Tiyatroya dair"BİR DERS" |
Yanıt Yaz | Sayfa <1 56789 10> |
Yazar | |
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 13.Şubat.2009 Saat 08:50 |
12 Şubat 2009 çalışmamız. Bugün çallışmamız öncesi Hocamızın hasta olduğunu öğrenince çok üzüldük.. Hemen aramak ve yanına gitmek istedik, Ceyda abla "ilk defa biraz uyudu, dinlenmesi lazım" deyince bize de yüreklerimizden dua etmek ve dersimize çalışmak kaldı. Ceyda ablanın elinde bazı tiradlar vardı hocamızın gönderdiği. Anlayacağınız gibi Hasta olduğu halde bile bizi düşünen nadir insanlardan biridir HOCAMIZ. Sonra tiradları okumak isteyen arkadaşlarımız okudu, şiir okuyan, skeç yazıp oynayan, doğaçlama yapan, Sıdıka ki bizim en çok güldüğümüz skeçler arasında. Bunlar yapılırken bizde elimizde bir boş kağıt arkadaşlarımıza puan verdik. Bu puanlar hocamız tarafından değerlendirilecekti. Evet herkeste bugün sahneye çıkma telaşı vardı doğru. Sebebini ben şöyle açıklayabilirim. Biz orada olduğumuz sürece R.Sinan AKBAŞAK hocamızda bizimle beraber orada olacak. Bu bilinç çıkardı bence bizi sahneye, koşa koşa çıkmaya, istekli görünmemiz Hocamıza ulaşan bir dua olacağına inandık bence. Bir kaç arkadaşımız eksikti ama çalışmamız iyi geçti. Tabi Hocamızın olmaması dışında. Aradan sonra Ceyda abla bir müzik dinletti bize. KOLBASTI. Bunu bir iki arkadaşımız biliyordu ve bizde öğrenmek için bilen arkadaşlarımızla sözleştik beraber çalışmak ve öğrenmek için bu dansı. Sonra doğaçlama yaptık son yarım saat. Çocuk olduk, psikolojik yardıma ihtiyaç duyduk, plajda olduk, otobüse bindik. Dersimizin sonunda vedalaşarak evlere dağıldık.
|
|
mutuu3194
Yeni Üye Kayıt Tarihi: 08.Kasım.2008 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 33 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 12.Şubat.2009 Saat 23:29 |
evet bugünün ilk yorumunu ben yapayim istedim herşey daha taptazeyken.ilk önce sinan hocama çok çok geçmiş olsun hepimiz sizi çok aradık hocam en kısa zmanda ayağa kalkmanızı diliyoruzbugün çok çok eglenceli geçti.Çünkü belkide ilk defa herkes elinde bişeylerle geldi.Bireysel perfonmaslar, kısa ve eglenceli skeçler(Meralin kendi yazdığı 10 numaraydı),Sametin şiiri ve tabiki tiyatronun vazgeçilmezi doğaçlamalar.normalde kim kalkcak die birbirine bakan bizler bu hafta nasıl olduysa kalkmak için can atıyoduk hatta bir ara koltuklarda kimse kalmadı:)Bu arada pazar gününü de heyecanla bekliyorum kolbastıyı yani:))
|
|
oğuzhan
Üye Kayıt Tarihi: 30.Ocak.2009 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 71 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 08.Şubat.2009 Saat 12:46 |
22 ocak 2009 da aranıza katıldım 2 senedir istanbuldayım 2 senedir tiyatro kursu arıyordum.Ta ki bu tarihte yanınıza gelene kadar halbuki hergün önünden geçtiğim binanın farkına varamadığım için ne kadar müsterih oldum bilemezsiniz.Sıcak bi ortam var tiaytaroda özellikle Bekir bana çok yardımcı oluyor yalnız şu 20 tank olayını açmasak ii olacaktı. hocamız hakkında yorum yapmanın bi anlamı yok.Üstadlar uludur.
