağı umuduyla,
saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Sinan AYGÜN Ankara Ticaret Odası Başkanı
|