Fotoğrafta kurgu
Bir fotoğraf nerede başlar, nerede biter Deklanşöre bastığınızda mı biter olay, yoksa tam da
o anda mı başlar? Karanlık oda denen yerde karanlık işler mi çevriliyor, kimler
karanlık odayı çılgın fikirlerine nasıl alet ediyor, hatta bu çılgın fikirlerin
sanatsal bir boyutu da olabilir mi? Tüm bu ardı arkası gelmeyen, uykularınızı
kaçıran soruların yanıtlarını merak ediyorsanız, size Jerry Uelsmann ismini not
almanızı öneriyor, karanlık odasında yarattığı mucizelerle sizi baş başa
bırakıyoruz.
Detroit’te 11 Temmuz 1934’te dünyaya
gelen http://en.wikipedia.org/wiki/Jerry_Uelsmann - - Jerry Uelsmann akademiden yetişme bir fotoğrafçı.
1957 yılında yüksek fotoğraf eğitimini tamamlayıp üç yıl sonra da çok genç
denebilecek bir yaşta Florida Üniversitesi’nde fotoğraf eğitimi vermeye başlar.
Fotoğrafın çekilerek öğrenilecek, sadece deneyimle geliştirilebilecek bir zanaat
olarak görülmesine üniversitedeyken karşı çıkar Uelsmann. Ona göre fotoğraf bir
sanattır, sanat da kuramsız olmaz. Sanat anlayışı temellerini bilinçaltından,
düşlerden alan gerçeküstücülük akımından alır.
Felsefi temellere oturtulmuş, bakmak
ve görmenin de ötesinde bir düşünme ve tasarımlama işine dönüştürmeye çalışır
fotoğrafçılığı. Bu yüzden fotoğraf da bir bilim, sanat dalı gibi akademide
okutularak öğrenilmelidir ona göre. “ http://www.pdngallery.com/legends/uelsmann/ - - Filozofun Masası ” adlı çalışması hem felsefeyle
kurduğu yakın bağların göstergesi hem de en ünlü çalışmalarından
biri.
Karanlık odada yıllar süren çalışmaları
sonunda bugünkü göz kamaştırıcı tekniğine ulaşır Uelsmann: Birden çok negatifin
kullanıldığı üst-üste basımla sentezleme! Elbette tüm yenilikçi sanatçıların
maruz kaldığı eleştirilere, burun kıvırmalara maruz kalır, bir fotoğraf nasıl
olmalı tartışmaları alevlenir, sanat çevreleri Uelsman’ın gerçeküstü
sentezlerini şaşkınlıkla karşılır. Karanlık odanın bir kusur düzeltme
olanağından çok fotoğrafçının işinin asıl başladığı yer olduğunu, sanatçının
yeni bir üretim süreciyle karşı karşıya olduğunu iddia eder.
Sentezleme tekniğiyle düşsel
dünyaların kapılarını aralayan Uelsmann fotoğrafları, görünüşte akla yatkın da
olsalar paradoksal bir yapıdadırlar. Üzerlerinde köksüz ağaçlar olan uçan
adalar, vücudu akarsularla birleşen kadınlar, bir avucun içindeki bulutlarda
evini arayan çocuk… Katı gerçekçiliğe bilinçaltının doğrusal olmayan
fantezileriyle dur der Uelsmann. Gerçeğin sezildiği ama asla kavranamadığı puslu
bir evren durur izleyicinin karşısında. Fotoğraf ilk bakışta gerçekliğin temsili
de olsa, sanat yalın bir temsille bitemez. Karanlık oda yalın temsilin kurgusu,
tuhaf düşlerin işin içine girdiği en eğlenceli kısım tabiri caizse.
Çalışmalarının tekrar üretilmesini engellemek amacıyla kopyalarını çıkarmaz ya
da negatiflerini saklamaz.
Tabii bu üst üste baskı tekniği denen
şey öyle kolay değil. Saatlerce çalışarak karanlık odaya kapanmak gerekiyor, bir
günle de bitmiyor elbette, haftalarca süren bir çaba gerekiyor. Karanlık oda
sadece baskının yapılıp bitirildiği yer değil, görsel bir laboratuar. İş böyle
olunca da saatler süren deney tadında çalışmalar olağanlaşıyor. On ayrı
agrandizörle tek eser üzerinde çalışarak fotoğrafı bir kurgu işine de çevirir
Uelsmann. Dijital kes yapıştır tekniği kullanmaz. Karanlık odanın, farklı sanat
dallarının, birçok disiplinin iç içe geçmesine de bir olanak olduğunu düşünür
Uelsmann.
1967’de Guggenheim üyesi olan Jerry Uelsmann’ın
çalışmaları tam kırk yıldır uluslar arası alanda görücüye çıkmış, on yıl kadar
önce de İstanbul AKM’de bir sergisi düzenlenmiş. http://www.masters-of-photography.com/U/uelsmann/uelsmann.html - - Eserleri New York Modern
Sanatlar Müzesi, Eastman House, Boston Güzel Sanatlar Müzesi ve Metropolitan
Sanat Müzesi gibi birçok müzenin sürekli koleksiyonları arasında yer alıyor.
Royal Photographic Society of Great Britain ve The Society of Photographic
Education and a trustee of the Friends of Photography gibi bir çok derneğin hem
kurucu hem de etkin üyeliğini yürütüyor. Dream Theater grubunun albüm
kapaklarındaki fotoğrafların bazıları da ona ait, meraklılarına
duyurulur.
Karanlık oda uğraşısını bu kadar önemsemesini şöyle
açıklar: “Grameri mükemmel fakat içeriği eksik bir makale ne kadar yetersizse,
içeriği mükemmel fakat grameri bozuk bir makale de o kadar yetersizdir”.
Fotoğraf eylemi bir bütündür, ne sadece karanlık oda ne de sadece deklanşör
anı.
Fotoğrafçılığın kuramsal yanıyla bu denli içli dışlı
olan biri elbette kitap yazmadan edemez; meraklılar için İngilizce de olsa liste
için buraya bakabileceğinizi belirtmeden geçmeyelim. Unutmadan Jerry
Uelsmann’ın eşi Maggie Taylor da kendisi gibi gerçeküstücü unsurlara
fotoğraflarında bolca yer veren bir sanatçı ama aralarında ufak bir fark var:
Uelsmann dijital makinelere elini sürmezken, Taylor dijital
çalışıyor.
Sizin de karanlık odaya girip fena halde baskı
yapasınız gelmedi mi? Tamam o iş biraz fazla profesyonelce olabilir ama bizce
makinenizi alıp güneşli günlerde etrafınızı fotoğraflamanın tam
zamanı!
|