|
|
oğuzhan
|
|
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 06.Şubat.2009 Saat 09:04 |
05 Şubat 2009 tarihli çalışmamız. Tiyatroya erken gelmiştim. Biraz arkadaşlarla sohbet ettik. Sonra dersimize geçtik. Hocamızın dışarıda biraz işi olduğu için, biz başlamıştık. Trafik Terörü ile başladık. Sahneleri biraz daha hareketliydi bu sefer. Sonra diğer çalışmaya Telefon Muhabbeti'ne geçtik. Çalışmanın arasında hocamız geldi. Arkadaşlarımızın çalışmaları bitince Hocamız sözü aldı. Biraz yorgundu. Mazereti yoktu ama gelmemek için. Sonra çocuk, genç ve büyük çalışmaları hakkında konuştuk biraz. Birkaç arkadaşımız ( bayan ) kapı bozulduğu için tuvalette kalmış üç insanı canlandırmaya çalıştı. Ceyda ablayı görmeliydiniz. Sonra üç arkadaş daha çıktı sahneye ( erkek, biri ben). Otobüs durağında, tesadüf eseri karşılaşan, eski sevgili, kızın abisi ve yeni sevgilisi olmak üzere 3 kişiyi canlardırmaya çalıştık. Kızın abisi yaman çıktı. Ara verdik 5 dakika. Sonra sahnede partnerinizle beraber aynı anda sayma tekniğini uygulamaya çalıştık. ( İlk denemelerde şehit düşen oldu tabi. ) Sahne arkasını değişik biçimde kullanmayı öğrendik. ( Nasıl haşamat etti bizi Meral, helal olsun.) Hazal bize SIDIKA adlı kitaptan bir iki tane parça okudu. Çok güzeldi ve çok güldüm. Ayhan Abi bir tirad okudu. Oğuzhan bir tirad okudu. Sonra bunlar hakkında küçük bir açıklama yaptı hocamız. Evet her insanda farklı okuyordu. Farklı duygularla ama anlamı değişmiyordu parçanın. Sahneden geçen 20 tane tank gördük. Düşüncelerimizin penceresini açmayı öğrendik. Zaman çok çabuk geçmişti. Bu kadar şeyi o kadar kısa zamana nasıl sığdırdığımıza inanmaya bilirsiniz ama biz zamanın çabuk geçmesinden şikayetçiyiz.
|
|
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 30.Ocak.2009 Saat 17:06 |
29/01/2009 tarihli çalışmamız. Tiyatroya geldiğimde bazı arkadaşlarımız sahnede hocamla birşeyler konuşuyorlardı ve ellerinde birer kağıt vardı gördüğüm kadarıyla. Sonra herkesle selamlaştıktan sonra arkadaşlarımız sahnede kaldı ve hocamızda sahneden aşağı indi. Anladım ki ellerindeki kağıtlar bir oyunun kağıtlarıydı. Sonra oyuna başladılar. Ben çok beğendim. Özellikle raporatöre ( Eren'e yanılmıyorsam ismini ) çok güldürdü bizi. Sonra bir oyunda hocamız çantasından çıkardı ve sahnede arkadaşlarımız uygulamasını okuyarak yaptı. Bu çalışmada da Samet bizi çok güldürdü. Bu oyunları sahnemizde dekoru fazla değiştirmeden birbirine bağlama yönünü düşündük ve düşündüklerimizi söyledik. Sonra hocamız Başından geçen bir olayı anlattı. Bize ayrıca çok güzel bir haber verdi hocamız ayrıca. Toron KARACAOĞLU dedehocamızın geleceğini söyleyince çok mutlu oldum. Günün bitişi geldi ve sahne açılmak üzere bir daha ki bize kaldı.
|
|
hazal_c
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 16.Eylül.2008 Konum: Istanbul Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 127 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 23.Ocak.2009 Saat 11:48 |
Bekir abi zaten neler yaptıklarımızı yazmış bende birkaç ekleme yapayım bu hafta sahnedeki heyecanımızın dinmeyeceğini herkes görmüş oldu ayrıca sinan hocamızın yaptığı bir benzetmeyle sahne çalışmalarımızın önemini kavradık şöyle ki: araba kullanmak için sadece bilgi yetmez bilgiyi aldıktan sonra direksiyon eğitimi alınır ve sonra yavaş yavaş kendimiz kullanmaya başlarız tiyatroya uyarlarsak; sinan hocamızın anlattıklarını dinledikten sonra bizlerin bu küçük okumaları yada tirad/monolog çalışmaları birer direksiyon eğitimi; bu çalışmalarımızla yavaş yavaş tiyatroya adım atıyoruz. oldukça gülüp eğlendiğimiz bir çalışma oldu haftaya görüşmek üzere.. heyecanımız dinmesin
|
|
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 23.Ocak.2009 Saat 08:21 |
22/01/2009 tarihli çalışmamız. Bugün işyerinde fazla işim olmadığı için erken çıkmış ve hemen tiyatroya gelmiştim. Erken gelmek çok güzel. Hocamız ve erken gelen arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Sonra çalışmamıza geçtik. Klasik birkaç tiradı seslendirdik. Tabi bunu ses tonumuzu kullanarak yapmaya çalıştık. Sahnede oyuncunun nerede durması gerektiğini, sahneyi nasıl doldurması gerektiğini, ( dekorlarla değil tabi ) sesini daha rahat nasıl kullanacağını ve duyuracağını örneklerle gördük. Türkçemizdeki ( L ) ( A ) ( Ğ ) harflerinin kullanılması hakkında bilgi sahibi olduk. Ceyda ablanın fanatik bir Beşiktaş'lı olduğunu gördük. Sonra yine ayrılma vakti geldi ve vedalaşıp birbirimizle haftaya görüşmek üzere ayrıldık.
