Tiyatro yaşamın aynasıdır... Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası >6 - TİYATRO >KONSERVATUAR
  Yeni Mesajlar Yeni Mesajlar
  SSS SSS  Forumu Ara   Kayıt Ol Kayıt Ol  Giriş Giriş

Kilitli ForumKONSERVATUAR SINAVINA GİRMEYİ DÜŞÜNENLERE ÖNERİLER

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <12
Yazar
Mesaj Tersinden sırala
  Konu Arama Konu Arama  Konu Seçenekleri Konu Seçenekleri
terapist Açılır Kutu Gör
Yönetici
Yönetici
Simge

Kayıt Tarihi: 01.Ocak.2007
Aktif Durum: Aktif Değil
Gönderilenler: 1803
  Alıntı terapist Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 15.Eylül.2008 Saat 18:53

KONSERVATUAR SINAVINA GİRECEKLERE ÖNERİLER

SAYIN İSA KARSLI’NIN TİYATRODÜNYASI.COM..DA YAYIMLANAN YAZISINI YAZARIN iZNiYLE SiZLERE ULAŞTIRMAK İSTEDİM..

R.SiNAN AKBAŞAK


         Arkadaşlar merhaba,

         Ülkemizdeki artist olma hayali öyle bir hal aldı ki, büyükler tarafından nasihat olarak verilmeye başladı, benim oğlum artist olsun, kızım manken olsun gibi zihniyetle sanat ve sanatçı kavramı yok olmaya, kalite düşmeye başladı!

        Ülkemizdeki Tiyatro sanatının kalitesinin düşmesi, salonların boşalmasının sebeplerinden biride ünlü olma hayalidir, konservatuara başvuru yapmak isteyen arkadaşlar öncelikle uzun uzun düşünsünler, acaba ben televizyonda oyuncu mu olmak istiyorum, yoksa tiyatro oyuncusu mu olmak istiyorum? Ben dizi çekeceğim ondan giriyorum okulların sınavlarına diyorsanız, bu işler için konservatuarda okumak gerekmiyor. Köşe başında ajansla var gidin kayıt olun, size bir deneme filmi çekerler ölçerler sizi varsa ışık işiniz olur. Bu memlekette televizyona çıkmak çok kolay, konservatuarda 4 yıl okuyup ta zaman kaybetmeyin, tiyatroya emeğini, zamanını, hayatını verecek aday arkadaşlara engel olmayınız!

     Dizi-film oyunculuğu hevesleriniz yüzünden konservatuar koridorlarına doluşup ta gerçekten tiyatro yapmak isteyen arkadaşlara engel olmayınız.
 

     Cevabınız tiyatroysa eğer bu ülkede sanatın tüm olumsuzluklara rağmen tıpkı bir savaş gibi yapıldığının bilinciyle konservatuar sınavlarına hazırlanın.

      Üniversitelerin güzel sanatlar fakültesi, konservatuar bünyesindeki sahne sanatları tiyatro oyunculuğu bölümlerine hazırlanan sanatçı adaylarına bu yazı dizisi altında toplamak onların heyecanlarına ortak olmak istedim.
Her kişinin bir çalışma sistemi vardır, değerli üstatların ve hocalarımızın, eğer eksik bir yer varsa uyarmasını rica ederim.


     İlk olarak öss sınavında başvurulacak üniversitenin taban puanını (üniversiteye göre deşişir,145,165 vs)almak şarttır.


       Öss sınavında başarılı olup puan alındıktan sonra, tercih yapılması gerekir, tercihler belirlenmeli ve bir taslak oluşturulmalı, sınava girilecek olan okulun yayımlamış olduğu koşullara uygun olmak gerekir, yaş sınırı, puan, kontenjan, başvuru sayısı, kabul edilecek öğrenci sayısı, dikkat edilmelidir. Bu koşullara doğrultusunda karar verdikten sonra en önemlisi ‘Tirat, şiir’ seçimlerinin yapılmasıdır.


                                                  OYUN SEÇİMi

Genellikle iki parça istenir. Biri klasik, biri modern. Biri komedi, biri dram. Bir de şiir. Bu işin en sıkıcı yanıdır, oyunu belirlemek. Bazı oyun kitaplarında, internet sitelerindeki sınav parçalarına bakmak olacaktır fakat bu iyi bir fikir değildir, sizler gibi yüzlerce kişide bu yöntemle oyun seçeceklerdir. Bu tür seçilen parçalar zor olduğu gibi mesleğinin en yukarısındaki oyuncular tarafından sunulmuştur.

Seçilen parçaların sunumu 5 dakikayı geçmemelidir, seçilen karakter size uymalıdır, heyetin dikkat ettiği konulardan birisi inandırıcı olup olmadığınızdır, kesinlikte taklitten kaçınmalısınız, komik olabilir ama oyunculuk değildir. Seçilen parçaların değişik karakterde olması, sizin heyete farklı karakter oynamayı başardığınızı göstermeniz artı puan olur.
Tirat seçimi yapılırken; Boyu, Kilosu, Yaşı, Karakteri (Agresif, ya da uysal) yani ruh haline göre yüz ifadesine göre seçilmeli. Bütün karakterler göz önüne alarak kendi yapısına göre en uygun seçim yapılmalı. Tabi bunun yanında gireceği okulların bazıları zorunlu parça verirler. O parça oynanmak zorundadır.
Seçilen tirat ile ilgili kitap bulunmalı, oyunun tamamı okunmalı, oyun hakkında bilgi edinilmeli, yazar tanınılmalı, yazarın ne demek istediği ruh halı saptanmalı, karakterler analiz edilmeli. Tiradı anlamanın en iyi rolü budur.
Seçilen parçalarda mutlak dikkat edilmesi gereken, parçanın ne anlattığı, ne demek istiyor, onun yerinde olsanız nasıl davranırdınız, gibi sorulara cevap bulmanızdır.

Sizde aranan sahicilik ve doğallıktır.

                                        ŞİİR


Şiir okurken aruz bilgisine, kelimelerin telaffuzuna, kelime manalarını, dinleyiciye düzgün bir Türkçe ile aktararak okumanız çok etkili olacaktır, zaten sınanan sizin oyunculuk yeteneğinizidir.

                                                        Ezber

‘’Ezber yaparken kendinizi fazla kasmayın, Bir tiyatro oyuncusu için işin en zor, en zevksiz ama son derece zorunlu ve sorumluluk taşıyan yanı, ezberdir. Ezber konusunda her oyuncunun kendine göre bir yöntemi vardır. Kimi kuru kuruya ezberler; kimi elinde metin, mizansenle ezberler; kimi yüksek sesle çalışarak, bazıları da sessizce okuyarak ezberler. En yaygını yazarak ezberlemektir. Rolü iki kere, üç kere, bazen dört kere dikkatlice yazmak gerekir. Böylece kelimelere, oyun yazarının cümle yapısına, en önemlisi, kelimelerin ve cümlelerin altındaki anlamlara alışırsınız. Zaten önemli olan, o anlamların ezberlenmesidir. Yani, dramatik doku içinde neyi, niçin, neden ve kime söylediğinizdir. Her cümlede mutlaka bir anahtar kelime vardır. Cümleleri ezberledikten sonra anahtar kelimeleri sıraya koymak işi oldukça kolaylaştıracaktır. İmgelem yoluyla da çok rahat ezber yapılabilir. Bu yöntem genellikle olay sırasını karıştıranlar için önerilir. Tek yapmanız gereken, detaylarıyla birlikte okuduğunuzu kafanızdan geçirmeniz. Olay sırasını düşünerek replikleri söylemek…’’

                        

                            HANGi TİRADLAR OYNANMALI/OYNANMAMALI

‘’Bana kalırsa Klasik oyunlardan uzak durulmalı, basmakalıp, Klişe Tiratlar (Örnek, Çehov, Shakspeare, Moliere, Güngör dilmen vs. gibi her yıl oynanan, hamlet, midasın kulakları, molierin hırsız var tiradı vs. o kadar çok oynandı ki jüri karşısında yinemi bu dedirtilmemeli) bunun yerine, mizansenin bol olduğu oyun seçimleri daha sağlıklı olacaktır. (Bu tartışılabilir) Elbette oyunculuk önemlidir. Tirada hayat kazandıran oyunculuktur. Ama aylarca çalışan sanatçı adayının, jüri karşısında sadece üç dakikası var. Ve bu üç dakikada kendini jüriye kabul ettirmek oldukça zordur.

Yeni, Güncel ve herkesten farklı olabileceğini düşündüğünüz en uç noktalarda oyunlar oynanabilir. Oyuncu adayı araştırmacı olmak zorundadır. Bilinen ve her sene oynanan tiratlardan uzak durmalıdır. Bu işin basit kısmıdır. Arayıp bulmalıdır. Ve kendince en ilginç gelen, işte ben dediği oyunlar oynanmalıdır. (En azından öyle düşünmelidir.)

Tirat seçimleri yapılırken kesinlikle şiveye gidilmemelidir. Yöresel şive kullanmak çok büyük hatadır. Konservatuarın tercih ettiği şive İstanbul aksanıdır. Oyun seçimlerinde de kesinlikle şive içerikli, Ağa rolü, Köylü rolü vs. gibi şiveye açık olan tirat seçimlerinden uzak durulmalıdır. Evrensel, Çağdaş oyun seçimleri her zaman artı olacaktır.

Eğer diksiyonla ilgili sıkıntılar varsa; ders alınmalıdır. Böyle bir şansı yoksa kitaplarla çalışılmalıdır. Ama elinden geldiğince jüri karşısında bu şiveyi belli etmemelidir.’’


                                                 SINAV GÜNÜ

Sınav günü geldi, hazırlıklar bitti, salondaki yerinizi aldınız, sizin gibi yüzlerce kişiyle beraber bekliyorsunuz. Adaylardan biri geriyor 5 dakika sonra çıkıp bir başkası giriyor ve sizdeki heyecan artıyor

Sonunda jürinin karşısındasınız!

İlk izlenim önemlidir. Sizin sahneye çıkışınız, sahnedeki duruşunun önemli ve jürinin dikkatini mutlaka çekecektir.



Stella Adler’in tabiriyle OYUNCULUK BİR ‘ÇAP’ MESELESiDiR.

‘’Jüri karşısında kesinlikle rahat olun, Kendinden emin olun. Sıkıntılı ve ''mıymıy '' psikolojisi dezavantaj sağlar. Girin ve oynayın. Kahkaha atın, içinizden geldiği gibi olun. Normal hayattaymış gibi çıkın jüri karşısına, Sorulara tüm içtenlikle cevap verin. Utangaç birini oynamayın. Kesinlikle samimi olun’’

Unutmayın ki ‘GEÇEN HER YIL SİZİN iÇİN BAşARISIZLIK DEĞiL. BiR DENEYİMDiR’

Kılık kıyafetinize dikkat edin, çok aykırı olmayın, saç, sakal düzgün olması iyidir. Bayanlar çok açık saçık giyinmekten kaçının abartılı makyaj yapmayın.

Kesinlikle ve kesinlikle heyete bilgiçlik taslamayın, ben 2 sene surda eğitim aldım, 4 senedir şu tiyatroda oyunculuk yapıyorum gibi kelamlarla hayatını sahnede geçirmiş insanlara tiyatro öğretmeye çalışmayın. şarlatanlık yapmayın, kendinizi komediye ustası zannedip espri yapmaya çalışmayın. Kısaca kendiniz olun normal hayattaki gibi davranın.
Seçtiğiniz oyunu oynamaya başlarken heyetten zaman istemeyin, düşününki sahnedesiniz ve oyun başladı seyirciye ben hazır değilim biraz bekleyin mi diyeceksiniz, oynamaya başladınız heyet siz oynarken birbiriyle konuşmaya başladı sakın ve sakın oyununuzu kesmeyin, sizin dikkatinizi ölçüyorlardır, oyunu kesip heyete bakarsanız ne oluyor diye işiniz bitmiştir, oyunu oynamaya başladınız, daha oyun en can alıcı en güzel yerine gelmeden henüz 1, 1,5 dakika olmuşken heyet sizi durdurup teşekkür edip oyunuzu bitirdi diyelim kesinlikle ve kesinlikle ağlayıp sızlayıp salonu terk etmeye, heyete bir şeyler söylemeye, onlarla tartışmaya kalkışmayın, heyet sizin 2 aşamaya kalmanız için yeterli olduğunuz kanaatine varmış olabilir, sizin bu tutumunuz onların kanaatini tersine çevirebilirsiniz.


Heyet beklerken dekor köstüm değişimiyle zaman kaybetmeyin aleyhinize olabilir.


Oyun sırasında repliğinizi unuttunuz diyelim. Kesinlikle oyunu kesmeyin doğaç veya ileriki bölümden devam edin, herkesin başına gelebilir, sizi anlayacaklardır ama dağılmanız felaketiniz olabilir.

Mülakat tipi soru sorarlarsa kısa ve net cevaplar verin, ukala bilmişlik taslamayın.
Not: Çalışmalarınıza yardımcı olabilecek kitaplar
Cezmi Koca'nın yazmış olduğu '' Konservatuar sınavlarına hazırlık'' adli kitap... (Adından da anlaşılabileceği üzere sınava girmeden önce neler yapılması gerektiğini, konservatuvarı olan okullar, özel okullar, özel kurslar, içeriği, şartları, nelere dikkat edilmesi gerektiği, konservatuara hazırlanırken tiratların nasıl olması gerektiği, nelere dikkat edilmesi gerektiği ve dünya yazarlarından tirat örnekleriyle ilgili (erkek ve kadın olarak ayrılmış şekilde) geniş bir bilgi veriyor.

Parçalarda köstüm seçimi hakkında ADNAN TÖNEL’den uyarılar:

Abartı olmamalı. Kostüm metne, tirada, -bir katkı sağlayacaksa, oyunda kullanılabilecek çok önemli bir aksesuarsa evet ama giysi elbet gri,siyah,koyu renk bir bütünsellik içermeli yazılı resimli, alaca bulaca bir müdahaleciliği olmamalı.
Benim kanım, dakikalarca kostümünü giymeye hazırlanan bir oyuncunun sınav parçasının çok kötü olması durumundaki psikolojik ezilmişliği kötü olacaktır.

                                                      şan-kulak

-  Müzik kulağı var mıdır, yok mudur? Nasıl anlaşılır? Sorularına cevap arayalım.

-  Öncelikle eğer gerçekten çok yeteneksiz olduğumuzu düşünüyorsak asla bu işi yapamayız. Yani en azından şarkı söyleyebiliyor olmamız gerekir. Ama notasında söyleyebilmeliyiz. Yani kasideyi tutturmak denen şeyi iyi bir şekilde yapabilmeliyiz. Eğer bunu yapamıyorsak gerçekten de müzik kulağımız yoktur ve ne yazık ki müzik kulağı sonradan edinilmez, doğuştan olurmuş!!!

- Müzik kulağını geliştirmenin en önemli yolu bir müzik aleti çalmaktır.

-  İlk çalışma olarak yani çalgı konusunda karar vermeden önce olaya nota yoluyla gireceğin için notayı öğrenebileceğin en kolay çalgı olan “blok flüt'le” çalışmalısın. Solfej yapabilmeli, yazı okur gibi nota okuyarak bunları flüt'le çalabilmelisin. Bu en başlarda zor gelebilir eğer notalarla hiç ilginiz yoksa ama emin olun 2 ay sonra yeni bir dil öğrenmiş gibi hissetmeye başlarsınız. Yani notaları yalayıp yutarsın ve bu iş için bence herhangi bir kursa falan gitmeye gerek yoktur. Tek ihtiyacın olan bir flüt ve basit bir nota kitabıdır.

                                    İki tür müzik kulağı var.

1) Perfect pitch: buna sahip olanlar, duydukları bir sesin hangi notaya karşılık geldiğini bilebiliyorlar.

2) Relative pitch: bizim müzik kulağı dediğimiz olay. İki nota arasındaki aralığı do?ru olarak algılama ve tekrarlama yetene?i. Bu sonradan geliştirilebilen bir şey..

- Örnek: piyanonun basına oturdun. Sırayla do ve mi notalarını çaldın. Perfect pitch'e sahip adam "do ve mi notalarını çaldın" der. Relative pitch'e sahip adam "iki nota caldın, aralarındaki uzaklık majör uçluydu" der.

 Mesela, Do ve mi aynı anda basıldığında çok sevinç coşku uyandıran bir armoni bırakır kulakta. Buradan bunun majör aralık olduğu çıkarılabilir. Mi ve sol aynı anda basıldığına ise hüzünlü duygusal bir armoni bırakır. Buradan minör aralık olduğu çıkarılır. Zaten minörün ve majörün nota aralıklarının birer sabiti olduğundan kaç perde aralığı olduğu da direk hesaplanabilir. Asıl iş 4–5 sesli akor basıldığında akor bileşenlerini tek tek ayırmakta. Bunu yapmak müzik kulağının yanında eğitim de ister...

-  Rölatif denen kulak yapısı başka bir notayı baz alarak bulan kulaktır: mesela sol notası çaldığında, siz daha önceden bildiğiniz bir mi notasından başlayan bir besteyi düşünüp oradan sola kayarak bulmaya gidersiniz.

 - Absolut kulak ise onun sol oldu?unu bilir. Rölatif kulakları olan herkes bir miktar egzersiz ile nota ayırt edebilir.

                   
                        Genel kültür için:

Yılmaz Arıkan'ın yazmış olduğu ''Tiyatro eğitimi'' adli kitapları alıp okumalarının, dünya yazarları, ustalar, monologlar, düşünce sanatları, başlattığı akımlar, öncü olduğu konular ve hayat biyografileri gibi tiyatro alanında çok önemli konulara değinmiş bu kitabi almanızda fayda var.
Tiyatro ile ilgili yardımcı olabilecek kitaplardan bazıları.

Ve en önemlisi, bulduğunuz tüm oyun kitaplarını okuyunuz

Oyunculuk sanatı konusunda bir dönüm noktası olan Stanislavski’nin konu hakkında temel oluşturacak düşünceleri için;
Stanislavski - “Bir aktör hazırlanıyor”
Stanislavsk - “Bir karakter yaratmak”

Tiyatronun felsefi ve estetik akımlarla beraber, gelişim süreci için;
Sevda Şener –“Dünden bugüne tiyatro düşüncesi”

Tiyatro hakkında genel bilgiler ve sahneleme teknikleri için:
Özdemir nutku – “Dünya tiyatro tarihi–1”
Özdemir nutku – “Dünya tiyatro tarihi–2”

Diksiyon konusunda teorik ve uygulamalı bilgiler için;
Suat taşer – “Konuşma eğitimi”
Nüzhet şenbay – “söz ve diksiyon sanatı”

Başarılar dilerim.

Hazırlayan: İsa Karslı
eyges1907@hotmail.com


TEKRAR TEŞEKKÜRLERİMLE…

R.SİNAN AKBAŞAK

www.tiyatroterapi.com

 



Düzenleyen terapist - 20.Eylül.2015 Saat 16:36
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz Sayfa  <12

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums® version 9.50 [Free Express Edition]
Copyright ©2001-2008 Web Wiz

Bu Sayfa 0,070 Saniyede Yüklendi.