http://gazete.tiyatroterapi.com/ - Anasayfa » http://gazete.tiyatroterapi.com/haberler.asp?katID=2 - R. Sinan AKBAŞAK... Köşe Yazıları
'KONUŞ Kİ SENİ GÖREBİLEYİM' ... Sinan AKBAŞAK
01 Ağustos 2012, 15:44
Bireysel ya da toplumsal ilişkilerimizin her
boyutunda ve her zaman ya konuşan yada dinleyen konumunda bulunmaktayız.
Her iki halde de olabileceğimiz kadar başarılı olduğumuzu söylemek pek
mümkün değil gibi
“KONUŞ Kİ SENİ GÖREBİLEYİM” Bireysel
ya da toplumsal ilişkilerimizin her boyutunda ve her zaman ya konuşan
yada dinleyen konumunda bulunmaktayız. Her iki halde de olabileceğimiz
kadar başarılı olduğumuzu söylemek pek mümkün değil gibi, Aslında herkes
konuşmayı kendi kendine, konuşa konuşa öğrenmektedir. Gel gelelim
konuşma hepimizin bildiği gibi gelenek, görenek ve alışkanlıklarımızın
sınırları dışına çıkamamaktadır. Bundan dolayı da konuşma genellikle
becerisiz, başta öğretim olmak üzere iş ve yaşam ilişkilerimizin hemen
her alanında daha az başarılı ve daha az mutlu olmamıza neden
olmaktadır. Konuşma
sadece bir takım sözcükleri seslerle başkalarının kulaklarına iletmek
olmadığı gibi dinlemekte; sadece işitmek demek değildir. Aslında tüm
benliğimizle konuşmakta ,kulağımızla işitip zihnimizle
dinlemekteyiz.İşte bu çok önemli kavram nedeniyle sadece konuşma değil
dinleme de bilimsel bir eğitim konusu olarak düşünülmeli ve bu konuda
gerçekçi adımlar atılmalıdır.Doğru dinlemeyi bilmeyenler ki bunlar
dinleme sürecinde zihinsel tepki yönünden yetersiz kalanlardır, dinleme
eğitiminden geçirilerek sağlıklı bir algılama becerisine sahip olmaları
sağlanmalıdır. Doğru konuşmayı bilmemek gibi doğru dinlemeyi de
becerememekten hangimizin başı derde girmemiştir. Bunları söylerken
dinleme eyleminin konuşmak eyleminden daha basit olmadığını, tesadüfen
yada sıradan çabalarla çok daha iyi konuma gelemeyeceğini anlatmaya çalışıyorum. Konuşurken
çıkardığımız seslerle belirtmek istediğimiz anlamları karşılıklı olarak
benimsemek, bu sesler ve mimiklerle aşk, sevgi, nefret, dostluk,
düşmanlık, özgürlük gibi pek çok kavram ve duyguyu gerçekten
oluşturabilmek aslında küçük bir mucizedir. İşte kişiliğimizi ya da
ilişkilerimizi yöneten ne kadar kavram varsa bu mucizede
düğümlenmektedir. Olumlu
doğrularda kendimizi başkalarına anlatmak; sen beni yanlış anladın, ben
öyle demek istemedim, şimdi ben şunu demek istiyorum gibi tümcelerle
kendi dilimizi yine kendi dilimize tercüme etmeye çalışmadan başkalarını
bize kendini anlatabilmesi hepimizin çok istediği ancak pek ulaşamadığı
özlemi değil midir. Aslında
konuşmanın biriktirilmiş malzeme(okumak ve dinlemek) ve bunların
kullanımı olduğunu unutmamalıyız. İyi okuyamayıp iyi de dinleyen
olamadıysak doğru konuşabilmenin mucizeler beklemekten farkı yoktur.
Toplumumuzda doğru konuşanların sayısının artıp artmadığı da kendinize
sormanız gereken bir sorudur… Bunun artmadığını ve iyi örneklerin
azaldığını düşünüyorsanız kendinizin bile attığınız e postalarda sosyal
paylaşım sitelerinde biraz da tembelliğin getirdiği eksik yazmanın eksik
konuşmayı çoğaltacağı kavramını bir kez daha düşünmenizi öneririm. Beykoz
vakfı tiyatro bölümünde vermek istediğim önemli kavramlardan biriside
konuşabilme ve dinleme tekniklerini her yaş gurubuna uygun seviye
oluşturarak öğrencilerimin hayatlarına dahil edebilmektir. Çünkü
konuştuğunu anlatabilen, dinlediğini anlayabilen insanların oluşturduğu
toplumlar mutlu olabilmenin temel faktörlerinden birini belki de en
önemlisini yakalayabilmiş toplumlardır. Anlatabilecek, anlayabilecek kadar çok sevginiz olsun.
R.Sinan AKBAŞAK
|