|
|
appa98
Yeni Üye Kayıt Tarihi: 07.Kasım.2008 Aktif Durum: Aktif Değil Gönderilenler: 17 |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 16.Ocak.2009 Saat 23:10 |
15 Ocak 09 tarihindeki çalışmamız oldukça verimli geçti. Gerçi gülmemek benim gibi birisi için oldukça zordu ama yinede birşeyler yapmaya çalıştım. Taa ki Sinan hocanın kahkasını duyana kadar. Her zaman söylediğim gibi biz burada sadece tiyatro üzerine çalışmalar yapmıyoruz aynı zamanda hayata da hazırlanıyoruz. Özellikle genç yaştaki arkadaşlar için bu sıcak yuvanın önemli olduğunu düşünüyorum. Ben bu sıcak yuvayı geç keşfedenlerdenim ve daha önce keşfetmediğim için üzgünüm. Ama ne demişler zararın neresinden dönersen kardır.(DİKKAT: a'nın üzerinden şapka çıkabilir)
|
|
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 16.Ocak.2009 Saat 17:06 |
15/01/2009 tarihli çalışmamı. Bugün çalışmamıza geçen hafta konuştuğumuz ve kararlaştırdığımız gibi 19:30 ' da başladık. Sesimizi her seviyede kullanmaya çalıştık. elimizdeki metinlerde bunları uygulamaya çalıştık. Hızlı okunan bir metini anlamamızın zorlaştığını, dikkatin dağıldığını ve anlatılmak istenen olayın tam olarak kavranılmadığını gördük. Bir metinin, kelimelerin söylenmesi gereken sürelerde kullanılması, noktalama işaretlerinde gerekenin yapılması, daha iyi anlama, akılda kalma, dikkate alınma, algılama ve öğrenmemizi kolaylaştırdığını gördük. Sonra hep beraber fotoğraf çektirdik. Bunu Ceyda abla çok istiyordu. Bizde istemiyorduk değil yani . Fotoğraf çektirme anımızı görecektiniz. Sonra çalışmamıza devam ettik. Herhangi bir yere odaklanıp, öylece kalmayı, ( donup kalmak gibi ) çalıştık. Hocamız sağolsun bizi güldürmek için bazı şeyler yaptı. Bazı arkadaşlarımız da öyle. sonra bu gülmeyi, nasıl kontrol edeceğimizi öğrendik. İnanın o kadar güzeldi ki, bir ara hocamız ( Adem iyi, ne zamandır gülmüyorsun, gelim mi yanına ) deyince içimden kahkahalarla güldüm ve hala aklıma gelince gülüyorum, şimdi bile. Sonra Eşleştik ve birbirimizin gözünün içine bakarak donmayı denedik. Tabi gülmemek için çaba sarfederek. Bundan sonrada birbirimizin gözünün içine bakarak alakasız muhabbetler ettik. Beden dilimizi kullanmadan. Bu arada bir fıkra dinledik hocamızdan. Zaman gene bize ayak uydurdu ve nasıl geçtiğini onun da bildiğini sanmıyorum.
|
|
Misafir
Misafir |
Alıntı Cevapla Gönderim Zamanı: 09.Ocak.2009 Saat 17:36 |
08/01/2009 tarihli çalışmamız. Bugün misafir arkadaşlarımız çoğunluktaydı. Aralarında, aramıza katılmak isteyen arkadaşlarımızda vardı. Bu arada bir de TİYATROTERAPİ ailesine katılan bir piyano var. Bu hafta, geçen hafta birşeyler hazırlayamayan arkadaşlarımız hazırlıklı gelmişlerdi. Ellerindeki metinleri ellerinden geldiğince bizide olaya katmak amacıyla okudular. Seslerde inişler, çıkışlar, sesini gerektiği gibi kullanmaya çalıştılar. Yeni gelen arkadaşlarımızdan Samet bir adet şiir okudu. Cemal SAFİ'den Tek Hece şiirini. Çok güzel ve tok bir sesi vardı. Sonra sesimizi ne kadar kullanabildiğimiz görmek istedi hocamız. Bir doğaçlama ile. Sanırım herkesin aklında kalan Volkan'ın doğaçlaması idi. Zamanımız yetmediği için herkes yapamadı. Önümüzdeki hafta sesimiz nasıl kullanacağımızı ve en tiz sesten en bass sese kadar nasıl çıkacağımızı göstereceğiz inşallah.
|
|
Yanıt Yaz | Sayfa <1 56789 10> |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |