Eğitimde temel olarak neler atlanmamalı?
Pek çok şey... ya da hiç bir şey...
karışık gibi mi? Değil... Bu gün her anlattığımı hem detaylı hem örnekli
anlatacağım.
Evlilik kurumunda genellikle kadın
erkekten bir kaç yaş küçük olmasına rağmen erkekten çok daha çabuk yıpranır. Bu
gün işi vardır... Yarın da işi vardır... Cumartesi Pazar hiç bir iş
terkedilemez... Pazartesi elbette aynı işler yapılacaktır. Anne olunca iş
ikiye, çalışan kadınsa, iş üçe, çalışan anneyse iş beşe katlanır. En iyi
niyetli koca bile işin yüzde yirmisini dahi
halledemez. Vücüt tükenir, sinir sistemi tükenir, hayatın tadı
kaybolmaya başlar.Sebep ‘iş’ değil ‘Aralıksız iş’ dir.
Çocuğunuz için haftanı beş günü okul,
Cumartesi kurs, dersane, dil kursu, zoraki sosyal etkinlik, Pazar ödev, test,
odanı topla... Pazartesi okul beş gün sonra? Sonra yine aynı şeyler... sonrası
Pazartesi. Yaz geldi...Belki tatil belki iş denizden sonra test çözülecek işten
sonra da...
Örnekler çoook fazla... Biz gelin
çocuklarımız için neler yapabiliriz kısmına geçelim.
Çocuklarımız çalışmadan etkinlikten
okumaktan kaçmazlar ancak bizim ayarımız yoktur.
Kendi gençlik hatalarımızın ya da bize
yaşatılanların bedellerini farketmeden çocuklarımıza ödetmeye kalkarız.
Her kız çocuğu bale eğitimine
gönderilmek istenir.Çünkü anne çok istemiş ama gönderilmemiştir.
Her enstrüman çalmak isteyen çocuğun
eline gitar verilir. Trompet... diyecek olursa? gitar iyidir gitar...
Yüzme isteyen basketbola, tenis düşünen
voleybola, futbol hevesi varsa, aaaa kız kısmısı ne işi var...
Esas önemli yargı, benden iyi mi
bileceksin? Aah ah bizim zamanımızda... Nankörlük etme çırak veririm haa...
- Yahu hep biz mi hatalıyız?
- Evet... Elbette
Çocuklarımıza şöyle desek
Yavrum, evladım... Yaşam gittikçe daha
çok çalışmayı gerektiriyor. Kendine ek özellikler katmalısın.Çünkü sevimsiz bir
yarışa gireceksin ve bu yarışta bazı artıların olmalı... Bu yüzden haftanın
altı günü çok çalışmalısın. Bu elbette zor bir şey... Ancak mesela Cumartesi
gününün öğleden sonrasını tamamen kendine ayır... Ne yapmak istiyorsan yardımcı
olalım, Elimizdeki olanakları değerlendirelim ve seni dinlendirelim. Böylece
sonrasına yeniden dinlenmiş ve güçlü başlayabilirsin. Ayrıca kendine ait zamanın
oluşu ve zamanı beklerken yapığın her şeyi daha iyi yapabilirsin... Öyle ya...
Kendine zamanın var... Kendine aaaait.
Aman
‘Ne yapmak istiyorsan’ kısmını atlamayalım ve bunu ne istersen
yapabilirsin olarak tercüme etmeyelim.
Ne kadar güzel ve doğru olur değil mi...
Hele sosyal etkinlik derken tiyatro
çalışması isterse çocuğunuz... İster tabiii... Çok da iyi olur.
Bakın
o zaman neler katılabilir hayatına... Sayalım mı?
Öncelikle çocukların zihinsel becerileri
geliştirilmelidir.
Tüm beceriler birbirleriyle ilişkili olduklarından başka becerilerin
gelişmesine temel oluşturmaktadırlar.
Çocukların düşünme, sorgulama, yargılama ve değerlendirme becerilerini
geliştirmenin önemli araçlarından biri sosyal etkinlik içinde olmalarıdır. Birlikte
üretmek katılanlara dayanışmayı, birlikte yaşamanın gerektirdiği sorumluluğu
sağladığı gibi kişiliğinin oluşmasını ve gelişmesini sağlar. Özgüveni
geliştirir. . Kız ve erkeklerin birlikte çalışmasıyla cinsel sağlıksızlığı,
tutarsızlığı ve saygısızlığı önler. Ayrıca, tüm sanat dallarına ilgiyi sağlar,
dilini tanıma ve kullanma becerilerini geliştirir. En önemlisi insana insanı
tanıtır. Ortak komplekslerimize bakış uzatarak sağlıklı olanı görmek, düşünce
olgunluğuna ulaştırmak ve aşama yapmasını sağlamak gibi destekler de sağlar.
Önemli olan gelişen çocuğun aklını ve yüreğini olgunlaştırmaktır.
Bunun
için yaptıklarım şöyle
Bu eğitimlere katılan öğrencilerim düşünmeyi
her türlü etkinliğin içine sokabilmektedirler. Bu sayede bilgilendirmeyi değil
, bilgiyi bulmasını sağlayabiliyorum.
Öğretmek yerine düşündürmeye , sorgulatmaya
çalışıyorum.
Anlamaya yönlendirerek mevcut bilgileri ile
yeni bilgilere ulaşmasını sağlamaya çalışıyorum.
Bu gelişmeleri sağlayabilmek için çocukları
konuşmaya özendiriyorum.
Her çocuğun kendini rahat hissedebileceği
eğitici ve öğretici ortamı sağlıyorum,
Yaş ve beceri ayrımı yapmaksızın katılımlarını
sağlamaya çalışıyorum,
Yanlış bir şey söylemek ya da sormaktan
korkmamalarını öğretmeye çalışıyorum.
Bu eğitim programı içerisinde onlara
sorumluluk ve yetki vererek birey olduklarına inandırırken asla kaç yaşında
olduklarını unutmuyorum.
Onları oldukları gibi kabul ediyor ve
sadece o olduğu için değer veriyorum.
Kişiliklerini
değil becerilerini değiştirmeye gayret ediyorum .
Çocuklarımı en üst amaçlarına
ulaşacaklarına inanıp ve inandırıp başarısızlıklarda tekrar denemeye ikna
ediyorum.
Yanlışlardan önce doğruları öne
çıkarmaya ve yanlışların doğruyu öğrenmek için iyi bir fırsat olduğunu
anlatmaya çalışıyorum.
Belki de en önemlisi eziklik zayıflık ,
güvensizlik duygularını yok ederek kendilerine haksızlık etmelerine engel
oluyorum , Böylece tüm becerilerini ateşliyor, üretmelerini sağlıyorum.
Eğer buraya kadar okuduysanız... E iyi ettinizve umarım çocuğunuz için iyi şeyler olur.
Teşekkür ederim.
|